1997 yılının haziran sonu veya temmuz başı idi...
Bir salı günü, Görele'de bir kahvenin kapısında Hayrettin Günay öğretmenimle, yeni kurulan Ecevit hükümeti hakkında sohbet ediyorduk...
Sohbetimizin konusu; Eynesil, Görele ve Çanakçı milli eğitimi ile ilgiliydi...
Hayrettin Hocam, sen Görele doğumlusun, seni Eynesil İlçe Milli Eğitim müdürü yapalım, dedim şaka yollu...
Gülerek, iyi düşünüyorsun, ama sen de biliyorsun, benim idareciliğe hiç hevesim olmadı, idarecilik bizi sıkar...
Ben de Hayrettin Hocam gibi düşünüyordum...
O arada, şahsen tanıdığım bir abimiz(Belen Köyü'nden İsmail Yel, sıralar, DSP ilçe başkanı) geldi yanımıza.
Selam sabahtan sonra, hocam seni arıyordum, dedi.
Biz Abdullah Keskin'i Giresun Milli Eğitim Müdürü yapmayı düşünüyoruz, hazır ol, temmuzun 15'inde birlikte, Abdullah Keskin'in işini görüşmek için, Ankara'ya Halil Çalık'ın yanına gideceğiz...
Abi, ben o günlerde, ailecek yaylaya gideceğim, çocuklar yaylaya hazırlanıyor...
Yayla işini ertele, ayın 15'inde gidiyoruz, Kocaeli milletvekili, hemşehrimiz Halil Çalık'ı ikna edip, Abdullah Keskin'i Giresun Milli Eğitim müdürü yapmamız şart, dedi kesti attı.
Uzatmadan söyleyeyim, 15 Temmuz 1997 günü, yarın sabah Ankara'da olacak şekilde, Görele'den otobüse bindik...
Hayatım boyunca böyle işlere karışmadığım için, Ankara'da bizi nelerin karşılayacağını kestirmeye çalışıyordum...
Sonunda kararımı verdim; Halil Çalık'la görüşme olanağı bulabilir de konu açılırsa, Abdullah Keskin arkadaşımızın Giresun Milli Eğitim Müdürlüğü için, en uygun adaylardan biri olduğunu söyleyecektim.
Aslında; Abdullah Keskin, Giresun doğumlu olduğu için, yasalar gereği Giresun Milli Eğitim Müdürlüğü'ne asil olarak atanamazdı...
Kararımı verdikten sonra rahatlamış olmalıyım ki son moladan sonra uyumuşum, uyandığmda Ankara'ya varmıştık...
Meclis açılmasına çok zaman vardı, Ankara'yı pek bilmediğim için, İsmail Abi'ye uyup, onun ufak tefek işlerini gördükten sonra, meclis binasına yakın bir lokantada yemeğimizi yedik...
Meclisin giriş kapısında fazla beklemeden Halil Çalık göründü.
Bizden başka iki Eynesilli daha vardı.
Halil Çalık, onların isteklerini öğrendikten sonra bana, sen hangi müdürlüğü istiyorsun, diye sordu.
Hayatımın hiç bir döneminde idareciliği düşünmemiştim, bu beklenmedik soru üzerine, sayın vekilim, beni müdürlük küdürlük işlerine, bulaştırmayın, dedim.
Bu konuşmalar olurken aynı zamanda meclise doğru yürüyorduk...
Az sonra, hep birlikte Halil Çalık'ın meclisteki odasının kapısındaydık
Odanın kapısında başka kişiler de vardı.
İsmail Abi; sayın vekilim, bizim zamanımız bol, siz öbür konuklarınızın işlerini görün, biz bekleriz, dedi.
Dışarı çıkıp, öbür ziyaretçilerin işlerinin bekledik...
Sıra bize gelmişti, içerde Engin Çalık da vardı.
Biz girince, sizin işiniz özel olabilir, ben size müsaade edeyim, diyerek çıkmak istedi.
Hali Çalık ve İsmail Abi ikisi birden, senden gizli değil, sen de kal, dediler...
Odada dört Eynesilli kalmıştık...
Deyim yerindeyse, mal deliye kalmıştı...
Bir süre sonra Halil Çalık, başkanım artık asıl konuya gelelim, dedi.
İsmail Abi, kısaca, vekilim, sizinde bildiğiniz gibi biz, Abdullah Keskin'i Giresun Milli Eğitim Müdürü yapmak istiyoruz, dedi.
Kısa bir konuşmadan sonra, Abdullah Keskin'in müdür yapılması konusunda anlaşıldı.
Ben, Abdullah Keskin Giresun doğumlu, Giresun Milli Eğitim Müdürlüğü'ne asaleten atanabilir mi, diye sordum.
İsmail Abi, o sorun değil, bir yolu bulunur, dedi, ben de üstelemedim.
Bu konu karara bağlanınca, Halil Çalık bana dönüp, sen nerenin müdürlüğünü istiyorsun, diye giriş kapısında sorduğu soruyu yineledi.
Ben yine aynı cevabı verdim.
Görüşme bitince, Halil Çalık'ın odasından çıktık...
O gün, DSP'nin haftalık grup toplantısı varmış, İsmail Abi'yle grup toplantısına katıldık...
Başka da işimiz olmadığı için, o gece Eynesil'e döndük.
Anasayfa
Yazarlar
Şükrü ÇOBAN
Yazı Detayı
Bu yazı 373+ kez okundu.
YILLAR NE ÇABUK GEÇMİŞ(1)
1997 yılının haziran sonu veya temmuz başı idi...
Bir salı günü, Görele'de bir kahvenin kapısında Hayrettin Günay öğretmenimle, yeni kurulan Ecevit hükümeti hakkında sohbet ediyorduk...
Sohbetimizin konusu; Eynesil, Görele ve Çanakçı milli eğitimi ile ilgiliydi...
Hayrettin Hocam, sen Görele doğumlusun, seni Eynesil İlçe Milli Eğitim müdürü yapalım, dedim şaka yollu...
Gülerek, iyi düşünüyorsun, ama sen de biliyorsun, benim idareciliğe hiç hevesim olmadı, idarecilik bizi sıkar...
Ben de Hayrettin Hocam gibi düşünüyordum...
O arada, şahsen tanıdığım bir abimiz(Belen Köyü'nden İsmail Yel, sıralar, DSP ilçe başkanı) geldi yanımıza.
Selam sabahtan sonra, hocam seni arıyordum, dedi.
Biz Abdullah Keskin'i Giresun Milli Eğitim Müdürü yapmayı düşünüyoruz, hazır ol, temmuzun 15'inde birlikte, Abdullah Keskin'in işini görüşmek için, Ankara'ya Halil Çalık'ın yanına gideceğiz...
Abi, ben o günlerde, ailecek yaylaya gideceğim, çocuklar yaylaya hazırlanıyor...
Yayla işini ertele, ayın 15'inde gidiyoruz, Kocaeli milletvekili, hemşehrimiz Halil Çalık'ı ikna edip, Abdullah Keskin'i Giresun Milli Eğitim müdürü yapmamız şart, dedi kesti attı.
Uzatmadan söyleyeyim, 15 Temmuz 1997 günü, yarın sabah Ankara'da olacak şekilde, Görele'den otobüse bindik...
Hayatım boyunca böyle işlere karışmadığım için, Ankara'da bizi nelerin karşılayacağını kestirmeye çalışıyordum...
Sonunda kararımı verdim; Halil Çalık'la görüşme olanağı bulabilir de konu açılırsa, Abdullah Keskin arkadaşımızın Giresun Milli Eğitim Müdürlüğü için, en uygun adaylardan biri olduğunu söyleyecektim.
Aslında; Abdullah Keskin, Giresun doğumlu olduğu için, yasalar gereği Giresun Milli Eğitim Müdürlüğü'ne asil olarak atanamazdı...
Kararımı verdikten sonra rahatlamış olmalıyım ki son moladan sonra uyumuşum, uyandığmda Ankara'ya varmıştık...
Meclis açılmasına çok zaman vardı, Ankara'yı pek bilmediğim için, İsmail Abi'ye uyup, onun ufak tefek işlerini gördükten sonra, meclis binasına yakın bir lokantada yemeğimizi yedik...
Meclisin giriş kapısında fazla beklemeden Halil Çalık göründü.
Bizden başka iki Eynesilli daha vardı.
Halil Çalık, onların isteklerini öğrendikten sonra bana, sen hangi müdürlüğü istiyorsun, diye sordu.
Hayatımın hiç bir döneminde idareciliği düşünmemiştim, bu beklenmedik soru üzerine, sayın vekilim, beni müdürlük küdürlük işlerine, bulaştırmayın, dedim.
Bu konuşmalar olurken aynı zamanda meclise doğru yürüyorduk...
Az sonra, hep birlikte Halil Çalık'ın meclisteki odasının kapısındaydık
Odanın kapısında başka kişiler de vardı.
İsmail Abi; sayın vekilim, bizim zamanımız bol, siz öbür konuklarınızın işlerini görün, biz bekleriz, dedi.
Dışarı çıkıp, öbür ziyaretçilerin işlerinin bekledik...
Sıra bize gelmişti, içerde Engin Çalık da vardı.
Biz girince, sizin işiniz özel olabilir, ben size müsaade edeyim, diyerek çıkmak istedi.
Hali Çalık ve İsmail Abi ikisi birden, senden gizli değil, sen de kal, dediler...
Odada dört Eynesilli kalmıştık...
Deyim yerindeyse, mal deliye kalmıştı...
Bir süre sonra Halil Çalık, başkanım artık asıl konuya gelelim, dedi.
İsmail Abi, kısaca, vekilim, sizinde bildiğiniz gibi biz, Abdullah Keskin'i Giresun Milli Eğitim Müdürü yapmak istiyoruz, dedi.
Kısa bir konuşmadan sonra, Abdullah Keskin'in müdür yapılması konusunda anlaşıldı.
Ben, Abdullah Keskin Giresun doğumlu, Giresun Milli Eğitim Müdürlüğü'ne asaleten atanabilir mi, diye sordum.
İsmail Abi, o sorun değil, bir yolu bulunur, dedi, ben de üstelemedim.
Bu konu karara bağlanınca, Halil Çalık bana dönüp, sen nerenin müdürlüğünü istiyorsun, diye giriş kapısında sorduğu soruyu yineledi.
Ben yine aynı cevabı verdim.
Görüşme bitince, Halil Çalık'ın odasından çıktık...
O gün, DSP'nin haftalık grup toplantısı varmış, İsmail Abi'yle grup toplantısına katıldık...
Başka da işimiz olmadığı için, o gece Eynesil'e döndük.
Ekleme
Tarihi: 21 Temmuz 2024 - Pazar
YILLAR NE ÇABUK GEÇMİŞ(1)
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.