Bir yerde okumuştum. “Hikayesi anlatılan hayat yaşanmış demektir” diye. Aklıma o güzelim türkülerimiz geliyor. Hepsinin birbirinden anlamlı hikâyesi var. Bu dünyada hikayesi olmayan bir varlık yok ki. Evrenin bile hikâyesi var.
Musa Eroğlu’nun “Yolun Sonu Görünüyor” türküsünü dinlerken hikâyesini içimde yaşadığım o his. Bu türkünün sözleri, Ordu’nun Fatsa İlçesi’nden Dursun Ali AKINET adlı bir şoföre ait. Bu şoför aynı zamanda “Halil İbrahim” adlı türküsünün de söz yazarı.
Bir gün Dursun Ali’nin annesi Zekiye Hanım hastalanır. Ankara Hacettepe Hastanesi’ne annesini götürür Dursun Ali. Tahliller yapılır. Beklenir. Tahlilleri almak için başından ayrılmak isteyen Dursun Ali’ye annesi seslenir:
-Gerek yok oğlum, yolun sonu görünüyor.
der.
Sonuçları alıp gelen Dursun Ali, odaya geldiğinde annesi son nefesini vermiştir.
Fatsa yolunda cenaze arabasında türkünün sözlerini inşa eder bizim Dursun Ali.
“Bana ne yazdan bahardan, bana ne borandan kardan
Bana ne yazdan bahardan, bana ne borandan kardan
Aşağıdan yukarıdan yolun sonu görünüyor
Aşağıdan yukarıdan yolun sonu görünüyor
Geçtim dünya üzerinden, ömür bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden yolun sonu görünüyor
Ezrailin gelir kendi, ne ağa der ne efendi
Sayılı günler tükendi yolun sonu görünüyor
Bu dünyanın direği yok, merhameti yüreği yok
Bu dünyanın direği yok, merhameti yüreği yok
Kılavuzun gereği yok yolun sonu görünüyor
Kılavuzun gereği yok yolun sonu görünüyor
Ezrailin gelir kendi, ne ağa der ne efendi
Sayılı günler tükendi yolun sonu görünüyor
Geçtim dünya üzerinden, ömür bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden yolun sonu görünüyor”
Türkünün en sevdiğim sözlerinden biri de “Azrail’in gelir kendi, ne ağa der, ne efendi”
kısmı.
Bu sözlerin hakkını vererek okuyan muazzam sanatçımız Musa Eroğlu’na teşekkür ediyorum. Son yıllarda Cem Adrian’ın da eşlik etmesi türküyü daha da güzel yapıyor. Hem hikayesiyle hem de sözleriyle kendine hayran bırakıyor.