19 Mart 2024 tarihinde sonsuzluğa uğurladığımız aile dostumuz ünlü ses sanatçısı ve bestekar İsmet Nedim, “Samanyolu”nun öyküsünü bana anlatmıştı.
Udi Bestekar Teoman Alpay’la Ankara Radyosu’nda beraber çalıştıklarından ve daha sonra yollarının İstanbul’da da kesiştiğinden bahisle sözü, o yıl program yaptığı Taksim Belediye Gazinosu’nda geçen bir olaya getirerek şunları söylemişti:
-“ Bir gün gazinonun patronu Kazım Polat bey (o zamanın ünlü ses sanatçısı Aysel İpar’ın eşi), Teoman Alpay hakkında ileri geri konuşuyor, bana da onunla ilgili sorular yönelterek ağzımdan aleyhinde laflar almaya çalışıyor. Hatta ‘Serserizm peşinde’ diye bir de laf söylüyor, Teoman Alpay için. Tabi, beklediği cevapları vermiyorum, vermediğim gibi de onun bu tutumunu eleştiriyorum. Aramızda küçük bir tartışma çıkıyor. Benim gazinodan ayrılacağım endişesiyle Aysel İpar araya girerek eşini, ‘Sen ne yapıyorsun? Adamı kaçıracaksın’ gibi sözler söylüyor. Böylece tartışma büyümeden orada bitiyor.”
Teoman Alpay’ın çok içki içtiğini ama en güzel bestelere de imzasını attığını vurgulayan İsmet Nedim, sözü, Odeon Plakçılık’da geçen bir olaya getiriyor:
-“O gün, bir şiirini bestelediğim Şair Mehmet Erbulan’ın telif haklarını tahsil için Odeon Plakçılık’a gitmiştim. Teoman Alpay da oradaydı. O da bazı eserlerinin telif hakkını tahsile gelmişti. Plak şirketinin Daire Müdürü Moiz Filiba adlı Musevi bir vatandaşımızdı. Metin Bükey’den Metin Bokey diye bahsederdi. Teoman Alpay, bir ara beni kebap yemeye davet etti. Kebapları yerken Teoman abi bana, ‘Bak yeni bir beste yaptım. Sana dinletmek istiyorum’ dedi. Hemen bir yerden aceleyle bir ut buldurdu. Başladı çalmaya. Ut’tan Samanyolu’nun melodileri dökülmeye başladı. Bunu nerede bestelediğini sordum. “Meyhanede” diye cevap verdi. ‘Senin sisteminde (tarzında) besteledim’ demeyi de ihmal etmedi. Yanında kimler olduğunu sorduğumda, Metin Bükey’ cevabını verdi.”
İsmet Nedim’in ifadesine göre, her nasılsa, Metin Bükey bu bestenin peçeteye yazılmış sözlerini ve notasını meyhanede Teoman Alpay’dan alır, Berkant’a verir. Berkant da meşhur eder. Ama plağın kapağında Teoman Alpay’ın adı, söz yazarı, Metin Bükey’in adı ise bestecisi olarak yer alır.
Metin Bükey, Yeşilçam filmlerinin ünlü müzik direktörüdür.
Bir başka tabirle, Türk Musıkisi’nin başkalarına ait popüler eserlerini aranje eden (düzenleyen) başarılı bir müzik adamıdır.
Hiç dikkatinizi çekti mi bilmem, eski Yeşilçam filmlerinin afişlerinde ve jeneriklerinde “Müzik Direktörü: Metin Bükey” diye yazar.
Bestekarlık yönüne gelince…
Türk Musıkisi Vakfı’nın verdiği bilgilere göre kayıtlarda, Samanyolu dahil 6 bestesi (!) görünüyor. Ne gariptir ki, Samanyolu hariç, diğer 5’i hiç bilinmez. (bkz. “Türk Musıkisi Vakfı, Türk Müzik Kültürü’nün Hafızası Nota Arşivi)
“turksanatmuzigi.org” adlı site, Metin Bükey’i şöyle tanımlıyor:
“Sayısız vizyon filme müzik yapan Metin Bükey, Türk sinemasında 150'den fazla filmin müziğini yapmıştır. Ayşecik, Küçük Hanım, Cilalı İbo serilerin de müziklerini yapan Metin Bükey, güftesi kendisine, bestesi ise Teoman Alpay'a ait olan ‘Samanyolu’ filminin müziği ile anımsanır.”
Oysa güfte de Teoman Alpay’ındır, beste de...
Dikkat ettiyseniz yukarıdaki tanıtım metninde, Metin Bükey’in bestecilik yönünden hiç bahsedilmemiş.
Teoman Alpay’ın bestekarlığına gelince…
İsmet Nedim, özel bir sohbetimizde bu yönüyle ilgili olarak bana şunları söylemişti:
“Teoman abinin özel hayatı, içki müptelalığı ve bazı yönleri tartışılabilir. Lakin onun bestekarlığına laf etmek hiçbir kimsenin haddine değil. O, bir devrin en büyük bestekarıdır.”
Örnek mi istiyorsunuz?
Buyurun, beş-on örnek: “Buruk acı”, “Ayrılmalıyız artık”, “Sevmekten kim usanır”, “Kaçamazsın kaçamazsın, sen ellerin olamazsın”, “Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar”, “At kadehi elinden”, “Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım”, “Bahar geldi gül açıldı”, “Hani bir gün gelecektin (Yalancısın yalancısın)”, “Sarmaşık gülleri”, “Dün Göztepe’nin neş’eli bir hali vardı”, “Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgar”, “Kalbimi kıra kıra”, “Dışarda bir yaz yağmuru, yaş sokaklar sensiz bensiz”, “Kıskanırım seni ben”, “Sürülmez sefa (kadın)”
Uzun sözün kısası Teoman Alpay, bunlar gibi, çoğu batı tarzında olmak üzere yüzlerce ölümsüz eserin altına imzasını atmış çok büyük bir bestekardır.
Bir tarafta 6 bestesinin beşi hiç bilinmeyen bir Metin Bükey…
Öte yanda ise, 76’sı TRT Repertuarında olmak üzere çok sayıda popüler besteye imza atmış olan Teoman Alpay.
İsmet Özoğuz’a ait “Hep O şarkılar” (İnci Yayıncılık, İstanbul,1999) adlı kitabın 352’nci sayfasında ise söz yazarından bahsedilmemiş olsa da, “Beste”nin karşısındaki isim Teoman Alpay’dır.
Öyle anlaşılıyor ki, ünlü “Samanyolu”, Alpay’ın vaki sarhoşluklarından birine denk gelerek, amiyane tabirle gümbürtüye gitmiş.
Böylece üstat üç otuz paralık rakısıyla efkar dağıtırken, gerçek sahibi olduğu “Samanyolu”nun kaymağını bir başkası yemiş!
Bizim kanaatimizi soracak olursanız; söz de, beste de Teoman Alpay’ındır.
Teoman Alpay’ın, sanki kendisi beste yapmaktan acizmiş gibi, bir şiirini bestelemesi için bir başkasına vermesi size hiç inandırıcı geliyor mu?
Not: 1.Bu satırları “Ünlülerle Anılarım, Seyfullah Çiçek, Hatırat Yayınevi, İstanbul, 2024) adlı kitabımdan derledim.
2.İsmet Nedim’den dinlediklerimi teyid edecek başka kanıtlar da var.
Örn. Sinema sanatçısı Müjde Ar, Organizatör Erkan Özarman ve Teoman Alpay’ın okul arkadaşı Av.İbrahim Engin.
Bunları da inşallah bir başka yazımızda anlatırız. (S.Ç.)