Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Seyfullah Çiçek
Köşe Yazarı
Seyfullah Çiçek
 

ORMAN YANGINLARI

MUHABİRİMİZ LEYLA HANIM MARMARİS’TEN BİLDİRİYOR!   Haber spikeri: -Son gelişmeleri öğrenmek üzere Marmaris Muhabirimiz Leyla hanıma bağlanıyoruz. Leyla hanım beni duyuyor musunuz? -Evet, duyuyorum. -Sevgili Leyla, son gelişmeleri aktarır mısınız? -Efendim, şu anda “En büyük Reyiz başka büyük yok” diye bağıran bir topluluk yanımıza doğru yaklaşıyor. Kiminin kafası, kiminin kolu, kiminin bacağı sargılı, biri de bacakları iki yana çarpık olarak yürüyor. Kahraman ormancılarımız olmalı! Evet, şu anda yanımıza geldiler. Mikrofonu, kafası sargılı olanına uzatarak soruyorum: -Kendinizi tanıtır mısınız? -Efendim, ben Gonyalı’yım. Dediler Reyiz Marmaris’e geliyor, attılar bizi bir otobosa… -Yani Konya’dan geldiniz. Peki başınızdaki sargı? -Ha o mu? Reyiz’in çay paketi küt diye ta alnımın ortasında patladı. On dikiş atıldı ama çayı da gaptım. Allah Reyiz’den razı olsun! -Ha anladım, çay meselesi! Geçmiş olsun. Söyleşimize devam ediyoruz. Beyefendi sizi tanıyalım. -Ben de İsparta’dan gelivedim. Dediler Reyiz Marmaris’e… -Hımm…anladım! Peki ayağınıza ne oldu? -Reyiz’in fırlattığı çay paketi 5 metre uzağıma düşüvemesin mi…Beş, on kişi hamle yapınca, benim ayak bir kaldırım taşına takılıvedi gari! -Desenize siz de çay şeysi, yani gazisi oldunuz! Neyse, size de geçmiş olsun. Yanınızdaki beyefendi, sizi tanıyalım. -Ben de Gastamonu’dan geldim. Dediler Reyiz… -Anladım, anladım, geçin onu, kolunuza ne oldu? -Reyiz’in attığı çay paketi süzüldü, süzüldü tam gafa hizasına gelince, bi ucundan ben, öteki ucundan bi arkadaş havada yakalayıverdik. İzbandut gibi bir herif. Bi o çeker, bi ben…Derken o arkadaş çaylan birlikte kolumu da çekivermiş. Yani anlayacan, çay elden, kol omuzdan getti! - “Bak gör üç beş gün bile sürmez Aşk üzüldüğüne değmez Gün gelir elbet yine güleriz Evet aynen evet aynen Baktık olmadı çay içeriz ” -Bişi mi dediniz abla? -Pardon, çok özür dilerim, birden o şarkı geldi aklıma da... Neyse, kaldığımız yerden devam ediyoruz. Beyefendi sizi de tanıyalım. -Ben de Gayseri’den geldim. Dediler ki Reyiz… -Orasını anladım da, siz niye bacaklarınız iki yana açık yampiri yampiri yürüyorsunuz? -Sorma bacım! Reyiz’in attığı çay paketi tam da geldi önüme düştü. -Yani oranıza çarptı! -Yok bacım, keşke öyle olsa. Tam hamle yapacaam sırada, önümdeki hıyar herif benden önce davrandı, çay paketi diye çok af buyurun, şeyimi sıkmaya başladı… Ahhh…ıhhh…çok acıyor! -Anladım, vah vah, büyük geçmiş olsun! Sevgili izleyicilerimiz. Gelen grubun kahraman ormancılarımız olduğu zannederek sizleri yanılttığım için hepinizden özür diliyor, gerçek kahramanlarımızın yanına doğru ilerlemeye çalışıyorum. -Teşekkürler sevgili Leyla. Yeni haberlerinizi bekliyoruz. Aman kendinize dikkat edin!                           *** SELE, YELE, PANDEMİYE, DEPREM’E, YANGIN’A  “ÇAY-I ŞERİF”!   "Tereciye tere satılır mı", bilmem ama… Çaycının kafasına çay atıldığı ilmen ispatlanmıştır! İnanmayan, Reyiz’in Rize mitingine baksın!                           *** Alın size 10 puanlık bir soru: “Çay içilir mi, yenir mi?” Reis tarafından paket olarak atılırsa, (kafaya) yenilir... Paketin içi demliğe atılırsa, içilir!                           *** Çay deyip geçmeyin. Çay var, "Çay-ı şerif" (şerefli çay) var! Reis işi biliyor!                           ***  Ülkede sadece Rize çayı değil... Adapazarı kabağı, Diyarbakır karpuzu, Kırkağaç kavunu, Geyve ayvası vs.de var. Tarafsız ol Reis!                           *** Manavgat, Bodrum, Antalya, Adana, Muğla, Osmaniye, Kayseri…   cayır cayır yanarken… Bizimkiler taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışıyor, sözüm ona! Akdeniz ülkeleri içinde; Fransa’nın 26 Yunanistan’ın 20 İtalya’nın 19 İspanya’nın 17 yangın uçağı varken… Garibim Türkiye 3 tane (yazıyla ÜÇ tane) kiralık uçakla hangi birine yetişsin? THK uçakları zaten çürümeye terk edilmiş. E, Atatürk tarafından kuruldu ya... Suçu büyük! Netice itibariyle... Aşağı tükürsen yangın… Yukarı tükürsen itibar! İtibardan da tasarruf edilemeyeceğine göre… Ölmüşüz, ağlayanımız yok! Yanmışız, su verenimiz yok! Varsa, yoksa 3 tane VİP uçak, olmadı 5 tane daha, olmadı bir tane de Katar Emiri’nden, olmadı biraz oradan, olmadı biraz buradan derken, şimdilik toplam 15 tane olduğu söyleniyor! Varsa, yoksa saray (külliye), olmadı bir tane daha (Vahdettin), olmadı bir tane daha(Huber), olmadı bir tane daha (Okluk koyu), olmadı bir tane daha (Ahlat)… Varsa, yoksa “Kanal İstanbul”… Varsa, yoksa Suriyeli, Afganistanlı, Afrikalı… Allah Türk Milleti’nin yardımcısı olsun!                           *** “BU NEVGİ AH BU NE IZDIRAP”TAN TORNİSTAN Yangınzede vatandaşlarımıza gelsin: "Yanıyoruz, halimize vay vay Reis Bey gelmiş, hoş gelmiş hay hay Nasibimiz oldu bir poşet çay Sun da içelim Reis elinden!" Hadi yine şanslısınız yangınzede vatandaşlarımız. Bir uçağı yok Reis’in yangın söndürmeye, Çayıyla geliyor acınızı dindirmeye!                           *** BEN DE 15 DENE VAR!                   Gelin sizi 1960’lı yıllara ait bir Yeşiçam filmine götüreyim. Filmin adı: “Paydos!” Bu filmde Sadri Alışık, Vahi Öz ve Mualla Sürer arasında geçen hiç unutamadığım bir replik var. Vahi Öz ve hanımı Mualla Sürer, kızına talip olan damat adayı öğretmen Sadri Alışık’a… Maaşının az olmasından dem vurarak, öğretmenlikten vaz geçip bakkal olması için baskı yapmaktadır. Mualla Sürer ile kocası Vahi Öz’ün ikili sıkıştırmaları şu şekildedir: Mualla Sürer: -Bir buz dolabınız yok! Vahi Öz: -Bizde iki dene var! M.S.: -Bir çamaşır makineniz yok! V.Ö.: -Bizde iki dene var! M.S.: -Bir Havagazı fırınınız yok! V.Ö.: -Bizde iki dene var! M.S.: -Bir elektrik süpürgeniz yok! V.Ö.: -Bizde iki dene var!                  Şimdi Reis çıkıp; "-Ey Biden, Ey Putin, Ey Merkel, Ey Macron, Ey Johnson! Bir VİP uçağınız bile yok, bende 15 dene var! Doğru dürüst bir sarayınız bile yok, bende 7 dene (Külliye,Dolmabahçe, Beylerbeyi, Vahdettin, Huber, Okluk, Ahlat..) var" Dese… Haklı mı, haksız mı?!                           *** “BAKAN”LAR NEREYE BAKAR? Alın size çok bilinmeyenli bir denklem sorusu: Bizde “BAKAN”lar nereye bakar? Bilemediniz, değil mi? Nereye olacak? Her konuşmalarına, "Sayın Cumhurbaşkanımız'ın talimatlarıyla" diye başlayarak... "Tek Adam"ın ağzına!..                           *** REİS’İN ÇAYI KAÇ GRAM? Bir dostum bana soruyor: "-Hocam, Reis'in beleş çayları 250 gr.mı, 500 gr.mı?" "Valla" diyorum ona: "Ben çayı paramla alır, paramla içerim. Kafama hiç çay yemediğimden, Reis'inki kaç gramdır, bilemem. Kafası sargılı ama yine de mutlu bir AKP'li görürsen ona sor!"                           *** BENDEN HATIRLATMASI Vakaların artışı, aşılamanın hız kesmesine bağlanıyor. Aşıdan kaçanların çoğu, tutucu kesimden olduğuna göre... "Aşı olana bedava nohut, bulgur, makarna...", deyin, bakın nasıl da koşarak geliyorlar. Hatırlatması benden, uygulaması Fahrettin Koca'dan!                           *** AŞIYA TEŞVİK! Aşıdan kaçanlar için Hükümete slogan tavsiyem: "Yaptır Covit-19 aşını... Beleş al ekmeğini, aşını!"                           *** YASİN AKTAY’DAN HERZELER…  “Salli Alâ Muhammed” deriz “Türk dediğin bir sentezdir zaten. Türk diye bir ırk yoktur.” Bu akla ziyan kelamları eden zat, AKP MKYK Üyesi, Genel Başkan Yardımcısı Prof.Dr.Yasin Aktay. Bu kerameti kendinden menkul zatın süper zekasından (!) fışkıran son herze de şöyle: “Suriyeliler bir gitsin, ülke ekonomisi çöker.” Valla ben bu herifin bu sözlerini de fazla yadırgamadım. Çünkü… “Türk diye bir ırk yoktur” diyen… “RTE’yi peygamber gibi gören” sakat bir beyinden zaten sağlıklı bir düşünce beklemek safdillik olur da, ondan! Herif yine de ihtiyatlı laf etmiş. “Türkler dışarı, Suriyeliler içeri” de diyebilirdi. Buna da şükür! Hem sonra… İşimiz Suriyeliler’e kalmışsa, çekiver kuyruğunu gitsin!                           *** Yasin Efendi’nin bir herzesi de şöyle: "Aç olan açım diye bağırmaz!" E, haklı! Bizim milletimiz; Sağa baksa açlık... Sola baksa hırsız! Bu nedenle; Gurur yapar, “açım” demekten utanır… Aç bırakan gözü doymaz haramzadelere de... Başı belaya girer korkusuyla “hırsız” demekten sakınır!                           *** Yasin Efendi herzeye devam ediyor: "Sığınmacılar rızkıyla geliyor!" Yok yaaa... Rızkımı veren Hüdadır Yasin Efendi,  kula minnet eylemem!                           *** BİLMEZ MİYİZ REİS? “Taliban’la ters yanımız yok!” Ah, bilmez miyiz Reis? Dahası da var! Ölü sevici Mısır Lideri Mursi (ölmüş eşle cinsi münasebete girilebilir), dost! Eli kanlı Sudan diktatörü El-Beşir kanka! Ölüm makinası HAMAS, barış güvercini! İŞİD , El Kaide, El Nusra, alnı secdeye değen yiğitler! FETÖ sümüklüsü, eski ortak! Ah bir de Türk’ü sevebilseydiniz?                           *** DÜNYADA DÖRT KATEGORİDE İLK DÖRTTEYİZ! Bir “Birincilik”… İki “İkincilik”… Bir “Dördüncülük”… Almışız! Hemen sevinip, havalara zıplamayın, “Tokyo-2020”de değil. Peki ya nerede? Efendim, ABD araştırma şirketi Gallup, dünyanın “Duygu Durumu” haritasını çıkarmış. 116 ülkede yaklaşık 160 bin kişinin katılımıyla yapılan anketten çıkan sonuç, ülkemiz için şöyleymiş: En az gülümseyen ülkeler arasında “BİRİNCİ”! En çok öfkelenen ülkeler arasında “İKİNCİ”! En az keyif alan ülkeler arasında “İKİNCİ”! En çok stres yaşayan ülkeler arasında “DÖRDÜNCÜ”! E, dünya bizi kıskanmasın da ne yapsın!                           *** GGD BAŞKANI BEKİR BAYRAM’IN KALEMİ! Bugün (31 Temmuz 2021), Giresun Gazeteciler Derneği (GGD)’nde yapılacak olan kongre öncesi Nihat Öztürk arkadaşım, “Hazırun Cetveli”nde adının karşısına imzasını atacak ama masada kalem yok. Ceplerini yokladı, üzerinde de yok. Sonra bakışlarını Bekir Bayram’a odakladı. Naçar o da ellerini yanlara açarak, “Bende de yok.Biri masanın üzerindeki kalemi yanlışlıkla alıp cebine atmış olmalı” dedi. O, öyle cevap verir de, biz durur muyuz? Taşı gediğine oturttuk: -Sayın Başkanım, yoksa sen de mi kalemini sattın? Böyle bir cevap beklemeyen sevgili Bekir Başkan, “Hocam” dedi: -Vallahi bir alemsin, yine yaptın yapacağını! Sevgili Bekir’i bilmez miyim? Kellesini verir, kalemini satmaz! Biz de o yüzden yeniden başkan seçtik ya!.. Ama onu o kadar çok seviyor ve takdir ediyorum ki, huyum kurusun sataşmadan da yapamıyorum. Neyse, bu lafım kulağına küpe olur da, bi daha ki sefer kalemine mukayyet olur. Çünkü kalem, gazetecinin silahı ve namusudur. Kalemsiz gazeteci de, silahsız askere benzer!                           *** HEM GAZOZ HEM EFSANE! "Gazoz olma, efsane ol" OUT! "Hem Gazoz, hem efsane ol" İN! Öpüldün sevgili Mete Gazoz!                           *** “Okçuluk”ta Olimpiyat Şampiyonu olarak ülkemize altın madalya kazandıran anne tarafından Göreleli hemşehrimiz, ülkemizin gururu Mete Gazoz’a soruyorlar: "-Kimi örnek alıyorsunuz?" "-Hiç kimseyi...Onlar beni örnek alsın!Gece gündüz çalışıyorum" Sonuç: Hem Gazoz, hem efsane!                           ***        
Ekleme Tarihi: 03 Ağustos 2021 - Salı

ORMAN YANGINLARI

MUHABİRİMİZ LEYLA HANIM MARMARİS’TEN BİLDİRİYOR!

 

Haber spikeri:

-Son gelişmeleri öğrenmek üzere Marmaris Muhabirimiz Leyla hanıma bağlanıyoruz. Leyla hanım beni duyuyor musunuz?

-Evet, duyuyorum.

-Sevgili Leyla, son gelişmeleri aktarır mısınız?

-Efendim, şu anda “En büyük Reyiz başka büyük yok” diye bağıran bir topluluk

yanımıza doğru yaklaşıyor. Kiminin kafası, kiminin kolu, kiminin bacağı sargılı, biri de bacakları iki yana çarpık olarak yürüyor. Kahraman ormancılarımız olmalı! Evet, şu anda yanımıza geldiler. Mikrofonu, kafası sargılı olanına uzatarak soruyorum:

-Kendinizi tanıtır mısınız?

-Efendim, ben Gonyalı’yım. Dediler Reyiz Marmaris’e geliyor, attılar bizi bir

otobosa…

-Yani Konya’dan geldiniz. Peki başınızdaki sargı?

-Ha o mu? Reyiz’in çay paketi küt diye ta alnımın ortasında patladı. On dikiş atıldı ama

çayı da gaptım. Allah Reyiz’den razı olsun!

-Ha anladım, çay meselesi! Geçmiş olsun.

Söyleşimize devam ediyoruz. Beyefendi sizi tanıyalım.

-Ben de İsparta’dan gelivedim. Dediler Reyiz Marmaris’e…

-Hımm…anladım! Peki ayağınıza ne oldu?

-Reyiz’in fırlattığı çay paketi 5 metre uzağıma düşüvemesin mi…Beş, on kişi hamle

yapınca, benim ayak bir kaldırım taşına takılıvedi gari!

-Desenize siz de çay şeysi, yani gazisi oldunuz! Neyse, size de geçmiş olsun.

Yanınızdaki beyefendi, sizi tanıyalım.

-Ben de Gastamonu’dan geldim. Dediler Reyiz…

-Anladım, anladım, geçin onu, kolunuza ne oldu?

-Reyiz’in attığı çay paketi süzüldü, süzüldü tam gafa hizasına gelince, bi ucundan ben,

öteki ucundan bi arkadaş havada yakalayıverdik. İzbandut gibi bir herif. Bi o çeker, bi ben…Derken o arkadaş çaylan birlikte kolumu da çekivermiş. Yani anlayacan, çay elden, kol omuzdan getti!

- “Bak gör üç beş gün bile sürmez

Aşk üzüldüğüne değmez

Gün gelir elbet yine güleriz

Evet aynen evet aynen

Baktık olmadı çay içeriz ”

-Bişi mi dediniz abla?

-Pardon, çok özür dilerim, birden o şarkı geldi aklıma da... Neyse, kaldığımız yerden devam ediyoruz. Beyefendi sizi de tanıyalım.

-Ben de Gayseri’den geldim. Dediler ki Reyiz…

-Orasını anladım da, siz niye bacaklarınız iki yana açık yampiri yampiri yürüyorsunuz?

-Sorma bacım! Reyiz’in attığı çay paketi tam da geldi önüme düştü.

-Yani oranıza çarptı!

-Yok bacım, keşke öyle olsa. Tam hamle yapacaam sırada, önümdeki hıyar herif benden

önce davrandı, çay paketi diye çok af buyurun, şeyimi sıkmaya başladı… Ahhh…ıhhh…çok acıyor!

-Anladım, vah vah, büyük geçmiş olsun!

Sevgili izleyicilerimiz.

Gelen grubun kahraman ormancılarımız olduğu zannederek sizleri yanılttığım

için hepinizden özür diliyor, gerçek kahramanlarımızın yanına doğru ilerlemeye çalışıyorum.

-Teşekkürler sevgili Leyla. Yeni haberlerinizi bekliyoruz. Aman kendinize dikkat edin!

                          ***

SELE, YELE, PANDEMİYE, DEPREM’E, YANGIN’A  “ÇAY-I ŞERİF”!

 

"Tereciye tere satılır mı", bilmem ama…

Çaycının kafasına çay atıldığı ilmen ispatlanmıştır!

İnanmayan, Reyiz’in Rize mitingine baksın!

                          ***

Alın size 10 puanlık bir soru:

“Çay içilir mi, yenir mi?”

Reis tarafından paket olarak atılırsa, (kafaya) yenilir...

Paketin içi demliğe atılırsa, içilir!

                          ***

Çay deyip geçmeyin.

Çay var, "Çay-ı şerif" (şerefli çay) var!

Reis işi biliyor!

                          ***

 Ülkede sadece Rize çayı değil...

Adapazarı kabağı, Diyarbakır karpuzu, Kırkağaç kavunu, Geyve ayvası vs.de var.

Tarafsız ol Reis!

                          ***

Manavgat, Bodrum, Antalya, Adana, Muğla, Osmaniye, Kayseri…

  cayır cayır yanarken…

Bizimkiler taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışıyor, sözüm ona!

Akdeniz ülkeleri içinde;

Fransa’nın 26

Yunanistan’ın 20

İtalya’nın 19

İspanya’nın 17 yangın uçağı varken…

Garibim Türkiye 3 tane (yazıyla ÜÇ tane) kiralık uçakla hangi birine yetişsin?

THK uçakları zaten çürümeye terk edilmiş.

E, Atatürk tarafından kuruldu ya...

Suçu büyük!

Netice itibariyle...

Aşağı tükürsen yangın…

Yukarı tükürsen itibar!

İtibardan da tasarruf edilemeyeceğine göre…

Ölmüşüz, ağlayanımız yok!

Yanmışız, su verenimiz yok!

Varsa, yoksa 3 tane VİP uçak, olmadı 5 tane daha, olmadı bir tane de Katar Emiri’nden,

olmadı biraz oradan, olmadı biraz buradan derken, şimdilik toplam 15 tane olduğu söyleniyor!

Varsa, yoksa saray (külliye), olmadı bir tane daha (Vahdettin), olmadı bir tane

daha(Huber), olmadı bir tane daha (Okluk koyu), olmadı bir tane daha (Ahlat)…

Varsa, yoksa “Kanal İstanbul”…

Varsa, yoksa Suriyeli, Afganistanlı, Afrikalı…

Allah Türk Milleti’nin yardımcısı olsun!

                          ***

“BU NEVGİ AH BU NE IZDIRAP”TAN TORNİSTAN

Yangınzede vatandaşlarımıza gelsin:

"Yanıyoruz, halimize vay vay

Reis Bey gelmiş, hoş gelmiş hay hay

Nasibimiz oldu bir poşet çay

Sun da içelim Reis elinden!"

Hadi yine şanslısınız yangınzede vatandaşlarımız.

Bir uçağı yok Reis’in yangın söndürmeye,

Çayıyla geliyor acınızı dindirmeye!

                          ***

BEN DE 15 DENE VAR!                  

Gelin sizi 1960’lı yıllara ait bir Yeşiçam filmine götüreyim.

Filmin adı: “Paydos!”

Bu filmde Sadri Alışık, Vahi Öz ve Mualla Sürer arasında geçen hiç unutamadığım bir replik var.

Vahi Öz ve hanımı Mualla Sürer, kızına talip olan damat adayı öğretmen Sadri Alışık’a…

Maaşının az olmasından dem vurarak, öğretmenlikten vaz geçip bakkal olması için baskı yapmaktadır.

Mualla Sürer ile kocası Vahi Öz’ün ikili sıkıştırmaları şu şekildedir:

Mualla Sürer:

-Bir buz dolabınız yok!

Vahi Öz:

-Bizde iki dene var!

M.S.:

-Bir çamaşır makineniz yok!

V.Ö.:

-Bizde iki dene var!

M.S.:

-Bir Havagazı fırınınız yok!

V.Ö.:

-Bizde iki dene var!

M.S.:

-Bir elektrik süpürgeniz yok!

V.Ö.:

-Bizde iki dene var!                 

Şimdi Reis çıkıp;

"-Ey Biden, Ey Putin, Ey Merkel, Ey Macron, Ey Johnson!

Bir VİP uçağınız bile yok, bende 15 dene var!

Doğru dürüst bir sarayınız bile yok, bende 7 dene (Külliye,Dolmabahçe, Beylerbeyi, Vahdettin, Huber, Okluk, Ahlat..) var" Dese…

Haklı mı, haksız mı?!

                          ***

“BAKAN”LAR NEREYE BAKAR?

Alın size çok bilinmeyenli bir denklem sorusu:

Bizde “BAKAN”lar nereye bakar?

Bilemediniz, değil mi?

Nereye olacak?

Her konuşmalarına, "Sayın Cumhurbaşkanımız'ın talimatlarıyla" diye başlayarak...

"Tek Adam"ın ağzına!..

                          ***

REİS’İN ÇAYI KAÇ GRAM?

Bir dostum bana soruyor:

"-Hocam, Reis'in beleş çayları 250 gr.mı, 500 gr.mı?"

"Valla" diyorum ona:

"Ben çayı paramla alır, paramla içerim.

Kafama hiç çay yemediğimden, Reis'inki kaç gramdır, bilemem.

Kafası sargılı ama yine de mutlu bir AKP'li görürsen ona sor!"

                          ***

BENDEN HATIRLATMASI

Vakaların artışı, aşılamanın hız kesmesine bağlanıyor.

Aşıdan kaçanların çoğu, tutucu kesimden olduğuna göre...

"Aşı olana bedava nohut, bulgur, makarna...", deyin, bakın nasıl da koşarak geliyorlar.

Hatırlatması benden, uygulaması Fahrettin Koca'dan!

                          ***

AŞIYA TEŞVİK!

Aşıdan kaçanlar için Hükümete slogan tavsiyem:

"Yaptır Covit-19 aşını...

Beleş al ekmeğini, aşını!"

                          ***

YASİN AKTAY’DAN HERZELER…

 “Salli Alâ Muhammed” deriz

“Türk dediğin bir sentezdir zaten. Türk diye bir ırk yoktur.”

Bu akla ziyan kelamları eden zat, AKP MKYK Üyesi, Genel Başkan Yardımcısı Prof.Dr.Yasin Aktay.

Bu kerameti kendinden menkul zatın süper zekasından (!) fışkıran son herze de şöyle:

“Suriyeliler bir gitsin, ülke ekonomisi çöker.”

Valla ben bu herifin bu sözlerini de fazla yadırgamadım.

Çünkü…

“Türk diye bir ırk yoktur” diyen…

“RTE’yi peygamber gibi gören” sakat bir beyinden zaten sağlıklı bir düşünce beklemek

safdillik olur da, ondan!

Herif yine de ihtiyatlı laf etmiş.

“Türkler dışarı, Suriyeliler içeri” de diyebilirdi.

Buna da şükür!

Hem sonra…

İşimiz Suriyeliler’e kalmışsa, çekiver kuyruğunu gitsin!

