Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Serdar Kara
Köşe Yazarı
Serdar Kara
 

Bayram Gelmiş Neyimize Dostlar!...

“Bayram gelmiş neyime anam, anam garibem.  Kan damlar yüreğime anam, anam garibem.  Yaralarım sızlıyor anam, anam garibem.  Bayram benim neyime anam, anam garibem.”   Her bayramda çalınarak yetimleri ve hastaları ağlatan bu türkü; maalesef bayramların olmazsa olmaz türküsüdür. Türkünün hikayesi bir bayram sabahı hastane penceresinden dışarıyı seyreden umutsuz bir hastanın feryadıdır. Hastanın bayramı böyle; gelelim bizim bayrama:   Her bayramda; büyüklerimizin iç çekerek “Ah nerede o eski bayramlar” Diye yakınmalarını iyice kanıksar olduk. Nasıl kanıksamayalım; şimdi bayramların sırf adı ve kaç gün tatil olacağı var. Peki bu Bayram günü ben niye bunu hatırladım? Hatırladım çünkü hakikaten bu günlerde bunu hatırlamak gerekirdi… Çok kısa dersem hiçbir şey iyi gitmiyor, hakikatten zor bir dönemden geçiyoruz. Hem insanlığı tehdit eden pandemi krizi hem de ekonomimizin içinde bulunduğu durum, gönlümüzce ve mutlu bir bayram geçirmemize engel olmuş durumda. Bayram mutluluk demektir, huzur demektir, bolluk demektir, eşi dostu görüp sarılmak, demektir. Şimdi soruyorum; peki tüm bunlar, bugün mevcut mu? Hayır, o zaman bende derim ki; ‘’Bayram gelmiş neyime’’ Bayramlar yine aynı bayramlar. Değişen, sadece insanlar… Ah O Eski Bayramlar!.... Ah nerde o eski bayramlar diye başlayan bir yazı yazabilecek yaşa gelmeyi epey bekledim. Sanıyorum artık vaktidir. Her bayramı bir arada "bayram gibi" kutlayan o koca aile, telefonda bayramlaşıyor kaç zamandır... "Modernleştikçe" uzaklaştık çokları gibi biz de... Tek sobanın etrafına kümelenip sohbet etmeler bitti. Kaloriferle ısı odalara yayılınca, sohbetlerin keyfi de dağılıp gitti. Yer sofrasından masaya terfi edilince tadı kaçtı yemeklerin... Telefonda "görüşür olduk, görüş" mesafesinin dışından... Gelin geçmiş bayramlarla şimdi ki bayramları şöyle bir kıyaslayalım ne dersiniz? Sözler başlayınca; Anılar, hatıralar ve maziye gömdüğümüz gelenek ve görenekler akla gelir. Şimdi hemen geriye yaslanıp ‘Nerede o eski bayramlar…” diye söze koyuluruz. Mesela eski bayramlarda bayram namazı sonrasında çoluk çocuk yollara düşer, ev ev dolaşarak şeker, helva ve bayram parası toplardık. Şimdi bakıyorum da eski adetlerimizin yerini sadece para almış. Kriz bayramı da etkilemiş görünüyor değil mi? Ulaşımın zor olduğu anlarda dahi büyüklere saygıyı, küçüklere ise sevgiyi aşılamanın mücadelesi verilirdi. Tebrik kartları yerini cep telefonuyla çekilen mesajlara bıraktı. Silah çıktı, mertlik bozuldu’ misali, cep telefonları birçok değerlerimizi alıp götürdü bizden. Eski bayramlarda kişiye özel kart seçer ve güzel cümlelerle süslerdik. Ya şimdi; Tek kalıp cümlelerle ‘dostlar bizi pazarda görsün’ misali cep telefonun tek tuşuna basmak yeterli oluyor. Aslında örnekleri çoğaltmamak elde değil ama biz sizi fazla sıkmamak açısından yazımıza son verir, hadi bu bayramda , bayram kartlarımız postaya verelim. Sende katıl, katkı koy bu adete sende sahip çık. Her ne kadar gözden uzak olan gönülden de ırak olur dense de bir mektup bir kart iki cümle birleştirir bizleri göz olur görür gönül gözünden…Aslında hepimiz ailecek bayramları sevdiklerimiz ile birlikte geçirmek için beklerdik, ya şimdi… Eski bayramlar, "tatil" oldu. Eskiden, bayram sabahı olduğunda 7'den 70'e herkesi tatlı bir heyecan sarar, özellikle çocuklar yeni elbiselerini ve yeni ayakkabılarını giydiklerinde mutluluklarına diyecek yoktu doğrusu. Önce anne ve babalarının ellerini öpen çocuklar, sırasıyla dede, nine, abla ve ağabeylerinin de ellerini öptükten sonra sıra, elinde bir torbayla yakın komşularını ziyaret ederek ellerini öpmek ve bayram çerezlerini istemeye gelirdi. Hoş istemeseler de ellerindeki torbanın ne manaya geldiği bilinir ve çerezleri verilirdi. Toplanan bu çerezler daha sonraki günlerde keyifle yenmek içindi. Daha sonra, yakınlık sırasına göre, amca, dayı, hala, teyze gibi akrabalar ziyaret edilir ve elleri öpülürdü. Şimdi diyeceksiniz ki bugünkü bayramlarla eski bayramlar arasındaki fark nerede? O günlerde çocuklar büyüklerinin ellerini öptüklerinde ödüllendirilirlerdi. Şimdilerde bu adet giderek kalkmaktadır. Çocuk büyüğünün elini öptüğünde bir beklenti içine girmektedir. Ne hikmetse büyükler bu beklentiyi ya görmezlikten gelmektedir veya anlayamamaktadır. Giderek unutulmakta olan bu ödüllendirme bayram harçlığıdır. Küçük bir ayrıntı gibi görünen bu ödüllendirme aslında çocukların dünyasındaki ikinci bayramdır. Alın size tanığı olduğum bayram kaçamakları: *Aynı ilde yaşadığımız arkadaşlarımız ve akrabalarımızın çoğunu bayramlarda evde bulamadık birçoğunun da bayramın ilk gününde; alışveriş merkezlerine veya sinemaya gittiklerini öğrendik, *Telefonla bayramlaşmayı uygun görmediğimden dolayı; gitmek istediklerim tarafından çok ekildiğimiz oldu, * ilk gün evden ayrılma şu saat sizdeyiz diye telefonda tembih etmemize rağmen; komşularından araya, araya zor bulur olduk artık…     Bu duygu ve düşüncelerle şehit ailelerimiz ve gazilerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın Mübarek Ramazan Bayramını en içten dileklerimle kutlar; ülkemize huzur ve bereket getirmesini temenni ederim. Sevgi ve saygılarımla.
Ekleme Tarihi: 09 Nisan 2024 - Salı

