Kar yağdı, büyük küçük herkesi bir sevinç bir heyecan sardı. Sabah şehir bembeyaz bir örtüye büründü. Hiçbir kuvvet doğadan daha güçlü olamaz. Kısa süreliğine de olsa beyazın verdiği huzur hem ruhsal açıdan, hem çevre kirliliğini örtme açısından insanları mutlu etti.
Yağan kar yağışını ve doğanın o muhteşem beyaz gelinliğini giydiğini görünce aklıma Akrep Nalan'ın en bilindik şarkısı olan ve her kar yağışında mırıldandığımız şarkısı olan “Karlar düşer, düşer düşer ağlarım" ve Kerim Tekin'in "Kar beyazdır ölüm, ellerinden gülüm" şarkıları eşliğinde bunu yazacağım. Çocukluğumuzun en baş tacı haliydi karla buluşmak… Büyüdüğümüz halde değişen bir şey olmadı… Tıpkı şarkı da dediği gibi “Karlar düşer, Düşer düşer ağlarım“ ama bu sefer düştü ama ağlamadık…
Bir kar yağışı kimisini mutlu ederken kimisini ise hüzünlendirebiliyor. Aklıma daha önce okuduğum Cenap Şahabettin´ in Elhan-ı Şita? şiiri geldi. Anlamı, ?kış ezgileri? demekmiş. Muazzam tasvirler var. Şimdi pek anlatan yok kışları, baharları; çünkü öyle şairler de yok. Şahabettin bir Kıta’sında şöyle diyor şiirinin: Uçtunuz gittiniz siz ey kuşlar / Küçücük, ser-sefîd baykuşlar gibi kar / Sizi dallarda, lânelerde arar. / Gittiniz, gittiniz siz ey mürgân, Şimdi boş kaldı serteser yuvalar; / Yuvalarda -yetîm-i bî-efgan! - Son kalan mâi tüyleri kovalar karlar / Ki havâda uçar uçar ağlar!? Bugünün anlatımıyla şunu söylüyor Şair: Kış sebebiyle kar taneleri; uçup giden kuşları yuvalarında arar; diyor. O kadar ki, o kuşları baykuşların araması gibi arar, hatta yuvada yetim kalan kuş tüylerini bile ağlayarak arar. Şair bir kar tanesinden ne tasvirler çıkarıyor. Şarkıcı Akrep Nalan o güzel sesiyle yıllarca ne güzel söylemişti: Karlar / Düşer düşer ağlarım./ Hep ismini / Hep ismini anarım.? Daha eskiye gidelim isterseniz… Ajda Pekkan´ın 1965´ de söylediği, sözleri Fecri Ebcioğlu´na ait “Her Yerde Kar Var” şarkısı unutulabilir mi? Çocuk yıllarımızda milli gurura kapılıyorduk dinlerken... Bir Fransız Türkçe söylüyordu çünkü… Gecenin karanlığına serpilen kar taneleri yavaş yavaş evlerin çatılarını, ağırların üzerlerini örtmeye çalışıyor. Sonra kaldırımlar beyazlaşıyor yavaş yavaş. Bilirim en çok çocuklar sever karı. Bir de sevdalılar… Tabi şairler de. Sabaha kar sürprizine gözünü açan çocukların içi içine sığmaz. Doğru dürüst kahvaltı bile yapmadan annelerin sıkı tembihlerine kulaklarını kapatarak; şapkalarını, kaş kollarını, eldivenlerini, çizmelerini, parkelerini kuşanarak sokağa, kar özgürlüğüne koşarlar. Düşmeler, kalkmalar, üşümeler, ıslanmalar şikayet nedeni olmaktan çoktan çıkmıştır. Hastalanmakta umurlarında değildir. Kartopu oynanmış, kızaklar kayılmış ve caddenin kenarlarına o kar özgürlüğünün nişanesi olarak kardan adam kondurulmuştur. Kar özgürlüğü olabildiğine yaşanmış ve sıcak evlere unutulmayacak hatıralar taşınmıştır.
Lapa lapa yağan kar yağışını izlerken aklıma onunla özdeşleşmiş aklıma Adamo’nun söylediği ‘Her Yerde Kar Var’ (Tombe la Neige) şarkısı geldi. Evet ‘Her Yerde Kar Var’dı. Gökten yağan bu minik mücevherlerin her biri aynı zamanda büyük deliller. Nasıl mı? “Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onlar bu delillerden yüzlerini çevirip geçerler.” (Yusuf Suresi, 105) Bir metreküp karda yaklaşık 350 milyon kar taneciği bulunuyor. Bunların hepsi altıgen ve kristalimsi bir yapıdadır ve her biri farklı şekillere sahiptir. Bir kar tanesi iki yüzden fazla buz kristalinden oluşan bir kristaller kümesidir. Kar kristalleri mükemmel bir düzen içinde şekillenmiş su moleküllerinden oluşur ve su buharının bulutlardan geçerken soğumasıyla şekillenir.
Lapa lapa yağan kar yağışını izlerken beyazın verdiği huzur hem ruhsal açıdan, hem çevre kirliliğini örtme açısından insanları mutlu ediyor, ama beyazlara büründü tabiat karın keyfini çıkartalım ama sizlerden tek ricam bu soğuk günler de dışarıda kalan küçük can dostlarımızı unutmamanız!.