                          ***

Yasin Efendi’nin bir herzesi de şöyle:

"Aç olan açım diye bağırmaz!"

E, haklı!

Bizim milletimiz;

Sağa baksa açlık...

Sola baksa hırsız!

Bu nedenle;

Gurur yapar, “açım” demekten utanır…

Aç bırakan gözü doymaz haramzadelere de...

Başı belaya girer korkusuyla “hırsız” demekten sakınır!

                          ***

Yasin Efendi herzeye devam ediyor:

"Sığınmacılar rızkıyla geliyor!"

Yok yaaa...

Rızkımı veren Hüdadır Yasin Efendi,  kula minnet eylemem!

                          ***

BİLMEZ MİYİZ REİS?

“Taliban’la ters yanımız yok!”

Ah, bilmez miyiz Reis?

Dahası da var!

Ölü sevici Mısır Lideri Mursi (ölmüş eşle cinsi münasebete girilebilir), dost!

Eli kanlı Sudan diktatörü El-Beşir kanka!

Ölüm makinası HAMAS, barış güvercini!

İŞİD , El Kaide, El Nusra, alnı secdeye değen yiğitler!

FETÖ sümüklüsü, eski ortak!

Ah bir de Türk’ü sevebilseydiniz?

                          ***

DÜNYADA DÖRT KATEGORİDE İLK DÖRTTEYİZ!

Bir “Birincilik”…

İki “İkincilik”

Bir “Dördüncülük”…

Almışız!

Hemen sevinip, havalara zıplamayın, “Tokyo-2020”de değil.

Peki ya nerede?

Efendim, ABD araştırma şirketi Gallup, dünyanın “Duygu Durumu” haritasını çıkarmış.

116 ülkede yaklaşık 160 bin kişinin katılımıyla yapılan anketten çıkan sonuç, ülkemiz için şöyleymiş:

En az gülümseyen ülkeler arasında “BİRİNCİ”!

En çok öfkelenen ülkeler arasında “İKİNCİ”!

En az keyif alan ülkeler arasında “İKİNCİ”!

En çok stres yaşayan ülkeler arasında “DÖRDÜNCÜ”!

E, dünya bizi kıskanmasın da ne yapsın!

                          ***

GGD BAŞKANI BEKİR BAYRAM’IN KALEMİ!

Bugün (31 Temmuz 2021), Giresun Gazeteciler Derneği (GGD)’nde yapılacak olan kongre öncesi Nihat Öztürk arkadaşım, “Hazırun Cetveli”nde adının karşısına imzasını atacak ama masada kalem yok.

Ceplerini yokladı, üzerinde de yok.

Sonra bakışlarını Bekir Bayram’a odakladı.

Naçar o da ellerini yanlara açarak, “Bende de yok.Biri masanın üzerindeki kalemi yanlışlıkla alıp cebine atmış olmalı” dedi.

O, öyle cevap verir de, biz durur muyuz?

Taşı gediğine oturttuk:

-Sayın Başkanım, yoksa sen de mi kalemini sattın?

Böyle bir cevap beklemeyen sevgili Bekir Başkan, “Hocam” dedi:

-Vallahi bir alemsin, yine yaptın yapacağını!

Sevgili Bekir’i bilmez miyim?

Kellesini verir, kalemini satmaz!

Biz de o yüzden yeniden başkan seçtik ya!..

Ama onu o kadar çok seviyor ve takdir ediyorum ki, huyum kurusun sataşmadan da yapamıyorum.

Neyse, bu lafım kulağına küpe olur da, bi daha ki sefer kalemine mukayyet olur.

Çünkü kalem, gazetecinin silahı ve namusudur.

Kalemsiz gazeteci de, silahsız askere benzer!

                          ***

HEM GAZOZ HEM EFSANE!

"Gazoz olma, efsane ol" OUT!

"Hem Gazoz, hem efsane ol" İN!

Öpüldün sevgili Mete Gazoz!

                          ***

“Okçuluk”ta Olimpiyat Şampiyonu olarak ülkemize altın madalya kazandıran anne

tarafından Göreleli hemşehrimiz, ülkemizin gururu Mete Gazoz’a soruyorlar:

"-Kimi örnek alıyorsunuz?"

"-Hiç kimseyi...Onlar beni örnek alsın!Gece gündüz çalışıyorum"

Sonuç: Hem Gazoz, hem efsane!

                          ***


 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş