Tüm çiçeklerin açtığı ve ve sevgili olan çiçeklerin buluşma zamanıdır bahar. Her yer mis gibi kokularla cennet güzelliğindedir. Tüm bu güzelliklerin yanında bir de en büyük aşka sahip olan iki çiçek vardır. Onların aşkı dillere destandır. Her çiçek açmak için bir nedenleri olmasa bile sadece bu aşıkların mutluluklarını görebilmek için açarlarmış. Bu sevdalı çiçekler bir gün bir karar alırlar. “Mademki aşkımız bahar zamanı dillere destan oluyor biz de bir değişiklik yapalım aşkımızı diğer mevsimlere de taşıyalım" derler.ve solma zamanları geldiğinde birbirlerine kış mevsiminde açmak üzere veda ederek ayrılırlar.
Bir yüzünde yaz diğerinde kış, birinde ilkbahar diğerinde sonbahar vardır. Bazen de kışta bahar, baharda kış yaşanır. İnsan iki kutupludur. Bir yüzünde neşe, diğerinde hüzün vardır. Birinde bahar, diğerinde kış vardır. Bazen bahar içinde kış, bazen de kış içinde bahar yaşar. Bazen her yere bahar gelir, o kışta kalır. Ekmek değil sevgidir doyuran. Güneş değil yürektir ısıtan. Ay değil dosttur aydınlatan.
Asırlar önce birbirini çok seven iki çiçek varmış. Bunlardan erkek olan, sevgilisini o kadar çok seviyormuş ki, baharda açtıklarında diğer çiçeklerden onu kıskanıyormuş. Buna dayanamayan erkek çiçek, baharda binlerce çiçeğin içinde açmak ve kalabalığın içinde kaybolmak yerine kışın dondurucu soğuğunda açarak, canından çok sevdiği sevgilisini daha fazla görmeyi hayal etmiş. Yine bahar gelmiş tüm çiçekler toprağı yedi renge boyamış. Erkek çiçek, kışın kurduğu hayallerini anlatmış. Dişi çiçek de sevgilisinin fikirlerini çok beğenmiş ve bir dahaki sefere hiç kimsenin açmaya cesaret edemediği, kışın dondurucu soğuğunda açmak için sözleşmişler. Bahar bitmiş, yaz geçmiş ve kış gelmiş. Sevgilisine kavuşma hayalleri ile yerinde duramayan erkek çiçek, karın bir yorgan gibi kapladığı toprağı delerek yeryüzüne çıkmış..
Bembeyaz karlar içinde o renkleriyle göz kamaştıran sevgilisini aramış, aramış, aramış… Ama bulamamış. Ümidini yitiren erkek çiçek bir süre sonra üzüntüsünden boynunu eğmiş ve soğuğun şiddetine daha fazla dayanamayarak hayatını kaybetmiş…
Boynu bükük kardelen çiçeğinin hikayesi işte böyle.. İşte o günden sonra aşkı için kışın dondurucu soğuğuna bile aldırmadan karların içinde açan çiçeğe kardelen ve ona sadık kalmayıp aldatan sevgiliye de hercai adı verilmiş.. Bu hikaye insanları çok etkilemiş olacak ki, o günden sonra kardelen ve hercai adına sayısız şiirler yazılmış ve şarkılar bestelenmiş. Bilimsel adı Galanthus olan kardelen ismi, Yunanca gala=süt, anthos=çiçek kelimelerinden türetilmiş bir isim olup süt gibi beyaz anlamında kullanılmakta. Eski çağ bilginlerinin kardelene süt çiçeği adını vermelerinin sebebiyse, onun o yıllarda bilinen en beyaz çiçek olmasından kaynaklanıyor. Rengi ve görünüşü nedeniyle kardelen, her zaman saflığı, temizliği sembolize etmiştir. Bu nedenlerle, çeşitli yabancı dillerde saflığın çiçeği, gelin çiçeği gibi isimlerle anılmış…
Anasayfa
Yazarlar
Serdar Kara
Yazı Detayı
Bu yazı 171+ kez okundu.
Kardelen ve Hercai!...
Tüm çiçeklerin açtığı ve ve sevgili olan çiçeklerin buluşma zamanıdır bahar. Her yer mis gibi kokularla cennet güzelliğindedir. Tüm bu güzelliklerin yanında bir de en büyük aşka sahip olan iki çiçek vardır. Onların aşkı dillere destandır. Her çiçek açmak için bir nedenleri olmasa bile sadece bu aşıkların mutluluklarını görebilmek için açarlarmış. Bu sevdalı çiçekler bir gün bir karar alırlar. “Mademki aşkımız bahar zamanı dillere destan oluyor biz de bir değişiklik yapalım aşkımızı diğer mevsimlere de taşıyalım" derler.ve solma zamanları geldiğinde birbirlerine kış mevsiminde açmak üzere veda ederek ayrılırlar.
Bir yüzünde yaz diğerinde kış, birinde ilkbahar diğerinde sonbahar vardır. Bazen de kışta bahar, baharda kış yaşanır. İnsan iki kutupludur. Bir yüzünde neşe, diğerinde hüzün vardır. Birinde bahar, diğerinde kış vardır. Bazen bahar içinde kış, bazen de kış içinde bahar yaşar. Bazen her yere bahar gelir, o kışta kalır. Ekmek değil sevgidir doyuran. Güneş değil yürektir ısıtan. Ay değil dosttur aydınlatan.
Asırlar önce birbirini çok seven iki çiçek varmış. Bunlardan erkek olan, sevgilisini o kadar çok seviyormuş ki, baharda açtıklarında diğer çiçeklerden onu kıskanıyormuş. Buna dayanamayan erkek çiçek, baharda binlerce çiçeğin içinde açmak ve kalabalığın içinde kaybolmak yerine kışın dondurucu soğuğunda açarak, canından çok sevdiği sevgilisini daha fazla görmeyi hayal etmiş. Yine bahar gelmiş tüm çiçekler toprağı yedi renge boyamış. Erkek çiçek, kışın kurduğu hayallerini anlatmış. Dişi çiçek de sevgilisinin fikirlerini çok beğenmiş ve bir dahaki sefere hiç kimsenin açmaya cesaret edemediği, kışın dondurucu soğuğunda açmak için sözleşmişler. Bahar bitmiş, yaz geçmiş ve kış gelmiş. Sevgilisine kavuşma hayalleri ile yerinde duramayan erkek çiçek, karın bir yorgan gibi kapladığı toprağı delerek yeryüzüne çıkmış..
Bembeyaz karlar içinde o renkleriyle göz kamaştıran sevgilisini aramış, aramış, aramış… Ama bulamamış. Ümidini yitiren erkek çiçek bir süre sonra üzüntüsünden boynunu eğmiş ve soğuğun şiddetine daha fazla dayanamayarak hayatını kaybetmiş…
Boynu bükük kardelen çiçeğinin hikayesi işte böyle.. İşte o günden sonra aşkı için kışın dondurucu soğuğuna bile aldırmadan karların içinde açan çiçeğe kardelen ve ona sadık kalmayıp aldatan sevgiliye de hercai adı verilmiş.. Bu hikaye insanları çok etkilemiş olacak ki, o günden sonra kardelen ve hercai adına sayısız şiirler yazılmış ve şarkılar bestelenmiş. Bilimsel adı Galanthus olan kardelen ismi, Yunanca gala=süt, anthos=çiçek kelimelerinden türetilmiş bir isim olup süt gibi beyaz anlamında kullanılmakta. Eski çağ bilginlerinin kardelene süt çiçeği adını vermelerinin sebebiyse, onun o yıllarda bilinen en beyaz çiçek olmasından kaynaklanıyor. Rengi ve görünüşü nedeniyle kardelen, her zaman saflığı, temizliği sembolize etmiştir. Bu nedenlerle, çeşitli yabancı dillerde saflığın çiçeği, gelin çiçeği gibi isimlerle anılmış…
Ekleme
Tarihi: 23 Aralık 2023 - Cumartesi
Kardelen ve Hercai!...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.