Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Serdar Kara
Köşe Yazarı
Serdar Kara
 

“Ey Özgürlük”…

"Kuşlar kadar özgür olmak isterdim.. Ne üzüntüm olurdu ne de Umutsuz umutlarım. Dallara konardım bağırtısız... Öylece kendi halinde Sessiz, Uslu bir kuş olurdum... Hepimizin birleştiği tek ortak noktamız... Vazgeçemeyeceğimiz tek şey... Özgürlüğümüz… Lakin hiçbir zaman tam anlamıyla özgür hissedemeyiz kendimizi. Özgürlük savaşında bizi bağlayan, kısıtlayan hep bir şeyler vardır... Yapmak istediğimiz şeylere, bulunmak istediğimiz yerde bulunmaya ve hayallerimizi özgürce gerçekleştirmek engellenir hep… Bazen uzaklara dalar Zülfi Livaneli şarkısında dediği gibi “Okulda defterime, sırama, ağaçlara, yazarım adını”, “Ey Özgürlük”… İnsan kendini cendereye sokulmuş gibi hisseder ya bazen hani?... Alıp başını o a çok uzaklara, herkesten uzaklara gitmek ister. Kimsenin ona ulaşamayacağı, kimsenin bilmediği bir yere. Özgürce gitmek ister işte. Neresi olduğu pek önemli değildir. Penceresinin önüne konan bir kuşa, ya da gökyüzüne özgürce kanat açmış oradan oraya uçup neşeli çığlıklar atan kuşlara hayranlıkla bakıp da; “Keşke bir kuş olsam...." diye hayıflanır bazen… Neden insanlığımızdan şikayetçiyiz.. İnsan kendinde olmayana haset edermiş ya hani?. Biz insanlar bile bile mi alırız acaba onların elinden özgürlüklerini... Kendimize dahil etmek için, bencilce "koruma" " sevme" adı altında " bizim" olmalarını istediğimiz için belki… Biz insanlığımızla yeteri kadar özgür olamadığımız için mi el kadar kuşlara özeniyoruz? Özgürlükse... özgürlük evet... ama nereye kadar? Peki kuşlar niye uçar? düşündünüz mü? Aslın da, Kuşlar kadar özgürüz hepimiz… Ne daha fazla, ne daha eksik…Ne kuşlar dünyaya ‘kuş beyinli’ gelmeyi seçiyor, ne de biz, kanatsız doğup uçamamayı… Kuşlar da, biz de, bedenlerimizin oluşturduğu kafeslerin içine hapsolmuş, doğamızın buyruklarına boyun eğerek yaşıyoruz… Kuşların ak kanatlarında, annelerin gözyaşlarında barınan... silahların ve savaşların gölgesinden çıkararak insanı dağ doruklarına ulaştıran özgürlük... ey özgürlük..
Ekleme Tarihi: 24 Mayıs 2022 - Salı

“Ey Özgürlük”…

"Kuşlar kadar özgür olmak isterdim..
Ne üzüntüm olurdu ne de
Umutsuz umutlarım.
Dallara konardım bağırtısız...
Öylece kendi halinde
Sessiz,
Uslu bir kuş olurdum...
Hepimizin birleştiği tek ortak noktamız... Vazgeçemeyeceğimiz tek şey... Özgürlüğümüz…

Lakin hiçbir zaman tam anlamıyla özgür hissedemeyiz kendimizi. Özgürlük savaşında bizi bağlayan, kısıtlayan hep bir şeyler vardır... Yapmak istediğimiz şeylere, bulunmak istediğimiz yerde bulunmaya ve hayallerimizi özgürce gerçekleştirmek engellenir hep…
Bazen uzaklara dalar Zülfi Livaneli şarkısında dediği gibi “Okulda defterime, sırama, ağaçlara, yazarım adını”, “Ey Özgürlük”…
İnsan kendini cendereye sokulmuş gibi hisseder ya bazen hani?... Alıp başını o a çok uzaklara, herkesten uzaklara gitmek ister. Kimsenin ona ulaşamayacağı, kimsenin bilmediği bir yere. Özgürce gitmek ister işte. Neresi olduğu pek önemli değildir.
Penceresinin önüne konan bir kuşa, ya da gökyüzüne özgürce kanat açmış oradan oraya uçup neşeli çığlıklar atan kuşlara hayranlıkla bakıp da; “Keşke bir kuş olsam...." diye hayıflanır bazen…
Neden insanlığımızdan şikayetçiyiz.. İnsan kendinde olmayana haset edermiş ya hani?. Biz insanlar bile bile mi alırız acaba onların elinden özgürlüklerini... Kendimize dahil etmek için, bencilce "koruma" " sevme" adı altında " bizim" olmalarını istediğimiz için belki… Biz insanlığımızla yeteri kadar özgür olamadığımız için mi el kadar kuşlara özeniyoruz? Özgürlükse... özgürlük evet... ama nereye kadar? Peki kuşlar niye uçar? düşündünüz mü? Aslın da, Kuşlar kadar özgürüz hepimiz… Ne daha fazla, ne daha eksik…Ne kuşlar dünyaya ‘kuş beyinli’ gelmeyi seçiyor, ne de biz, kanatsız doğup uçamamayı… Kuşlar da, biz de, bedenlerimizin oluşturduğu kafeslerin içine hapsolmuş, doğamızın buyruklarına boyun eğerek yaşıyoruz… Kuşların ak kanatlarında, annelerin gözyaşlarında barınan... silahların ve savaşların gölgesinden çıkararak insanı dağ doruklarına ulaştıran özgürlük... ey özgürlük..

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş