Sevgili dostlar!
Malum, ülkemiz zor günlerden geçiyor.
Yarınlarımızın garantisi yok.
Hökümata güvenip, topraklarınızı boş bırakmayın, ne bulursanız ekin.
Biz de öyle yapıyoruz.
Anadan, babadan bize hepi topu bir avuç yer kaldı.
Yeter de artar bile.
Miras kavgası yapmadığımızdan...
En azından kafamız rahat.
Bu rahatlıkla...
Bir karış boş yer bırakmaksızın ne bulursam ektim.
Mesela neler mi?..
Tarlaya ektim soğan/Bitmedi yedi doğan!
İlimon ektim taşa/Bitmedi kaldı kışa!
Ekin ektim çöllere/Yoldurmadım ellere!
Dandini dandini dasdana/Danalar girdi bostana!
Evimizin önü marul/Sular akar harıl harıl!
Derken...
Sonunda kabak başımıza patladı!
Yani anlayacağınız...
Kırk beş yıl kalem tutup, mürekkep yaladıktan sonra...
Çiftçiliği de bayağı kıvırmaya başladık!
Rahmetli Ahmet Kaçar;
“İşitmesin hane halkı sekiz şiddetinde azar;
Nasibi kısmet olursa, ilk temeli atacağız.
Haftanın beş günü dahil, cumartesi, pazar,
Minare gölgesi alıp, davul tozu satacağız!" demiş ya...
Nasibi kısmet olursa...
Biz de öyle yapacağız!
Tabi birileri karşımıza çıkıp, "Davul tozunu al da git!" demezse!