Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Serdar Kara
Köşe Yazarı
Serdar Kara
 

Özlediğimiz Duyguları Yaşamak, Yaşatmak Ne Güzel…

Yaşamı güzelleştiren en önemli etken insanların birbirlerini sevmesidir. Sevginin o güçlü yapısı insanlar için her zaman birleştirici rolünde olmuştur. İnsan yaşamında sevgi hep ön sıralardadır. Sevgi güzellik, huzur ve mutluluk demektir. 10-16 Mayıs Engelliler Haftası dolaysıya Karadeniz Omurilik Felçlileri Derneği olarak Görele, Eynesil ve Çanakçı ilçelerindeki kader arkadaşlarımız ve aileleri ile piknikte buluşarak güzel bir gün yaşadık ve stres attık. Yollar bozuk, Taşlar kırık, Kaldırımlarda, Saksılar çiçek açmış, Kafeler yolları tutmuş, Geçit vermez, Sandalyeler masalar, Arabaların park yeri, Adamın kapısının önü, İnsanlar geçemezken, Yaya geçidinden, Engellilere sandalye, En lüksünden olsun, Evde yarış yaparlar belki, Koltuklar arasında… İnsanın kalbi engelli olmasın zira bizi insan yapan kolumuz, bacağımız değil kalbimizdir... Engelli vatandaşlarımızın eşit ve adil koşullarda yaşayabileceği bir dünya yaratmak için zihinlerde ve kalplerdeki engelleri kaldırarak işe başlayacağız. Unutmayalım ki sevgi varsa engel yoktur. Kendimize aşağıdaki gibi sualler sorup onların cevaplarını düşünmemiz ve beyin jimnastiği yapmamız onları daha iyi anlayabilmemize yardımcı olur sanıyorum. Bastığın yere dikkat et diye savaşlarda, tarlalarda söylenir ama maalesef günümüzde şehirlerde dolaşırken de bastığın yere dikkat ederek yürüme zorundayız, engelli, engelsiz hep birlikte.   Varın engelli vatandaşların hep yanındayız mesajını verin, varın engellileri çok düşündüğünüzü anlatan hareketler içini girin, sağlıklı insanın bile yaşamakta güçlük yaşadığı bir ortamda bunların hepsinin inandırıcılığı kalmıyor.   Önce insan diyerek yaşadığımız dünyayı bu kadar yaşanamayacak hale getirebilirken, öncelik engelliler demek komik oluyor.   Sağlık insanın hayatını, yaşantısını kolaylaştıracak hiçbir adım atmadığınız yerde, engellilerin farkındayım diye istediğiniz kadar bağırın, nefesini boşa gidiyor.   Engelli vatandaşları düşünerek hareket eden, onların hayatını kolaylaştıran herkesi canı gönülden tebrik ediyorum.   Engelli vatandaşları düşündüğünü söyleyerek, engelleri ortadan kaldırmayan, engel çıkartan, engeller yaratan herkesi de şiddetle kınıyorum.   Akıl engellisi olamayın!   Mesela:   Siz hiç tekerlekli sandalyede koşmayı denediniz mi?   Siz hiç gözlerinizi bağlayıp, sevdikleriniz, annenizi, babanızı ve kardeşlerinizi görmeyi denediniz mi?   Siz hiç kollarınızı bağlayıp, birinin sizi yedirmesini, su içirmesini beklediniz mi?   Siz konuşamayıp, şarkı söylemeyi denediniz mi?   Siz hiç duymayıp, deniz kıyısında martıların sesini dinlemek istediniz mi?   Siz zihinsel engelli yerine geri zekâlı ya da deli demeyi mi tercih ediyorsunuz?   Siz hiç engelli bir yakınınıza, arkadaşınıza baktınız, ilgilendiniz, ona yardımcı oldunuz mu?   Siz hiç küçük bir çocuğu tekerlekli sandalyeden alıp belediye otobüsüne ya da dolmuşa bindiniz mi?   Bu soruları istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz önemli olan soruların çokluğu değil onlara verebilecek cevabınızın ne olduğudur.   Ayrıca bu sorulara vereceğimiz cevaplar samimiyetinizin de bir testi olacaktır. Yukarda belirttiklerimiz engelli oldukları belli olan ve engelli olarak kabul ettiklerimizdir. Bir de toplumumuzda engelli olduğunu kabul etmeyen engelliler var ki, onlara ayrı bir paragraf açmak gerekir.   Aslında önemli olan insanın herhangi bir eksiklikten dolayı engelli olması değildir. Yaşadığımız çevre ve toplumda sevgi, dostluk, arkadaşlık, yardımseverlik, hoşgörü ve anlayış yoksa asıl engel odur. Bunlardan kendisinde bulunmayan insan engellidir.   Kendimize bakalım, çevremize bakalım bu tür engelli pek çok insan görürüz. Asıl tedavi edilmesi gerekenler, insanlık değer ve haysiyetinden yoksun olanlardır.   Üç günlük dünyada kendisinden başka dostu, kendisinden başka arkadaşı olmayan ve egolarından başka sermayesi olmayanlar gerçek engellilerden daha engellidirler.   Bu nedenle gerçek engellilerden ziyade bu marazi engellileri kurtarmak ve tedavi etmek gerekir. O zaman ancak engellileri gerçekten anlayabiliriz. Daha güzel, daha eşit, daha barış dolu, daha engelli dostu bir dünya yaratmak bizim elimizde. Toplumumuzun azimli ve başarılı yüzü olan; engelli değil, engellenen vatandaşlarımızla daha huzurlu ve çağdaş yarınlarda yaşamak en büyük dileğimiz. Bunun için birbirimizin işitemediği ses, göremediği ışık olmalıyız. Farklılıklarımızı yalnızlığa itmek yerine sevgiyle çoğaltalım. Herkes, engellilerin farkında olduklarını onların önündeki engelleri kaldırmak içinde gayret gösterdiklerini, gösterilmesi gerektiğini güzel ve süslü cümleler ile dile getiriyor.   Bu da bir şey.   Ama asıl olan gerçekten engelli vatandaşlarımız için yaptıklarımız. Onların hayatlarını kolaylaştırmak için ortaya attığımız projeler.   Bakınız, bütün dünyada olduğu gibi görme engelli insanlar için yapılan sarı boyalı, kısa şeritler vardır.   Bazı yerlerinde yuvarlaklar, bazı yerlerinde düz çizgiler, bazı yerlerinden duraksaması gerektiğini gösteren kabartmalar vardır. Hepsi onların hiçbir desteğe ihtiyacı olmadan sokaklarda dolaşabilmesi ve hayata katılabilmesi için.   Gel gör ki, artık o sarı şeritler artık tahrip edilmiş, yırtılmış, yok olmuş vaziyatte.   Yani kazara görme engelli, benim için yürüme yolu yapıldı diye o sarı şeritli yollara güvenerek dışarı çıksa, maazallah hayatında yaşayabileceği en kötü kazayı da yaşar.   Bakınız, bütün dünyada olduğu gibi görme engelliler için yapılan kaldırım düzenlemelerine, yol çalışmalarına. Araçlarıyla engellilerin yürüyüş yoluna kapatanlar, işine geldiği şekilde kazdığı, deştiği ve sonra da kapatmayı unuttuğu çukurlar, kaldırım taşı diyerek konular normal insanın bile bastığında ayağını kaydığı, dengesinin bozulduğu, takıldığı, düştüğü yerlere.   Sadece engelli değil, engelsiz insanlar için bir büyük bir hayat risk. Her yıl olduğu gibi tüm Türkiye’de olduğu gibi Görele’de de engelliler haftası dolaysıyla bazı etkenlikler yapılır, gerek sosyal medya üzerinden gerek yapılan konuşmalarda birçok süslü püslü çiçekli böcekli sözler söylenir. Herkes, engellilerin farkında olduklarını onların önündeki engelleri kaldırmak içinde gayret gösterdiklerini, gösterilmesi gerektiğini güzel ve süslü cümleler ile dile getiriyor. O kadar duygu yüklü paylaşımlar ve açıklamalar yapılıyor ki sanırsınız ki sözler parfüm kazanına batırılıp çıkarılmış gibi… “Sevgi her engeli aşar” ile başlanır konuşmalar ve benzer sözlerle devam eder… “Sevgi engel tanımaz” “Sevgi varsa engel yok” “En büyük engel sevgisizliktir” “Sevgi ile engelsiz yarınlara hep birlikte” “Hayatı paylaşmak için engel yok” şeklinde art arda sıralanır… Kapanışı ise açılışta yaptıkları gibi süslü püslü bir şekilde “Tohum toprağa, engelli topluma emanettir.” ile “Her insan bir engelli adayıdır” sözleriyle noktalarlar… Engelliler günü ve haftasında… Daha sonra bu sözler unutulur ve Engelliler kaderlerine terk edilir. Engelliler günü biz engellilerin sağlıklı insanlara bize karşı neyi yanlış yaptıklarını öğrettiğimiz gün aslında ! Engelli vatandaşlarımızın toplumsal yaşama katılımlarını kolaylaştırmak, desteklemek, karşılaşabilecekleri tüm engelleri ortadan kaldırmak aynı zamanda onlara hak ettikleri sevgi ve saygıyı göstermek hepimizin sosyal sorumluluğudur. Sadece o gün değil 365 günün engellilere yönelik farkındalık günü olması gerekiyor. Engellilik, yalnızca engellileri ve ailelerini değil, toplumun tüm kesimlerini yakından ilgilendirmektedir. Her alanda engelli bireylerimizin ve ailelerimizin yaşamlarını kolaylaştırmak için, onları anlamak için her gün birlikte çalışalım, hayatı paylaşmak için hiçbir ENGEL YOKTUR!... Gelelim biz engelli bireylerin Görele’de yaşadıkları zorluklara; Görme engelliler için yapılan Sarı Bantların üzerlerine tezgâh kurar ve üstünü kapatırız, engelli bireyler için yapılan rampaların önlerine araçlarımızı park ederiz. Engelli bireylerin bankalara, dükkanlara ulaşamamasını sağlarız. Onlardan köşe bucak kaçarız, Aslında bu örnekleri çoğaltırdım ama yazı uzamasın… Sadece engelli değil, engelsiz insanlar için bir büyük bir hayat risk.Kısacası Engel SizSiniz...Sadece engel olmayın başka da bir şey istemiyoruz.
Ekleme Tarihi: 21 Mayıs 2024 - Salı

Özlediğimiz Duyguları Yaşamak, Yaşatmak Ne Güzel…

Yaşamı güzelleştiren en önemli etken insanların birbirlerini sevmesidir. Sevginin o güçlü yapısı insanlar için her zaman birleştirici rolünde olmuştur. İnsan yaşamında sevgi hep ön sıralardadır. Sevgi güzellik, huzur ve mutluluk demektir.

10-16 Mayıs Engelliler Haftası dolaysıya Karadeniz Omurilik Felçlileri Derneği olarak Görele, Eynesil ve Çanakçı ilçelerindeki kader arkadaşlarımız ve aileleri ile piknikte buluşarak güzel bir gün yaşadık ve stres attık.

Yollar bozuk, Taşlar kırık, Kaldırımlarda, Saksılar çiçek açmış, Kafeler yolları tutmuş, Geçit vermez, Sandalyeler masalar, Arabaların park yeri, Adamın kapısının önü, İnsanlar geçemezken, Yaya geçidinden, Engellilere sandalye, En lüksünden olsun, Evde yarış yaparlar belki, Koltuklar arasında…

İnsanın kalbi engelli olmasın zira bizi insan yapan kolumuz, bacağımız değil kalbimizdir...

Engelli vatandaşlarımızın eşit ve adil koşullarda yaşayabileceği bir dünya yaratmak için zihinlerde ve kalplerdeki engelleri kaldırarak işe başlayacağız.

Unutmayalım ki sevgi varsa engel yoktur.

Kendimize aşağıdaki gibi sualler sorup onların cevaplarını düşünmemiz ve beyin jimnastiği yapmamız onları daha iyi anlayabilmemize yardımcı olur sanıyorum.

Bastığın yere dikkat et diye savaşlarda, tarlalarda söylenir ama maalesef günümüzde şehirlerde dolaşırken de bastığın yere dikkat ederek yürüme zorundayız, engelli, engelsiz hep birlikte.

 

Varın engelli vatandaşların hep yanındayız mesajını verin, varın engellileri çok düşündüğünüzü anlatan hareketler içini girin, sağlıklı insanın bile yaşamakta güçlük yaşadığı bir ortamda bunların hepsinin inandırıcılığı kalmıyor.

 

Önce insan diyerek yaşadığımız dünyayı bu kadar yaşanamayacak hale getirebilirken, öncelik engelliler demek komik oluyor.

 

Sağlık insanın hayatını, yaşantısını kolaylaştıracak hiçbir adım atmadığınız yerde, engellilerin farkındayım diye istediğiniz kadar bağırın, nefesini boşa gidiyor.

 

Engelli vatandaşları düşünerek hareket eden, onların hayatını kolaylaştıran herkesi canı gönülden tebrik ediyorum.

 

Engelli vatandaşları düşündüğünü söyleyerek, engelleri ortadan kaldırmayan, engel çıkartan, engeller yaratan herkesi de şiddetle kınıyorum.

 

Akıl engellisi olamayın!

 

Mesela:

 

Siz hiç tekerlekli sandalyede koşmayı denediniz mi?

 

Siz hiç gözlerinizi bağlayıp, sevdikleriniz, annenizi, babanızı ve kardeşlerinizi görmeyi denediniz mi?

 

Siz hiç kollarınızı bağlayıp, birinin sizi yedirmesini, su içirmesini beklediniz mi?

 

Siz konuşamayıp, şarkı söylemeyi denediniz mi?

 

Siz hiç duymayıp, deniz kıyısında martıların sesini dinlemek istediniz mi?

 

Siz zihinsel engelli yerine geri zekâlı ya da deli demeyi mi tercih ediyorsunuz?

 

Siz hiç engelli bir yakınınıza, arkadaşınıza baktınız, ilgilendiniz, ona yardımcı oldunuz mu?

 

Siz hiç küçük bir çocuğu tekerlekli sandalyeden alıp belediye otobüsüne ya da dolmuşa bindiniz mi?

 

Bu soruları istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz önemli olan soruların çokluğu değil onlara verebilecek cevabınızın ne olduğudur.

 

Ayrıca bu sorulara vereceğimiz cevaplar samimiyetinizin de bir testi olacaktır.

Yukarda belirttiklerimiz engelli oldukları belli olan ve engelli olarak kabul ettiklerimizdir. Bir de toplumumuzda engelli olduğunu kabul etmeyen engelliler var ki, onlara ayrı bir paragraf açmak gerekir.

 

Aslında önemli olan insanın herhangi bir eksiklikten dolayı engelli olması değildir. Yaşadığımız çevre ve toplumda sevgi, dostluk, arkadaşlık, yardımseverlik, hoşgörü ve anlayış yoksa asıl engel odur. Bunlardan kendisinde bulunmayan insan engellidir.

 

Kendimize bakalım, çevremize bakalım bu tür engelli pek çok insan görürüz. Asıl tedavi edilmesi gerekenler, insanlık değer ve haysiyetinden yoksun olanlardır.

 

Üç günlük dünyada kendisinden başka dostu, kendisinden başka arkadaşı olmayan ve egolarından başka sermayesi olmayanlar gerçek engellilerden daha engellidirler.

 

Bu nedenle gerçek engellilerden ziyade bu marazi engellileri kurtarmak ve tedavi etmek gerekir. O zaman ancak engellileri gerçekten anlayabiliriz.

Daha güzel, daha eşit, daha barış dolu, daha engelli dostu bir dünya yaratmak bizim elimizde. Toplumumuzun azimli ve başarılı yüzü olan; engelli değil, engellenen vatandaşlarımızla daha huzurlu ve çağdaş yarınlarda yaşamak en büyük dileğimiz. Bunun için birbirimizin işitemediği ses, göremediği ışık olmalıyız. Farklılıklarımızı yalnızlığa itmek yerine sevgiyle çoğaltalım.

Herkes, engellilerin farkında olduklarını onların önündeki engelleri kaldırmak içinde gayret gösterdiklerini, gösterilmesi gerektiğini güzel ve süslü cümleler ile dile getiriyor.

 

Bu da bir şey.

 

Ama asıl olan gerçekten engelli vatandaşlarımız için yaptıklarımız. Onların hayatlarını kolaylaştırmak için ortaya attığımız projeler.

 

Bakınız, bütün dünyada olduğu gibi görme engelli insanlar için yapılan sarı boyalı, kısa şeritler vardır.

