02 Nisan; Osman Ağa ve Giresunlu Milli Mücadele kahramanlarını andığımız gündür. Bugün; Vefatının 100. Yılında Feridunzade Osman Ağa’nın, Hüseyin Avni Alpaslan’ın, Kurtoğlu Hacı Hafız Mustafa Zeki’nin günüdür.
Bugün; “Oğullarım açlığınız var mı? Yoruldunuz mu oğullarım? Düşmanın peşinden koşan yorulmaz. Allah kuvvet versin oğullarım.” Diyen İğneli Pembe’nin, Dalgaroğlu Bilal’in, Ahmet Topkara’nın, Tomoğlu İsmail’in, Gümüşreisoğlu Mustafa Kaptan’ın, Alişıhoğlu Mehmet’in, Köseoğlu Hamit’in, Aşıkoğlu Galip’in günüdür.
Osman Ağa için; Genelkurmay Harp Tarihi Enstitüsü Başkanlığı'nın 3301-9–67 arşiv sayılı yazısı şöyle der: “ Babası askerlikten muaf olsun diye iki defa bedel-i nakdi vermiş ise de O bunları donanmaya iane kaydettirmiş, 65 arkadaşının bütün eksiklerini ve ev masraflarını karşıladıktan sonra birlikte Balkan Harbi’ne gönüllü olarak katılmıştır. Çatalca-Istıranca ormanlarındaki çarpışmada bacağından şarapnelle yaralanmış, İstanbul Etfal Hastanesi’ndeki uzun bir tedaviden sonra koltuk değnekleri ile Giresun’a dönmüştür.”
Bu tedavinin Giresun’da da devam ettiği bilinmektedir. Ömrünü sonuna kadar ayağındaki bu yara zaman zaman nüksetmiş ve ağrılar çekmiştir. Kısaca Ağa’nın topallık lakabı şerefli Gazilik unvanından gelmektedir.
İşte bugün Balkan Harbine gönüllü katılan 65 Giresun evladının günüdür.
Osman Ağa dizindeki şarapnel yarasına rağmen, Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte, topladığı gönüllülerle Teşkilat-ı Mahsusa Alayı’na katılmıştır. 37. Fırka’nın görevlendirmesiyle 850 kişiyi bulan bir ekibin cepheye gönderilmesini sağlayan Osman Ağa, bu suretle birliklerin zayıflamasını önlemiştir. Rusların geri çekilmesiyle birlikte Batum’a ilk giren Osman Ağa ve Giresunlu Gönüllüler olmuştur.
İşte bugün Harşit Savunmasında can verenlerin günüdür.
İşte bugün; 1919 yılının Eylül ayında, Türk Ordusu’nu sırtından vurmak için Rusya’dan gelen Ermeni ve Rum militanları taşıyan gemileri, Osman Ağa’nın ve Gemilerçekeği’nden Menteşeoğlu Kâtip Mehmet’in tekneleriyle geri püskürten; Göksüzoğlu Yusuf Ağa’nın, İslamoğlu Mehmet Efendi’nin, Tığlıoğlu Ömer’in Çerkez Bekir’in ve Ülperli Mehmet’in günüdür.
Silahların elimizden alındığı bir dönemde, Bilal Kaptan Varna, Burgaz ve Batum limanlarından hiç aksatmadan silah ve cephane taşıyordu.
Bilal Kaptan, silah ve cephaneleri nasıl sağladığını hatıratında şöyle anlatıyor:
“… Osman Ağa bir gün beni çağırdı.
— Bilal ne yapalım? Silahımız çok eksik. Nereden bulacağız?” dedi.
Mütareke zamanında Polathane’de bulundum. Ruslar bozulup çekilirlerken, Türk ve Rus mavzerlerini saklamışlardı. Bildiklerimi Osman Ağa’ya anlattım. Motorumu hazırlayıp derhal Polathane’ye gitmemizi istedi. Kardeşim İlyas’ı, Bekir Çavuşun Bekir’i ve Uzgurlu Talip’i yanıma verdi. Silah bedeli için elime beşbin lira saydı.
Polathane’de Hüseyin Efendi’yi bulduk. Gelişimizin nedenini anlattık. Kalimana Deresi’ndeki bir mahzende saklı bulunan 120 mavzerle 5.000 fişeği teslim aldık. Getirdiklerimizi Osman Ağa’ya Keşap’ta teslim ettik…
Birkaç gün sonra Osman Ağa beni tekrar çağırdı.
— Kardeşim Hacı Hasan Efendi’den 50 çuval kabuklu, 25 çuval iç fındık al. Nerede satarsan sat, bedeliyle bize silah ve cephane getir, dedi.
Varna Limanı’na gitmeyi uygun buldum. Fındıkları sattım. 120 adet çeşitli mavzerle 30.000 fişek aldım. Varna’dan hareketle Burgaz’a geçtim. Oradan da 110 adet çeşitli tüfekle 20.000 fişek aldım. Türk kara sularında İngiliz ve Yunan gemileri dolaşıyordu. Rusya sahillerine yöneldik. Üç gün üç gecede Giresun’a ulaştık…
Getirdiğimiz sandıkları Osman Ağa’ya teslim ettik.
Bir başka seferde yine Hacı Hasan Efendiden aldığım fındıkları satarak İstanbul’dan aldığım 250 tüfekle 50.000 fişeği Giresun’da Osman Ağa’ya teslim ettim…
İşte bugün kahraman denizcilerimizin günüdür.
Mustafa Kemal Paşa; Sivas Kongresi masraflarını gönderen Osman Ağa’yı Ankara’ya çağırmıştı. Bu buluşmada Mustafa Kemal Paşa, Ağa’nın yanında bulunan 10 Giresun uşağını kendine muhafız olarak istedi. Böylece 12 Kasım 1920’de “Giresun Maiyet Müfrezesi” 10 kişilik bu ekiple kurulmuş oldu.
Mustafa Kemal Paşa’yı korumakla görevlendirilen Giresunlu muhafızlar Osman Ağa tarafından büyük bir titizlikle seçiliyor ve Paşa’nın emrine gönderiliyordu. Aralıksız gönderilen muhafızlarla “Maiyet Müfrezesi”nin sayısı kısa sürede 150 piyade ile 49 süvariye çıkarıldı.
İşte bugün canı pahasına Mustafa Kemal Paşa’yı koruyan Giresunlu muhafızların günüdür.
Giresun Gönüllü Taburu Kars’ın dâhili asayişinin sağlamakla görevlendirildi. Bu görevi başarıyla yerine getirdi. Kazım Karabekir Paşa, taburumuzun hizmetlerini takdirle karşıladı. 23 Ocak 1921’de gönüllülerimizi merasimle Kars’tan Giresun’a uğurladı.
Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti’nin 19.12.1920 tarihli yazılarına istinaden Ocak 1921 de 47. Alay’ın kurulması çalışmaları başladı. Fahri komutanlığına Osman Ağa atandı. Alay kısa sürede donatılıp silahlandırıldı
1921 yılının Şubat ayında ise Osman Ağa’nın aldığı şifahi emirle 42. Alay’ın kurulma hazırlıklarına geçildi. Binbaşı Hüseyin Avni Alparslan Bey’in emir ve komutasında, “Giresun Nizamiye Alayı” kuruldu. Mart ayının ortalarında kurulan “Kudretli Cebel Bataryası” da Alaya dâhil edildi.
İşte bugün Giresun Gönüllü Alaylarının günüdür.
Bugün, Samsun’un güvenliğini sağlayıp, Çorum’da, Merzifon’da Sinop’ta, İnebolu’da, Kastamonu’da Türk köylerini basan Rum çetelerin korkulu rüyası olanların günüdür.
Polatlı’da, Haymana’da, Mangal dağında şahadet şerbetini içenlerin günüdür.
Afyonkarahisar hattında 61 inci Tümen Giresun Gönüllü Alayı’nın sağ kanadında bulunuyordu.
Tümen Komutanı Osman Ağa’yı aradı.
— Ağa Hazretleri, 61 inci Tümen düşmanın mevzilerine girdi. Ama tel örgüleri hala aşamadık. Sizin uşaklara güveniyorum,
Osman Ağa, Tümen Komutanı’na:
— Paşam! Bir teklifim var. Tümen topçusunu emrime verin. Bir saat içinde bayrağımızı karşı tepeye dikemezsek, beni kurşuna diziniz, dedi.
Teklif kabul edildi. Tümen topçusu Giresun Gönüllü Alayı’nın emrine verildi. Osman Ağa batarya ve mermileri ileri hatlara getirdi ve Alay’a şöyle emir verdi:
— Arkadaşlar! Ya öleceğiz, ya da bir saat içinde Kabaçkırar ve Dedesivri Tepeleri’ne Alay Sancağı’nı dikeceğiz. Allah yardımcımız olsun,
ve topçulara dönerek şöyle seslendi:
— Tel örgü mevzilerine ateş!
Ve sonrasında
- Bizim uşaklar! İleri
Giresun Alayı siperlerden ok gibi fırlayarak düşman mevzilerine girdi. Alay mermi yağmuru altından süzülerek tel örgüleri aşıp, Kabaçkırar ve Dedesivri Tepelerini ele geçirdi.
Tümen Komutanı Osman Ağa ve Giresun Uşaklarının kahramanlıklarına hayran kaldı.”
Taarruz esnasında Alay 14 şehit verdi. İste bugün Afyonkarahisar Giresun Şehitliği’nde yatanların günüdür.
Mustafa Kemal Paşa; Ekim 1922’de İstanbul’u TBMM adına İşgal kuvvetlerinden teslim alması için Refet Paşa’yı görevlendirdi. Ve Refet Paşa’yı korumaları için kendi Muhafız Alay’ından 100 kişilik bir ekip hazırlatarak paşayla İstanbul’a gönderdi.
İşte bugün Refet Paşa’yla birlikte İstanbul’u teslim alan Giresunluların günüdür.
İşte bugün vatanın dört bir köşesindeki düşman postallarını yok eden ve toprağı kanıyla sulayanların günüdür.
Onlar; Giresun Saldırması ve yılandili bıçaklarıyla tam donanımlı düşman karşısında göstermiş oldukları yiğitlik ve cesaretle bizim gurur kaynağımızdır.
Nasıl gurur duymayalım:
Bakınız 42. Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Avni Bey emrindeki subay ve askerlere Haymana’da söyle emir veriyor.
“Komutanlarımız izin vermedikçe geri çekilmeyeceğiz, öleceğiz. Askere örnek olacağız. Çocuklarımıza para pul mal mülk değil, milleti için şehit ya da gazi olmuş namuslu bir askerin çocukları olmanın şerefini bırakacağız…”
İşte bugün mezar yerini dahi bilmediğimiz şerefli askerlerin günüdür.
Milli Mücadele, Türk milletinin bağımsızlık isteğinden doğmuştur. Bağımsızlığın kazanılması kutsal bir görevdir. Bu görevin ifasında Osman Ağa ve Giresunlu Milli Mücadele kahramanlarının payı çok büyüktür. Onlar; canlarını ve geride bıraktıklarını hiç düşünmeden, Milli Mücadele’nin Ankara’dan Ege’ye uzanan bütün cephelerinde onurlu hizmeti verenlerdir.
Giresun’a çektiği bir telgrafla bütün mal varlığının satılarak Milli Mücadeleye bağışlanmasını isteyen Osman Ağa; mermi yağmurları altında cepheden cepheye koşmuş, vatan ve millet uğruna yaptıklarıyla Giresunluların gönlünde taht kurmuştur. O; “İstiklal Madalyalı” bir halk kahramanıdır.
Mustafa Kemal Paşa’nın ifadesiyle “Topal Osman değil, Cumhuriyetin banisi Osman Ağa hazretleri”dir. Ve yine Mustafa Kemal Paşa’nın ifadesiyle “Cumhuriyet şehidi” dir.
Vatan savunmasında can veren tüm şehitlerimizi ve Gazilik unvanı alarak sonrasında vefat eden dedelerimizi rahmetle anıyorum.
Törene iştirak ederek sabırla dinleyenlere saygılar sunuyorum.
02 Nisan; Osman Ağa ve Giresunlu Milli Mücadele kahramanlarını andığımız gündür. Bugün; Vefatının 100. Yılında Feridunzade Osman Ağa’nın, Hüseyin Avni Alpaslan’ın, Kurtoğlu Hacı Hafız Mustafa Zeki’nin günüdür.
Bugün; “Oğullarım açlığınız var mı? Yoruldunuz mu oğullarım? Düşmanın peşinden koşan yorulmaz. Allah kuvvet versin oğullarım.” Diyen İğneli Pembe’nin, Dalgaroğlu Bilal’in, Ahmet Topkara’nın, Tomoğlu İsmail’in, Gümüşreisoğlu Mustafa Kaptan’ın, Alişıhoğlu Mehmet’in, Köseoğlu Hamit’in, Aşıkoğlu Galip’in günüdür.
Osman Ağa için; Genelkurmay Harp Tarihi Enstitüsü Başkanlığı'nın 3301-9–67 arşiv sayılı yazısı şöyle der: “ Babası askerlikten muaf olsun diye iki defa bedel-i nakdi vermiş ise de O bunları donanmaya iane kaydettirmiş, 65 arkadaşının bütün eksiklerini ve ev masraflarını karşıladıktan sonra birlikte Balkan Harbi’ne gönüllü olarak katılmıştır. Çatalca-Istıranca ormanlarındaki çarpışmada bacağından şarapnelle yaralanmış, İstanbul Etfal Hastanesi’ndeki uzun bir tedaviden sonra koltuk değnekleri ile Giresun’a dönmüştür.”
Bu tedavinin Giresun’da da devam ettiği bilinmektedir. Ömrünü sonuna kadar ayağındaki bu yara zaman zaman nüksetmiş ve ağrılar çekmiştir. Kısaca Ağa’nın topallık lakabı şerefli Gazilik unvanından gelmektedir.
İşte bugün Balkan Harbine gönüllü katılan 65 Giresun evladının günüdür.
Osman Ağa dizindeki şarapnel yarasına rağmen, Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte, topladığı gönüllülerle Teşkilat-ı Mahsusa Alayı’na katılmıştır. 37. Fırka’nın görevlendirmesiyle 850 kişiyi bulan bir ekibin cepheye gönderilmesini sağlayan Osman Ağa, bu suretle birliklerin zayıflamasını önlemiştir. Rusların geri çekilmesiyle birlikte Batum’a ilk giren Osman Ağa ve Giresunlu Gönüllüler olmuştur.
İşte bugün Harşit Savunmasında can verenlerin günüdür.
İşte bugün; 1919 yılının Eylül ayında, Türk Ordusu’nu sırtından vurmak için Rusya’dan gelen Ermeni ve Rum militanları taşıyan gemileri, Osman Ağa’nın ve Gemilerçekeği’nden Menteşeoğlu Kâtip Mehmet’in tekneleriyle geri püskürten; Göksüzoğlu Yusuf Ağa’nın, İslamoğlu Mehmet Efendi’nin, Tığlıoğlu Ömer’in Çerkez Bekir’in ve Ülperli Mehmet’in günüdür.
Silahların elimizden alındığı bir dönemde, Bilal Kaptan Varna, Burgaz ve Batum limanlarından hiç aksatmadan silah ve cephane taşıyordu.
Bilal Kaptan, silah ve cephaneleri nasıl sağladığını hatıratında şöyle anlatıyor:
“… Osman Ağa bir gün beni çağırdı.
— Bilal ne yapalım? Silahımız çok eksik. Nereden bulacağız?” dedi.
Mütareke zamanında Polathane’de bulundum. Ruslar bozulup çekilirlerken, Türk ve Rus mavzerlerini saklamışlardı. Bildiklerimi Osman Ağa’ya anlattım. Motorumu hazırlayıp derhal Polathane’ye gitmemizi istedi. Kardeşim İlyas’ı, Bekir Çavuşun Bekir’i ve Uzgurlu Talip’i yanıma verdi. Silah bedeli için elime beşbin lira saydı.
Polathane’de Hüseyin Efendi’yi bulduk. Gelişimizin nedenini anlattık. Kalimana Deresi’ndeki bir mahzende saklı bulunan 120 mavzerle 5.000 fişeği teslim aldık. Getirdiklerimizi Osman Ağa’ya Keşap’ta teslim ettik…
Birkaç gün sonra Osman Ağa beni tekrar çağırdı.
— Kardeşim Hacı Hasan Efendi’den 50 çuval kabuklu, 25 çuval iç fındık al. Nerede satarsan sat, bedeliyle bize silah ve cephane getir, dedi.
Varna Limanı’na gitmeyi uygun buldum. Fındıkları sattım. 120 adet çeşitli mavzerle 30.000 fişek aldım. Varna’dan hareketle Burgaz’a geçtim. Oradan da 110 adet çeşitli tüfekle 20.000 fişek aldım. Türk kara sularında İngiliz ve Yunan gemileri dolaşıyordu. Rusya sahillerine yöneldik. Üç gün üç gecede Giresun’a ulaştık…
Getirdiğimiz sandıkları Osman Ağa’ya teslim ettik.
Bir başka seferde yine Hacı Hasan Efendiden aldığım fındıkları satarak İstanbul’dan aldığım 250 tüfekle 50.000 fişeği Giresun’da Osman Ağa’ya teslim ettim…
İşte bugün kahraman denizcilerimizin günüdür.
Mustafa Kemal Paşa; Sivas Kongresi masraflarını gönderen Osman Ağa’yı Ankara’ya çağırmıştı. Bu buluşmada Mustafa Kemal Paşa, Ağa’nın yanında bulunan 10 Giresun uşağını kendine muhafız olarak istedi. Böylece 12 Kasım 1920’de “Giresun Maiyet Müfrezesi” 10 kişilik bu ekiple kurulmuş oldu.
Mustafa Kemal Paşa’yı korumakla görevlendirilen Giresunlu muhafızlar Osman Ağa tarafından büyük bir titizlikle seçiliyor ve Paşa’nın emrine gönderiliyordu. Aralıksız gönderilen muhafızlarla “Maiyet Müfrezesi”nin sayısı kısa sürede 150 piyade ile 49 süvariye çıkarıldı.
İşte bugün canı pahasına Mustafa Kemal Paşa’yı koruyan Giresunlu muhafızların günüdür.
Giresun Gönüllü Taburu Kars’ın dâhili asayişinin sağlamakla görevlendirildi. Bu görevi başarıyla yerine getirdi. Kazım Karabekir Paşa, taburumuzun hizmetlerini takdirle karşıladı. 23 Ocak 1921’de gönüllülerimizi merasimle Kars’tan Giresun’a uğurladı.
Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti’nin 19.12.1920 tarihli yazılarına istinaden Ocak 1921 de 47. Alay’ın kurulması çalışmaları başladı. Fahri komutanlığına Osman Ağa atandı. Alay kısa sürede donatılıp silahlandırıldı
1921 yılının Şubat ayında ise Osman Ağa’nın aldığı şifahi emirle 42. Alay’ın kurulma hazırlıklarına geçildi. Binbaşı Hüseyin Avni Alparslan Bey’in emir ve komutasında, “Giresun Nizamiye Alayı” kuruldu. Mart ayının ortalarında kurulan “Kudretli Cebel Bataryası” da Alaya dâhil edildi.
İşte bugün Giresun Gönüllü Alaylarının günüdür.
Bugün, Samsun’un güvenliğini sağlayıp, Çorum’da, Merzifon’da Sinop’ta, İnebolu’da, Kastamonu’da Türk köylerini basan Rum çetelerin korkulu rüyası olanların günüdür.
Polatlı’da, Haymana’da, Mangal dağında şahadet şerbetini içenlerin günüdür.
Afyonkarahisar hattında 61 inci Tümen Giresun Gönüllü Alayı’nın sağ kanadında bulunuyordu.
Tümen Komutanı Osman Ağa’yı aradı.
— Ağa Hazretleri, 61 inci Tümen düşmanın mevzilerine girdi. Ama tel örgüleri hala aşamadık. Sizin uşaklara güveniyorum,
Osman Ağa, Tümen Komutanı’na:
— Paşam! Bir teklifim var. Tümen topçusunu emrime verin. Bir saat içinde bayrağımızı karşı tepeye dikemezsek, beni kurşuna diziniz, dedi.
Teklif kabul edildi. Tümen topçusu Giresun Gönüllü Alayı’nın emrine verildi. Osman Ağa batarya ve mermileri ileri hatlara getirdi ve Alay’a şöyle emir verdi:
— Arkadaşlar! Ya öleceğiz, ya da bir saat içinde Kabaçkırar ve Dedesivri Tepeleri’ne Alay Sancağı’nı dikeceğiz. Allah yardımcımız olsun,
ve topçulara dönerek şöyle seslendi:
— Tel örgü mevzilerine ateş!
Ve sonrasında
- Bizim uşaklar! İleri
Giresun Alayı siperlerden ok gibi fırlayarak düşman mevzilerine girdi. Alay mermi yağmuru altından süzülerek tel örgüleri aşıp, Kabaçkırar ve Dedesivri Tepelerini ele geçirdi.
Tümen Komutanı Osman Ağa ve Giresun Uşaklarının kahramanlıklarına hayran kaldı.”
Taarruz esnasında Alay 14 şehit verdi. İste bugün Afyonkarahisar Giresun Şehitliği’nde yatanların günüdür.
Mustafa Kemal Paşa; Ekim 1922’de İstanbul’u TBMM adına İşgal kuvvetlerinden teslim alması için Refet Paşa’yı görevlendirdi. Ve Refet Paşa’yı korumaları için kendi Muhafız Alay’ından 100 kişilik bir ekip hazırlatarak paşayla İstanbul’a gönderdi.
İşte bugün Refet Paşa’yla birlikte İstanbul’u teslim alan Giresunluların günüdür.
İşte bugün vatanın dört bir köşesindeki düşman postallarını yok eden ve toprağı kanıyla sulayanların günüdür.
Onlar; Giresun Saldırması ve yılandili bıçaklarıyla tam donanımlı düşman karşısında göstermiş oldukları yiğitlik ve cesaretle bizim gurur kaynağımızdır.
Nasıl gurur duymayalım:
Bakınız 42. Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Avni Bey emrindeki subay ve askerlere Haymana’da söyle emir veriyor.
“Komutanlarımız izin vermedikçe geri çekilmeyeceğiz, öleceğiz. Askere örnek olacağız. Çocuklarımıza para pul mal mülk değil, milleti için şehit ya da gazi olmuş namuslu bir askerin çocukları olmanın şerefini bırakacağız…”
İşte bugün mezar yerini dahi bilmediğimiz şerefli askerlerin günüdür.
Milli Mücadele, Türk milletinin bağımsızlık isteğinden doğmuştur. Bağımsızlığın kazanılması kutsal bir görevdir. Bu görevin ifasında Osman Ağa ve Giresunlu Milli Mücadele kahramanlarının payı çok büyüktür. Onlar; canlarını ve geride bıraktıklarını hiç düşünmeden, Milli Mücadele’nin Ankara’dan Ege’ye uzanan bütün cephelerinde onurlu hizmeti verenlerdir.
Giresun’a çektiği bir telgrafla bütün mal varlığının satılarak Milli Mücadeleye bağışlanmasını isteyen Osman Ağa; mermi yağmurları altında cepheden cepheye koşmuş, vatan ve millet uğruna yaptıklarıyla Giresunluların gönlünde taht kurmuştur. O; “İstiklal Madalyalı” bir halk kahramanıdır.
Mustafa Kemal Paşa’nın ifadesiyle “Topal Osman değil, Cumhuriyetin banisi Osman Ağa hazretleri”dir. Ve yine Mustafa Kemal Paşa’nın ifadesiyle “Cumhuriyet şehidi” dir.
Vatan savunmasında can veren tüm şehitlerimizi ve Gazilik unvanı alarak sonrasında vefat eden dedelerimizi rahmetle anıyorum.
Törene iştirak ederek sabırla dinleyenlere saygılar sunuyorum.