Türk Milleti dahil, kendilerinden olmayanlara “mevali” yani “aşağılık köle” tabirini kullanan bu bedevilerin Türk Milleti olarak biz “cemaziyelevvel”lerini biliriz.
I.Dünya Harbi’nde binlerce Mehmetçiğimizi İngilizlere nasıl sattıklarını çok iyi biliriz!
Kahraman Fahrettin Paşa’nın şanlı Medine Müdafaası’nda İngilizlerle bir olup arkamızdan hançerlemelerini ise çok çok iyi biliriz!
Bu nedenle şanlı atalarımız, “Ne Şam’ın şekeri, ne Arap’ın yüzü” sözünü boşuna söylememiş.
İki paralık şeyhleri Ankara’ya resmi ziyarete gelir, temayüllere aykırı olarak Anıt Kabre gitmez.
En yetkilimiz 10 yaşındaki veliahtlarının elini öper.
95 yaşında dünya değiştirir, şehitlerimizin kanıyla sulanmış şanlı ay yıldızlı bayrağımızı O'nun için yarıya indirir, üç gün yas ilan ederiz.
Üç kuruş para verecekler diye, onurumuzu ayakları altına sereriz.
“Beka beka” diye yeri göğü inleten sözde Türk Milliyetçisi ise, tüm bu rezaletler karşısında dilini yutar, kulağının üzerine yatar!
Nedir sizlerdeki bu Arap seviciliği, Allah aşkına!
Son “Süper Kupa” rezaleti, tüm bu olup bitenlerin üzerine tüy dikmiştir.
İtalyan düşünür Branko; “Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse diğerleri de yanlış gider” der.
Bu söz, başlangıçta yapılan bir hatanın, zincirleme olarak olumsuz sonuçlara yol açabileceğini ifade eder.
Düşünebiliyor musunuz?..
Türkiye’nin gözbebeği iki güzide kulübümüz GS ile FB, Cumhuriyetimiz’in 100’üncü yılında bir “Süper Kupa” finali oynayacak.
Koskoca ülkemizdeki statların köküne kıran mı girdi ki, “Suudi Arabistan da, Suudi Arabistan” diye dayattınız?
TC’nin başkenti Ankara…
Kurtuluş Savaşı’nın işaret fişeğinin atıldığı Samsun…
Düşmanın denize döküldüğü İzmir…
Ne güne duruyor?
Hadi bu sembol illerimizden de vaz geçtik…
Diyarbakır, Trabzon, Giresun, Erzurum, Şırnak, Adana, hatta Hakkari…
Ne güne duruyor?
Kulüp başkanları itiraz etti, kale almadınız.
Milletçe olmaz dedik, yapmayın dedik, etmeyin dedik, kimseye laf dinletemedik.
Dediğim dedik, çaldığım düdük dediniz; illa orada oynanacak diye kestirip attınız.
Allah’ın sopası yok ama…
Şaşmaz ilahi adaleti var!
O ilahi adalet ki…
Tüm hesaplarınızı boşa çıkardı.
Tabir yerindeyse, “Yanlış hesaplarınızı Riyad’dan” geri döndürdü!
Bu olay size ders olur mu?
Bu kafa (Na to mermari, na to kefari, yani “İşte mermer, işte kafa”) değişmediği sürece, sanmam!
Aradan üç-beş gün geçsin, her şey unutulur…
“Nerde kalmıştık” dercesine eski tas eski hamam, hayat aynen devam eder.
Yazık ettiniz güzelim ülkemize.
Ayaklar altına aldınız, aldırdınız yüce Türk Milleti’nin şerefini.
Yeter artık, Türk Milleti'nin sinir uçlarıyla daha fazla oynamayın!
Onurlu davranışlarından dolayı güzide kulüplerimiz Galatasaray ve Fenerbahçe’nin başkanlarını ve yöneticilerini yürekten kutluyor, sözümü Atatürk’ün iki vecizesi ile noktalıyorum:
“Yurtta sulh, cihanda sulh!”
“Ne mutlu Türk’üm diyene!”