Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Seyfullah Çiçek
Köşe Yazarı
Seyfullah Çiçek
 

“SEN KİMSİN YAA…?

Hani “Tepemizdeki Biri” çok kızdığı kişilere; “Sen kimsin yaa…” çıkışı yapıyor ya… Düşündüm, taşındım, bu soruyu ben de kendime sordum: “Oğlum Seyfullah, sen kimsin yaa..?” Sahi, ben kimim? Gençlik yıllarımızda Beykozlu hayranlarımız, öyle ahım şahım bir futbolcu olmasak da, tekmeye kafa uzatan deli-dolu hareketlerimizden dolayı bizi “Çılgın Seyfi” olarak tanır. YURTKUR’da 43 yıl görev yaptığımız için yolu bize düşen eş, dost, hemşehriler, birlikte görev yaptığımız mesai arkadaşlarımız bizi müdür diye bilir. Eğitimci olduğumuz için çoğu kişi bize Hocam diye hitap eder. Elimiz biraz kalem tuttuğundan olacak 35 yıldır çok sayıda dostumuz da bizi yazar sanır! Ucundan, kenarından siyasete de bulaştığımızdan arada bir “Başkanım” diyenler de çıkar. Sahi ya… Ben kimim? Belki çok şey… Belki de hiçbir şey! Şiir diliyle anlatalım bakalım, kimmişiz: “Soran olursa bana, kim olduğumu, Bir onur sayarım cevaplamayı. Yolumu, yönümü, nasıl bulduğumu, Bir onur sayarım, cevaplamayı. Seyfullah’tır adım, Çiçek soyadım, Sırtımı sadece Hak’ka dayadım, Doğru yoldadır her attığım adım, Takamaz boynuma kimse tasmayı. İlim Giresun, ilçem Görele, Köyüm Kuşçulu, kuşlar gelir dile, Yeşil bir cennettir, dört mevsim bile, Aşığım köyüme bundan dolayı. Soran olursa, “Okulun neresi?” Cevap; “İstanbul Üniversitesi”, Fakültem; Edebiyat Fakültesi, Tarih Dalından aldım diplomayı Hocalarım; İbrahim Kafesoğlu, Ahmet Cevat Eren, Cengiz Orhonlu… Öğrettiler bana kitaplar dolu, Şanlı tarihimle gurur duymayı. Yani sahte değil, gerçek, diplomam, Yüksek öğrenimim dört yıl tastamam, Rektörüm Haluk Alp, başka tanımam, Burada öğrendim adam olmayı. Çok şükür Tanrı’ma çürük çıkmadım, On sekiz ay yedek subaylık yaptım, Asteğmen ve teğmen rütbesi taktım, Oldum çakı gibi deniz subayı. YURTKUR’da tam kırk üç yıl hizmet ettim, İşçi, memur, müdür ömür tükettim, Bazen sevindim, bazen çile çektim, Atlattım her fırtınayı, borayı... Olmadı hanlarım, gemiciklerim Ne madenlerim, ne mücevherlerim Nelerim varsa hepsi alın terim Bilmem ne İsviçre’yi, ne Malta’yı Bir zerre kul hakkı çalıp yemedim, Kimsenin malına malım demedim, Devletime hiç ihanet etmedim, Katmadım aşıma, haram lokmayı. Kutsal mesleğimi, severek yaptım, Geride tertemiz sicil bıraktım, İçim ferah, huzurluyum, rahatım, Çaldırmadım ak alnıma karayı. Hak, hukuk ve adaletten sapmadım, Öğrencilerime ayrım yapmadım, Personelimin canını sıkmadım, Pansuman ettim her türlü yarayı. Ayrılmadım Atatürk’ün izinden, Milli-manevi değerlerimizden, Gurur duydum şanlı tarihimizden, Yükseklerde tuttum, şanlı bayrağı. Türk’üm; Oğuz soyum, Çepni’dir boyum, Muhammet ümmeti, Allah kuluyum, İslam’dır inancım, huzur doluyum, Şükürle anarım Yüce Mevla’yı. Ülkücüyüm altmış dokuzdan beri, Başbuğ Türkeş davamızın lideri, Ölürüm de dönmem bu yoldan geri, Serseler önüme bütün dünyayı. Ne olursa olsun ırkı ve dini, İster Kürt, Gürcü, Rum, ister Ermeni, Severim “Ne mutlu Türk’üm” diyeni, Baş tacı yaparım bundan dolayı. Karşıyım her türlü şiddete, küfre, Kardeşlikten, dostluktan vermem fire, Saygım var; Trabzon, Beşiktaş, Fener’e, Lakin tutarım Galatasaray’ı. Biraz yazar oldum, biraz da şair, Futbolcu, dernekçi, memur ve sair, Zevk aldım ne varsa hayata dair, Sevmedim tek düzeli yaşamayı. Keyif aldım hayatın her dalından, Acısından, ekşisinden, balından, Dünyalık yapmadım dünya malından, Sevdim kafama göre takılmayı. Ötse de yıllardır onun borusu, Cevaplandı “Sen kimsin ya?” sorusu, Özüm sözüm birdir, işin doğrusu, Babam öğretti bana dik durmayı. Seyfi’yim; işte ben böyle biriyim, Her zaman sağlam, iri ve diriyim, Kalleşlik bilmem, sözümün eriyim, Gitti ilham perim, koydum noktayı. *** “Baki kalan bu kubbede hoş sada” bırakabiliyorsak ne mutlu bize! Gerisi fasa, fiso!
Ekleme Tarihi: 22 Mart 2023 - Çarşamba

“SEN KİMSİN YAA…?

