Önümüzdeki aylarda ülkemizde çok önemli şeyler olacak.
En başta enflasyon düşecek. Siz bakmayın Ağustos ayı yıllık enflasyon rakamlarının yüzde 80 in üzerinde çıktığına. Bu doğrumu? Doğru ama önümüzdeki aylarda düşecek.
Enflasyon düşünce fiyatlar da düşecek. Fiyatlar düşünce insanların alım gücü artacak.
İnsanların alım gücü artınca refah seviyeleri artacak.
Önümüzdeki aylarda bunları yaşayıp göreceğiz. Sayın Bakan öyle diyor. Enflasyonun nasıl düşeceğini de anlatmış ama biz o konuya girmiyoruz. Enflasyon düşsün de nasıl düşerse düşsün diyoruz. Ekonomist olanlar onlar. Ekonominin kitabını yazanlar onlar!
Önümüzdeki aylarda üniversite öğrencileri ev sahibi olacak. İddia ediyoruz böyle bir projeyi yaşınız kaç olursa olsun ilk defa duyuyorsunuz. Özal'ın Konut Edindirme projesinden sonra bu kapsamda bir ilk bu. Gerçi Özal'ın çalışanlardan zorunlu olarak kestiği paranın akıbeti hiç bilinmedi ama, öyle bir projeyi hatırlar o yılları yaşayanlar.
Türkiye önümüzdeki aylarda büyümeye devam edecek. Dünya ülkeleri çeşitli nedenlerle küçülürken tüm olumsuzluklara rağmen ülkemiz büyümeye devam edecek. Salgınsa salgın, savaşsa savaş; hiçbir neden büyümeyi durduramayacak.
Büyüme demek istihdam, yani iş olanağı yaratmak demek. Büyüme demek üretim artışı demek. Üretim artışı demek artan ihracat demek… Dolayısıyla önümüzdeki aylarda işsizlik de azalacak.
Dolayısıyla önümüzdeki aylarda ihracat da artacak.
Belli ki çok düşman çatlatacağız!
Yatırımlar artacak önümüzdeki aylarda. Yollar, limanlar, barajlar, kanallar, havaalanları ve aklınıza ne geliyorsa…
Terörün kökü kazınacak önümüzdeki aylarda.
Kıskançlıktan çatır çatır çatlayacaklar. Bu küresel krizden büyüyerek çıkmak kolay mı? Bu dünyayı kasıp kavuran salgından ihracatı ve üretimi artırarak çıkmak kolay mı?
Ama biz bunun formülünü yıllar önce keşfetmiştik. Yine böyle küresel bir krizi ülkemize teğet geçirmeyi başarmış hatta krizi fırsata çevirmeyi öğrenmiştik. Bugün aynı yöntemle öncekinden daha güçlü bir krizi diğer dünya ülkeleri kadar hasar almadan atlatıyoruz. Avrupa'da marketlerde mal kalmamıştı. Raflar bomboştu.
Önümüzdeki aylara bu olumlu gelişmelerle giriyoruz. Önümüzdeki aylarda her şey daha da güzel olacak. Bir de 2023 ün aydınlık ufkunu şimdiden görmenin umut ve heyecanı olunca, insan bir an önce önümüzdeki aylara girmek istiyor.
Ne hoş ama değil mi; şu anda yüzde 80 in üstünde olan enflasyon hızla düşüyor. Ta ki tek haneli rakamlara kadar… Ülkede bir bayram havası!
Bir coşku ki sormayın gitsin. Tüm insanlar mutlu. Üretime bağlı olarak işsizlik kalmamış, herkesin işi var. Herkesin ailesini geçindirecek kadar geliri var. Enflasyonun cebimizden alıp götürdüğü paralar bize kalmış. Herkesin gözünde bir ışıltı! Biz de ailemizle istediğimiz her şeyi alıyoruz.
Sanki altı ay önce uyumuşuz da bugün yeni farklı bir ülkeye uyanmışız gibi!
Böyle bir ülkede her gün bayram olmaz mı?
Kimse kimseye, maaşını dolarla mı alıyorsun diye sormuyor!
İşte önümüzdeki aylar böyle olacak diyorlar her akşam yönetime yakın televizyonların ekranlarında. Gazetelerin birinci sayfalarında, biz de onların yalancısıyız.
Bir de şu münafıklar olmasa; el alemin ağzı torba değil ki çekip büzesin.
Yok efendin, önümüzdeki aylar bugünden kötü olacakmış. Resmen felaket tellallığı, fakirlik edebiyatı yapıyorlar. İnsanın üç kuruşluk keyfinin içine ediyorlar.
Atalarımız bunlara ”züğürt tesellisi” diyorlarmış. Onlar da öyle diyorlar.
Bu tartışmalar sürecek gibi görünüyor. İşin doğrusu önümüzdeki ayları yaşayıp göreceğiz. Ama siyasilerin pembe tabloları da çok hoş görünüyor, çok da hoş geliyor kulağa.