Geçenlerde okuduğum Barış, Vefa, Sevgi ve Umutun anlatıdığı “Dört tane mum usul usul yanıyordu” yazısı beni oldukça etkiledi. Umarım bu yazıyı siz değerli oyucularım beğenir…
Dört tane mum usul usul yanıyordu.
Ortalık o kadar sessizdi ki, mumların konuşmalarını duyabiliyordunuz.
Birinci mum dedi ki:
‘Ben BARIŞ’ım.! Ama kimse benim yanmama yardımcı olmuyor. Sanırım yakında söneceğim.’
Alevi hızla azaldı ve sonunda tamamen söndü.
İkinci mum:
‘Ben VEFA’yım.! Ne yazık ki artık vazgeçilmez değilim. Onun için, bundan sonra yanıp durmamın bir anlamı kalmadı.’
Sözlerini tamamladığında esen hafif bir rüzgar onu tamamen söndürdü.
Üçüncü mum, hüzünlü bir sesle dedi ki:
‘Ben SEVGİ’yim! Yanacak gücüm kalmadı. İnsanlar beni unuttu, değerimi anlamıyorlar. En yakınlarım bile sevmeyi unuttular.’
Sevgi’de daha fazla beklemeden sönüp gitti.
Ansızın..!
Odaya bir çocuk girdi ve üç mumunda yanmadığını gördü.
‘Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanmanız gerekmiyor muydu?’ dedi.
Ve ardından ağlamaya başladı.
O zaman dördüncü mum konuşmaya başladı:
‘Korkma, ben UMUT’um! Yandığım süre öteki mumlarıda yeniden yakabiliriz.’
Çocuk parlayan gözleriyle UMUT mumunu aldı ve öteki mumları tekrar birer birer yaktı…