Hani “Tepemizdeki Biri” çok kızdığı kişilere; “Sen kimsin yaa…” çıkışı yapıyor ya…
Düşündüm, taşındım, bu soruyu ben de kendime sordum:
“Oğlum Seyfullah, sen kimsin yaa..?”
Sahi, ben kimim?
Gençlik yıllarımızda Beykozlu hayranlarımız, öyle ahım şahım bir futbolcu olmasak da, tekmeye kafa uzatan deli-dolu hareketlerimizden dolayı bizi “Çılgın Seyfi” olarak tanır.
YURTKUR’da 43 yıl görev yaptığımız için yolu bize düşen eş, dost, hemşehriler, birlikte görev yaptığımız mesai arkadaşlarımız bizi müdür diye bilir.
Eğitimci olduğumuz için çoğu kişi bize Hocam diye hitap eder.
Elimiz biraz kalem tuttuğundan olacak 35 yıldır çok sayıda dostumuz da bizi yazar sanır!
Ucundan, kenarından siyasete de bulaştığımızdan arada bir “Başkanım” diyenler de çıkar.
Sahi ya…
Ben kimim?
Belki çok şey…
Belki de hiçbir şey!
Şiir diliyle anlatalım bakalım, kimmişiz:
“Soran olursa bana, kim olduğumu,
Bir onur sayarım cevaplamayı.
Yolumu, yönümü, nasıl bulduğumu,
Bir onur sayarım, cevaplamayı.
Seyfullah’tır adım, Çiçek soyadım,
Sırtımı sadece Hak’ka dayadım,
Doğru yoldadır her attığım adım,
Takamaz boynuma kimse tasmayı.
İlim Giresun, ilçem Görele,
Köyüm Kuşçulu, kuşlar gelir dile,
Yeşil bir cennettir, dört mevsim bile,
Aşığım köyüme bundan dolayı.
Soran olursa, “Okulun neresi?”
Cevap; “İstanbul Üniversitesi”,
Fakültem; Edebiyat Fakültesi,
Tarih Dalından aldım diplomayı
Hocalarım; İbrahim Kafesoğlu,
Ahmet Cevat Eren, Cengiz Orhonlu…
Öğrettiler bana kitaplar dolu,
Şanlı tarihimle gurur duymayı.
Yani sahte değil, gerçek, diplomam,
Yüksek öğrenimim dört yıl tastamam,
Rektörüm Haluk Alp, başka tanımam,
Burada öğrendim adam olmayı.
Çok şükür Tanrı’ma çürük çıkmadım,
On sekiz ay yedek subaylık yaptım,
Asteğmen ve teğmen rütbesi taktım,
Oldum çakı gibi deniz subayı.
YURTKUR’da tam kırk üç yıl hizmet ettim,
İşçi, memur, müdür ömür tükettim,
Bazen sevindim, bazen çile çektim,
Atlattım her fırtınayı, borayı...
Olmadı hanlarım, gemiciklerim
Ne madenlerim, ne mücevherlerim
Nelerim varsa hepsi alın terim
Bilmem ne İsviçre’yi, ne Malta’yı
Bir zerre kul hakkı çalıp yemedim,
Kimsenin malına malım demedim,
Devletime hiç ihanet etmedim,
Katmadım aşıma, haram lokmayı.
Kutsal mesleğimi, severek yaptım,
Geride tertemiz sicil bıraktım,
İçim ferah, huzurluyum, rahatım,
Çaldırmadım ak alnıma karayı.
Hak, hukuk ve adaletten sapmadım,
Öğrencilerime ayrım yapmadım,
Personelimin canını sıkmadım,
Pansuman ettim her türlü yarayı.
Ayrılmadım Atatürk’ün izinden,
Milli-manevi değerlerimizden,
Gurur duydum şanlı tarihimizden,
Yükseklerde tuttum, şanlı bayrağı.
Türk’üm; Oğuz soyum, Çepni’dir boyum,
Muhammet ümmeti, Allah kuluyum,
İslam’dır inancım, huzur doluyum,
Şükürle anarım Yüce Mevla’yı.
Ülkücüyüm altmış dokuzdan beri,
Başbuğ Türkeş davamızın lideri,
Ölürüm de dönmem bu yoldan geri,
Serseler önüme bütün dünyayı.
Ne olursa olsun ırkı ve dini,
İster Kürt, Gürcü, Rum, ister Ermeni,
Severim “Ne mutlu Türk’üm” diyeni,
Baş tacı yaparım bundan dolayı.
Karşıyım her türlü şiddete, küfre,
Kardeşlikten, dostluktan vermem fire,
Saygım var; Trabzon, Beşiktaş, Fener’e,
Lakin tutarım Galatasaray’ı.
Biraz yazar oldum, biraz da şair,
Futbolcu, dernekçi, memur ve sair,
Zevk aldım ne varsa hayata dair,
Sevmedim tek düzeli yaşamayı.
Keyif aldım hayatın her dalından,
Acısından, ekşisinden, balından,
Dünyalık yapmadım dünya malından,
Sevdim kafama göre takılmayı.
Ötse de yıllardır onun borusu,
Cevaplandı “Sen kimsin ya?” sorusu,
Özüm sözüm birdir, işin doğrusu,
Babam öğretti bana dik durmayı.
Seyfi’yim; işte ben böyle biriyim,
Her zaman sağlam, iri ve diriyim,
Kalleşlik bilmem, sözümün eriyim,
Gitti ilham perim, koydum noktayı.
***
“Baki kalan bu kubbede hoş sada” bırakabiliyorsak ne mutlu bize!
Gerisi fasa, fiso!
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş