Hani bir şarkı vardır ya Sis Dağı sisli olur, Havası puslu olur diyerek bugün Karadeniz Omurilik Felçliler Derneği Başkanı Asiye Divli, Fatma Divli, Maviye Yosma, Ünal Arslan ve gazeteci arkadaşımız kaptan şoförümüz Mehmet Kavcı ile Sis Dağı yaylasına yola koyulduk. Şarkıda söylediği gibi aksine ne sis dağı sisliydi, nede puslu… Belki de bizim şansımıza çok güzel bir hava vardı Sis’te bugün…
Arkadaşlarımız ile birlikte kaptan şoförümüz Mehmet Kavcı idaresinde 2 bin 180 rakımlı, yeşilin bin bir tonuna hakim görüntüsüyle adından söz ettiren doğal mekanlar arasında Sis Dağı Yaylası’na ulaştık. Yaz mevsiminin son günlerini yaşamaya başladığımız bu günlerde ve ayların en güzeli olan hüzün ayı Eylül ayının başlarında yollar da gördük ki yapraklar birer birer dökülmeye sonbahar tüm hüznüyle çökmeye başlamıştı aslında…
Mevsimlerin en hüzünlüsüdür sonbahar…
Ne çok duygu barındırıyor sonbahar içinde. Yaşanmış nice yaşam öykülerinin dudaklarda kalan buruk gülümsemesi, yüreklerde iyi hatırlanan mazide kalan sevgileri anımsatıyor. Sonbahara erince Gönüller nedense ilkbaharı özler hemencecik.
Bu sebeple sonbahar hırçındır, çok çabuk değişime uğrar duyguları. Sabah esen soğuk rüzgarlar, öğleye doğru ısıtır yürekleri, akşama doğru ise gene buz keser hava. Duyguları delişmen ve değişkendir sonbaharın. Haklı sebepleri var elbet. Minare yıkılmıştır yıkılmasına fakat mihrapta hasar görmüştür. Kırışıklar ortaya çıkar anıların izi olarak. Daha bir çabuk yorulur yürek İle beden oysa yapılacak o kadar çok iş vardır ki beyinde. Ne beden düşünceleri anlar, ne düşünceler bedeni.
En çok kendini sorguladığın Belki de acımasızca yargıladığın hatta mahkum ettiğin mevsimdir sonbahar. Başaramadığın ne varsa sonbaharda daha çok canını yakar. Zamanın boldur bu mevsimde bu sebeple eski defterler sık açılmaya başlanır.
Yaprak dökümü çoktan başlamıştır güçlü sandığın o yaşam ağacında. Sevdiğin kim varsa usulca çıkar ebediyetin merdivenlerini. Bazen veda etmeye zamanın olmamıştır. İş güç yaşam mücadelesi İle ne çok sevdiğini ihmal ettiğinin farkına varırsın bu mevsimde. Oysa pişmanlıklar ve yaşanmışlıklar fayda sağlamaz. Seninle baharı yaşayan ne çok yaprak bu sonbaharda dalını terk etmiş ve seni yalnız bırakmaya başlamıştır. Bu mevsimde Belki de en çok sende dalından kopup sonsuzluğa gitmeye korkarsın.
Sonbahar hiç bitmesin istersin. Yaşayabildiğin kadar güzel yaşamaya, taze yaprak gibi görünmeye çabalaman sebepsiz değildir. İlkbahar geride kalmış, yaz çalışıp çabalayıp kendini en çok yorduğun mevsim olmuş, sonbahar ise kıştan önceki son güzel mevsimdir artık.
Sonbahar bu sebeple çok anlamlı, çok güzel ve çok uzun yaşanan bir mevsimdir. Bahardır neticede son olan kalıcı olan bahardır. Sonbahar sarının bin bir çeşit tonunda, sonsuz maviliklerde kaybolma mevsimidir.
Her Eylül ayı geldiğinde bir buruk olur içimiz nedense?... Bir hüzün kaplar gönlümüzü... Sararan yapraklar şairlere, ressamlara ilham kaynağı olsa da, hazan mevsiminin başlangıcıdır Eylül ayıdır Eylül ayı… Yazın telaşından, sanki yorulduk. Bizi sar sarmala, tekrar tekrar doğalım tam yorulduğumuz yerde, liman ol bize sende sukuta erelim. Tekrar hayal kurmaktan korkan bize fısılda ´´hayalsiz dünyanın yükü taşınmaz de´´ biz doğalım Eylül de bir daha…
İlkbahar, yazı şen şakrak mutlulukla gezerek eğlenerek geçirip sonbahara geldiniz mi hiçbir şey yapmak istemez oluyorsunuz. Eve kapanıp yağan yağmuru izleyip çay yudumlayarak tüm günü geçirebilirsiniz. Yada film izleyip zamanın nasıl geçtiğini unutabilirsiniz...
Sıcakların bitmesiyle soğuk artacak, yağmurlar yağmaya başlayacak kalksın yazlıklar çıksın kışlıklar kim şimdi o botları, kazakları giymek ister. Hayat böyle işte her şeyin bir zamanı var elbet bir gün bitecek yaşanılanlar yenileri doğacak meydana…Sonbahar geldi mi tadını çıkartmak lazım kurumuş yapraklarıyla ağaç altında oturmak ,boğaz kıyısında , evde, sokakta , işte çay içmek, huzur bulmak sonbaharın geldiğini hissettirir. Sonbaharın insanlara göre her gelişi farklıdır kimine üzüntü kimine ise mutluluk verir.
Sonbahar herkese mutluluk ve huzur getirsin bu sonbahar. Her yaprağın bir çiçeğe dönüştüğü mevsimde güzel zamanlar yaşamak dileğiyle.
Bugün bizlere bu imkanı sağlayan dernek başkanımız Asiye Divli’ye arkadaşlarımıza, bizlerin ulaşımını ve eşsiz doğal güzelliği Sis Dağı yaylasında bugünümüzü ölümleştiren Mehmet Kavcı’ye teşekkür ederim.