 

Bazı yerlerinde yuvarlaklar, bazı yerlerinde düz çizgiler, bazı yerlerinden duraksaması gerektiğini gösteren kabartmalar vardır. Hepsi onların hiçbir desteğe ihtiyacı olmadan sokaklarda dolaşabilmesi ve hayata katılabilmesi için.

 

Gel gör ki, artık o sarı şeritler artık tahrip edilmiş, yırtılmış, yok olmuş vaziyatte.

 

Yani kazara görme engelli, benim için yürüme yolu yapıldı diye o sarı şeritli yollara güvenerek dışarı çıksa, maazallah hayatında yaşayabileceği en kötü kazayı da yaşar.

 

Bakınız, bütün dünyada olduğu gibi görme engelliler için yapılan kaldırım düzenlemelerine, yol çalışmalarına. Araçlarıyla engellilerin yürüyüş yoluna kapatanlar, işine geldiği şekilde kazdığı, deştiği ve sonra da kapatmayı unuttuğu çukurlar, kaldırım taşı diyerek konular normal insanın bile bastığında ayağını kaydığı, dengesinin bozulduğu, takıldığı, düştüğü yerlere.

 

Sadece engelli değil, engelsiz insanlar için bir büyük bir hayat risk.

Her yıl olduğu gibi tüm Türkiye’de olduğu gibi Görele’de de engelliler haftası dolaysıyla bazı etkenlikler yapılır, gerek sosyal medya üzerinden gerek yapılan konuşmalarda birçok süslü püslü çiçekli böcekli sözler söylenir. Herkes, engellilerin farkında olduklarını onların önündeki engelleri kaldırmak içinde gayret gösterdiklerini, gösterilmesi gerektiğini güzel ve süslü cümleler ile dile getiriyor. O kadar duygu yüklü paylaşımlar ve açıklamalar yapılıyor ki sanırsınız ki sözler parfüm kazanına batırılıp çıkarılmış gibi…

“Sevgi her engeli aşar” ile başlanır konuşmalar ve benzer sözlerle devam eder… “Sevgi engel tanımaz”

“Sevgi varsa engel yok” “En büyük engel sevgisizliktir” “Sevgi ile engelsiz yarınlara hep birlikte” “Hayatı paylaşmak için engel yok” şeklinde art arda sıralanır… Kapanışı ise açılışta yaptıkları gibi süslü püslü bir şekilde “Tohum toprağa, engelli topluma emanettir.” ile “Her insan bir engelli adayıdır” sözleriyle noktalarlar… Engelliler günü ve haftasında… Daha sonra bu sözler unutulur ve Engelliler kaderlerine terk edilir. Engelliler günü biz engellilerin sağlıklı insanlara bize karşı neyi yanlış yaptıklarını öğrettiğimiz gün aslında ! Engelli vatandaşlarımızın toplumsal yaşama katılımlarını kolaylaştırmak, desteklemek, karşılaşabilecekleri tüm engelleri ortadan kaldırmak aynı zamanda onlara hak ettikleri sevgi ve saygıyı göstermek hepimizin sosyal sorumluluğudur. Sadece o gün değil 365 günün engellilere yönelik farkındalık günü olması gerekiyor. Engellilik, yalnızca engellileri ve ailelerini değil, toplumun tüm kesimlerini yakından ilgilendirmektedir. Her alanda engelli bireylerimizin ve ailelerimizin yaşamlarını kolaylaştırmak için, onları anlamak için her gün birlikte çalışalım, hayatı paylaşmak için hiçbir ENGEL YOKTUR!... Gelelim biz engelli bireylerin Görele’de yaşadıkları zorluklara; Görme engelliler için yapılan Sarı Bantların üzerlerine tezgâh kurar ve üstünü kapatırız, engelli bireyler için yapılan rampaların önlerine araçlarımızı park ederiz. Engelli bireylerin bankalara, dükkanlara ulaşamamasını sağlarız. Onlardan köşe bucak kaçarız, Aslında bu örnekleri çoğaltırdım ama yazı uzamasın… Sadece engelli değil, engelsiz insanlar için bir büyük bir hayat risk.Kısacası Engel SizSiniz...Sadece engel olmayın başka da bir şey istemiyoruz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.