Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Serdar Kara
Köşe Yazarı
Serdar Kara
 

“Kurban, Nerde Kaldın?

Kurban, yani yüce dinimizin buyruklarından birini yerine getirme günü geldi. O görev için kesilen hayvana da ‘Kurban’ diyoruz. O kadar çok girmiş ki yaşamımıza kurban, şaşar kalırız şöyle bir anımsasak. Bir ülkü uğruna feda edilene de, kendini feda edene de kurban demiş çıkmışız. Bir kazada veya felakette ölen kimse de kurbanlardan: “Bu depremde çok kurban verildi.”+ “Cinayetin kurbanı 25 yaşında bir genç kızdı.” derken bunu örneklemiş oluyoruz. Ya da çok sevdiğimiz, kendimize çok yakın bulduğumuz can’lara ne deriz? “Kurban, nerde kaldın?” Bazen kurban ederiz birilerini çıkarımız uğruna, bazen -Allah korusun- kurban gideriz kendimiz. “Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!” dediğimizde yalvarmış oluruz! “Kurban olayım, ne güzel ülke!” dediğimizde de anlatmak istediğimiz aşırı sevgi ve hayranlıktır. Kurban verdiğimiz zamanlar da yok mu? Ülke uğruna, ilke uğruna, aydınlık ve çağdaşlık uğruna ne kurbanlar verdik değil mi? Şöyle bir araştırın yakın tarihimizi. Başına gelecek kötü şeylerden habersiz olanlar için: “Kurbanlık koyun!” demez miyiz? Acaba “Biz de kurbanlık koyunlardan mıyız?” desem çok mu karamsar bulursunuz beni? Kısacası yaşamımız sayısız kurbanlarla dolu; deyimlerimiz kurbanlarla süslü. Bayram demek, küskünleri barıştıran bir araya getiren bir vesiledir. Bayramlar, neşe ve sevinç günleridir. Toplum da paylaşmanın birlik ve beraberliğin artması anlamına gelir. Her sene olduğu gibi bu sene de Mübarek Kurban Bayramına az bir süre kalmışken dini bayramlarımızın önemini ne kadar biliyoruz ve kıymet veriyoruz. Ama ne yazık ki bu Mübarek Kurban Bayramını da korona virüs gölgesinde geçireceğiz. Hep deriz ya “Nerde o eski bayramlar” diye bu seneki bayramda adeta onu da özler olduk… Eski bayramlar, "tatil" oldu. Mesela eski bayramlarda bayram namazı sonrasında çoluk çocuk yollara düşer, ev ev dolaşarak şeker, helva ve bayram parası toplardık. Şimdi bakıyorum da eski adetlerimizin yerini sadece para almış.Kriz bayramı da etkilemiş görünüyor değil mi? Ulaşımın zor olduğu anlarda dahi büyüklere saygıyı, küçüklere ise sevgiyi aşılamanın mücadelesi verilirdi.Tebrik kartları yerini cep telefonuyla çekilen mesajlara bıraktı.‘Silah çıktı, mertlik bozuldu’ misali, cep telefonları birçok değerlerimizi alıp götürdü bizden.Eski bayramlarda kişiye özel kart seçer ve güzel cümlelerle süslerdik.Ya şimdi; Tek kalıp cümlelerle ‘dostlar bizi pazarda görsün’ misali cep telefonun tek tuşuna basmak yeterli oluyor.Aslında örnekleri çoğaltmamak elde değil ama biz sizi fazla sıkmamak açısından yazımıza son verir, hadi bu bayramda , bayram kartlarımız postaya verelim. Sende katıl, katkı koy bu adete sende sahip çık. Her ne kadar gözden uzak olan gönülden de ırak olur dense de bir mektup bir kart iki cümle birleştiriri bizleri göz olur görür gönül gözünden… Eskiden, bayram sabahı olduğunda 7'den 70'e herkesi tatlı bir heyecan sarar, özellikle çocuklar yeni elbiselerini ve yeni ayakkabılarını giydiklerinde mutluluklarına diyecek yoktu doğrusu. Önce anne ve babalarının ellerini öpen çocuklar, sırasıyla dede, nine, abla ve ağabeylerinin de ellerini öptükten sonra sıra, elinde bir torbayla yakın komşularını ziyaret ederek ellerini öpmek ve bayram çerezlerini istemeye gelirdi. Hoş istemeseler de ellerindeki torbanın ne manaya geldiği bilinir ve çerezleri verilirdi. Toplanan bu çerezler daha sonraki günlerde keyifle yenmek içindi. Daha sonra, yakınlık sırasına göre, amca, dayı, hala, teyze gibi akrabalar ziyaret edilir ve elleri öpülürdü. Şimdi diyeceksiniz ki bugünkü bayramlarla eski bayramlar arasındaki fark nerede? Evet sevgili okuyucularım: O günlerde çocuklar büyüklerinin ellerini öptüklerinde ödüllendirilirlerdi. Şimdilerde bu adet giderek kalkmaktadır. Çocuk büyüğünün elini öptüğünde bir beklenti içine girmektedir. Ne hikmetse büyükler bu beklentiyi ya görmezlikten gelmektedir veya anlayamamaktadır. Giderek unutulmakta olan bu ödüllendirme bayram harçlığıdır. Küçük bir ayrıntı gibi görünen bu ödüllendirme aslında çocukların dünyasındaki ikinci bayramdır. Bu duygularla başta bu vatan için şehit olan tüm Şehit aileleri başta olmak üzere hepinizin şimdiden Mübarek Kurban Bayramınızı en içten dileklerim ile kutlar, sağlık dolu günler!...
Ekleme Tarihi: 12 Haziran 2024 - Çarşamba

“Kurban, Nerde Kaldın?

Kurban, yani yüce dinimizin buyruklarından birini yerine getirme günü geldi. O görev için kesilen hayvana da ‘Kurban’ diyoruz. O kadar çok girmiş ki yaşamımıza kurban, şaşar kalırız şöyle bir anımsasak. Bir ülkü uğruna feda edilene de, kendini feda edene de kurban demiş çıkmışız. Bir kazada veya felakette ölen kimse de kurbanlardan: “Bu depremde çok kurban verildi.”+ “Cinayetin kurbanı 25 yaşında bir genç kızdı.” derken bunu örneklemiş oluyoruz. Ya da çok sevdiğimiz, kendimize çok yakın bulduğumuz can’lara ne deriz? “Kurban, nerde kaldın?” Bazen kurban ederiz birilerini çıkarımız uğruna, bazen -Allah korusun- kurban gideriz kendimiz. “Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!” dediğimizde yalvarmış oluruz! “Kurban olayım, ne güzel ülke!” dediğimizde de anlatmak istediğimiz aşırı sevgi ve hayranlıktır. Kurban verdiğimiz zamanlar da yok mu? Ülke uğruna, ilke uğruna, aydınlık ve çağdaşlık uğruna ne kurbanlar verdik değil mi? Şöyle bir araştırın yakın tarihimizi. Başına gelecek kötü şeylerden habersiz olanlar için: “Kurbanlık koyun!” demez miyiz? Acaba “Biz de kurbanlık koyunlardan mıyız?” desem çok mu karamsar bulursunuz beni? Kısacası yaşamımız sayısız kurbanlarla dolu; deyimlerimiz kurbanlarla süslü. Bayram demek, küskünleri barıştıran bir araya getiren bir vesiledir. Bayramlar, neşe ve sevinç günleridir. Toplum da paylaşmanın birlik ve beraberliğin artması anlamına gelir. Her sene olduğu gibi bu sene de Mübarek Kurban Bayramına az bir süre kalmışken dini bayramlarımızın önemini ne kadar biliyoruz ve kıymet veriyoruz. Ama ne yazık ki bu Mübarek Kurban Bayramını da korona virüs gölgesinde geçireceğiz. Hep deriz ya “Nerde o eski bayramlar” diye bu seneki bayramda adeta onu da özler olduk… Eski bayramlar, "tatil" oldu. Mesela eski bayramlarda bayram namazı sonrasında çoluk çocuk yollara düşer, ev ev dolaşarak şeker, helva ve bayram parası toplardık. Şimdi bakıyorum da eski adetlerimizin yerini sadece para almış.Kriz bayramı da etkilemiş görünüyor değil mi? Ulaşımın zor olduğu anlarda dahi büyüklere saygıyı, küçüklere ise sevgiyi aşılamanın mücadelesi verilirdi.Tebrik kartları yerini cep telefonuyla çekilen mesajlara bıraktı.‘Silah çıktı, mertlik bozuldu’ misali, cep telefonları birçok değerlerimizi alıp götürdü bizden.Eski bayramlarda kişiye özel kart seçer ve güzel cümlelerle süslerdik.Ya şimdi; Tek kalıp cümlelerle ‘dostlar bizi pazarda görsün’ misali cep telefonun tek tuşuna basmak yeterli oluyor.Aslında örnekleri çoğaltmamak elde değil ama biz sizi fazla sıkmamak açısından yazımıza son verir, hadi bu bayramda , bayram kartlarımız postaya verelim. Sende katıl, katkı koy bu adete sende sahip çık. Her ne kadar gözden uzak olan gönülden de ırak olur dense de bir mektup bir kart iki cümle birleştiriri bizleri göz olur görür gönül gözünden… Eskiden, bayram sabahı olduğunda 7'den 70'e herkesi tatlı bir heyecan sarar, özellikle çocuklar yeni elbiselerini ve yeni ayakkabılarını giydiklerinde mutluluklarına diyecek yoktu doğrusu. Önce anne ve babalarının ellerini öpen çocuklar, sırasıyla dede, nine, abla ve ağabeylerinin de ellerini öptükten sonra sıra, elinde bir torbayla yakın komşularını ziyaret ederek ellerini öpmek ve bayram çerezlerini istemeye gelirdi. Hoş istemeseler de ellerindeki torbanın ne manaya geldiği bilinir ve çerezleri verilirdi. Toplanan bu çerezler daha sonraki günlerde keyifle yenmek içindi. Daha sonra, yakınlık sırasına göre, amca, dayı, hala, teyze gibi akrabalar ziyaret edilir ve elleri öpülürdü. Şimdi diyeceksiniz ki bugünkü bayramlarla eski bayramlar arasındaki fark nerede? Evet sevgili okuyucularım: O günlerde çocuklar büyüklerinin ellerini öptüklerinde ödüllendirilirlerdi. Şimdilerde bu adet giderek kalkmaktadır. Çocuk büyüğünün elini öptüğünde bir beklenti içine girmektedir. Ne hikmetse büyükler bu beklentiyi ya görmezlikten gelmektedir veya anlayamamaktadır. Giderek unutulmakta olan bu ödüllendirme bayram harçlığıdır. Küçük bir ayrıntı gibi görünen bu ödüllendirme aslında çocukların dünyasındaki ikinci bayramdır. Bu duygularla başta bu vatan için şehit olan tüm Şehit aileleri başta olmak üzere hepinizin şimdiden Mübarek Kurban Bayramınızı en içten dileklerim ile kutlar, sağlık dolu günler!...

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş