Gençlik yıllarımda iflah olmaz bir TSM tutkunu idim.
Favorilerim de; İsmet Nedim, Güneri Tecer, Behiye Aksoy, Kutlu Payaslı, Yıldırım Gürses, Emel Sayın...gibi sanatçılardı.
Haydarpaşa Lisesi yıllarımda (1965-1970) sevgili arkadaşım hatta arkadaştan da öte kardeşim merhum Hulusi Tunca (Sonradan HEY Dergisi'nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü'ne kadar yükseldi) kanıma girerek (!), beni pop ve rock müziğe de alıştırmıştı.
İyi ki öyle yapmış.
Bu sayede Erol Büyükburç, Berkant, Ayten Alpman, İlham Gençer, Barış Manço, Cem Karaca, Nilüfer, Nil Burak...gibi bir birinden kaliteli dev sanatçıları da hayranlıkla izlemeye ve dinlemeye başlamıştım.
İşte bu jenerasyonun devlerinden biri de Erkin Koray'dı.
İlginç tınılar taşıyan müziğiyle, sesiyle, yorumuyla, giyim-kuşamıyla ve sahne hakimiyetiyle ötekilerden çok farklı idi.
Bugün öğreniyoruz ki...
O da "Baki kalan kubbede hoş bir seda" bırakarak beyaz bir ata binip, dönüşü olmayan uzun bir yolculuğa çıkmış.
Ruhu şad, mekanı cennet olsun!