Fıkra bu ya…
Ankara’nın hatta Balgat’ın dışına pek nadir olarak çıkan o meşhur “Bilge”’nin yolu her nasılsa bir gün Londra’ya düşer.
Kruvaze takım elbisesi , beyaz gömleği ve kravatıyla Times ırmağı boyunca yürüyüş yaparken, boğuk bir sesle irkilir:
-Help, help!.. (imdat, imdat) glup…glup!..
Kafasını dönüp bakar ki, bir insan ırmağa düşmüş imdat istiyor.
Seslenir:
-Hangi millettensin?
Kazazede bata, çıka güçlükle cevap verir:
-Türk’üm, Türk’üm, glup!
Bu laftan çok hoşlanan “Bilge”, hançeresini yırtarcasına bağırır:
-Ne mutlu Türk’üm diyene!
Sonrası mı?
Yürüyüş programını bozmadan yoluna devam eder!