Dün ne güzel yağmur yağıyordu. Bugünde düne inat ne güzel güneş var. Bulutlar mavi, foruk kuşlar keyiften susmamacasına ötüyorlar, bir birleriyle yarışıyorlar. Bir yükseliyorlar, yükseklerden kendilerini gökyüzünün boşluğuna salıyorlar. tam düşecek derken kanatları açılıyor ağaçların tepelerine teğet geçerek uçmanın tadını çıkarıyorlar. Ne yağmur yağmış dün, ne rüzgar esmiş. Ne yamaçlar ürkmüş, ne derelerden sel akmış. Demek ki her fırtınadan sonra güzel günler gelirmiş, Ama unutulmamalı ki güzel günlerin peşinden pusuda yatan avcı gibi fırtınalı günlerinde geleceğini unutmamalı insan. Bir gün yitip gideceğini, Bir hiç olup sadece anılarda kalacağının bilinci ile yaşamalı. Önemli olan hoş bir seda. gerisi boş. Ama yaşarken insan takılıp kalıyor dünyanın fantazisine hep ben, en iyisi benim olsun, en güzel ben giyineyim. En güzel arabalara ben bineyim. Beni göstersinler ne güzel yaşıyor desinler, Ne çok malı var desinler. Hepsi güzel şeyler, belki yaşamın tadı burada başlıyor ama gerçekler hiç de öyle değil. Bir bakıyorsun bir gün dünkü yağmur gibi diniyor tüm güzel düşler, Aydınlığın çıplaklığında perdeler kalkıyor pencerelerden tüm çirkinlikleri yansıyor dünyanın göz bebeklerimize. Yaşamak kanarak yaşamak bir çeşmeden kanarcasına içilen su kadar, yaşamak bir tabak çorbayla huzurla doymak kadar. Neden hiç düşündünüz mü? Kahve ficanda, çay ufacık bardakta sunulur. Her şeyin güzeli kıvamında bırakmaktır. Çünkü her yolun bir başlangıcı, başlangıcı olan yolunda bir sonu vardır. İkisi arasında ki boşluk hayattır. Bazen komedi, bazen trajedi. Komediler trajediye dönüşmeden, güzel günler fırtınaya dönüşmeden yaşamanın tadını çıkarıp ufacık şeylerle mutlu olamanın yollarını arayalım. Yuva bozanın yuvası olmazmış, Yuvaları mükemleştirelim. Bütün hayatları refah içinde yaşatmak için çabalayalım. Sevgi bu dünyanın en yüce meyvesidir. Allah ölümü emretmeseydi belki de ölüme ilaç sevgiden olacaktı. Nereden nereye geldik. Suç benim değil. Duygularım fısıldıyor ben yazıyorum. Şimdi susmasını emrettim. Susmasını istemese de afacan bir çocuk gibi susturdum. Kandırdım onu birazdan onu güneşli kaldırıma çıkaracağıma söz verdim. Kaldırımda benimle bir olup birbirimize sarılıp düşler kuracağız o düşlerde bize kalsın mı...? M.Yayla-Görele
Anasayfa
Yazarlar
Mustafa YAYLA
Yazı Detayı
Bu yazı 120+ kez okundu.
SEVGİ
Dün ne güzel yağmur yağıyordu. Bugünde düne inat ne güzel güneş var. Bulutlar mavi, foruk kuşlar keyiften susmamacasına ötüyorlar, bir birleriyle yarışıyorlar. Bir yükseliyorlar, yükseklerden kendilerini gökyüzünün boşluğuna salıyorlar. tam düşecek derken kanatları açılıyor ağaçların tepelerine teğet geçerek uçmanın tadını çıkarıyorlar. Ne yağmur yağmış dün, ne rüzgar esmiş. Ne yamaçlar ürkmüş, ne derelerden sel akmış. Demek ki her fırtınadan sonra güzel günler gelirmiş, Ama unutulmamalı ki güzel günlerin peşinden pusuda yatan avcı gibi fırtınalı günlerinde geleceğini unutmamalı insan. Bir gün yitip gideceğini, Bir hiç olup sadece anılarda kalacağının bilinci ile yaşamalı. Önemli olan hoş bir seda. gerisi boş. Ama yaşarken insan takılıp kalıyor dünyanın fantazisine hep ben, en iyisi benim olsun, en güzel ben giyineyim. En güzel arabalara ben bineyim. Beni göstersinler ne güzel yaşıyor desinler, Ne çok malı var desinler. Hepsi güzel şeyler, belki yaşamın tadı burada başlıyor ama gerçekler hiç de öyle değil. Bir bakıyorsun bir gün dünkü yağmur gibi diniyor tüm güzel düşler, Aydınlığın çıplaklığında perdeler kalkıyor pencerelerden tüm çirkinlikleri yansıyor dünyanın göz bebeklerimize. Yaşamak kanarak yaşamak bir çeşmeden kanarcasına içilen su kadar, yaşamak bir tabak çorbayla huzurla doymak kadar. Neden hiç düşündünüz mü? Kahve ficanda, çay ufacık bardakta sunulur. Her şeyin güzeli kıvamında bırakmaktır. Çünkü her yolun bir başlangıcı, başlangıcı olan yolunda bir sonu vardır. İkisi arasında ki boşluk hayattır. Bazen komedi, bazen trajedi. Komediler trajediye dönüşmeden, güzel günler fırtınaya dönüşmeden yaşamanın tadını çıkarıp ufacık şeylerle mutlu olamanın yollarını arayalım. Yuva bozanın yuvası olmazmış, Yuvaları mükemleştirelim. Bütün hayatları refah içinde yaşatmak için çabalayalım. Sevgi bu dünyanın en yüce meyvesidir. Allah ölümü emretmeseydi belki de ölüme ilaç sevgiden olacaktı. Nereden nereye geldik. Suç benim değil. Duygularım fısıldıyor ben yazıyorum. Şimdi susmasını emrettim. Susmasını istemese de afacan bir çocuk gibi susturdum. Kandırdım onu birazdan onu güneşli kaldırıma çıkaracağıma söz verdim. Kaldırımda benimle bir olup birbirimize sarılıp düşler kuracağız o düşlerde bize kalsın mı...? M.Yayla-Görele
Ekleme
Tarihi: 25 Eylül 2022 - Pazar
SEVGİ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.