Bayram Gelmiş Neyimize Dostlar!...

“Bayram gelmiş neyime anam, anam garibem. 

Kan damlar yüreğime anam, anam garibem. 

Yaralarım sızlıyor anam, anam garibem. 

Bayram benim neyime anam, anam garibem.”

 

Her bayramda çalınarak yetimleri ve hastaları ağlatan bu türkü; maalesef bayramların olmazsa olmaz türküsüdür. Türkünün hikayesi bir bayram sabahı hastane penceresinden dışarıyı seyreden umutsuz bir hastanın feryadıdır.

Hastanın bayramı böyle; gelelim bizim bayrama:

 

Her bayramda; büyüklerimizin iç çekerek “Ah nerede o eski bayramlar” Diye yakınmalarını iyice kanıksar olduk. Nasıl kanıksamayalım; şimdi bayramların sırf adı ve kaç gün tatil olacağı var.

Peki bu Bayram günü ben niye bunu hatırladım? Hatırladım

çünkü hakikaten bu günlerde bunu hatırlamak gerekirdi… Çok kısa dersem hiçbir şey iyi gitmiyor, hakikatten

zor bir dönemden geçiyoruz. Hem insanlığı tehdit eden pandemi krizi hem de ekonomimizin içinde

bulunduğu durum, gönlümüzce ve mutlu bir bayram geçirmemize engel olmuş durumda. Bayram mutluluk

demektir, huzur demektir, bolluk demektir, eşi dostu görüp sarılmak, demektir. Şimdi soruyorum; peki tüm

bunlar, bugün mevcut mu? Hayır, o zaman bende derim ki; ‘’Bayram gelmiş neyime’’ Bayramlar yine aynı

bayramlar. Değişen, sadece insanlar… Ah O Eski Bayramlar!.... Ah nerde o eski bayramlar diye başlayan bir

yazı yazabilecek yaşa gelmeyi epey bekledim. Sanıyorum artık vaktidir. Her bayramı bir arada "bayram gibi"

kutlayan o koca aile, telefonda bayramlaşıyor kaç zamandır... "Modernleştikçe" uzaklaştık çokları gibi biz

de... Tek sobanın etrafına kümelenip sohbet etmeler bitti. Kaloriferle ısı odalara yayılınca, sohbetlerin keyfi

de dağılıp gitti. Yer sofrasından masaya terfi edilince tadı kaçtı yemeklerin... Telefonda "görüşür olduk,

görüş" mesafesinin dışından... Gelin geçmiş bayramlarla şimdi ki bayramları şöyle bir kıyaslayalım ne

dersiniz? Sözler başlayınca; Anılar, hatıralar ve maziye gömdüğümüz gelenek ve görenekler akla gelir. Şimdi

hemen geriye yaslanıp ‘Nerede o eski bayramlar…” diye söze koyuluruz. Mesela eski bayramlarda bayram

namazı sonrasında çoluk çocuk yollara düşer, ev ev dolaşarak şeker, helva ve bayram parası toplardık. Şimdi

bakıyorum da eski adetlerimizin yerini sadece para almış. Kriz bayramı da etkilemiş görünüyor değil mi?

Ulaşımın zor olduğu anlarda dahi büyüklere saygıyı, küçüklere ise sevgiyi aşılamanın mücadelesi verilirdi.

Tebrik kartları yerini cep telefonuyla çekilen mesajlara bıraktı. Silah çıktı, mertlik bozuldu’ misali, cep

telefonları birçok değerlerimizi alıp götürdü bizden. Eski bayramlarda kişiye özel kart seçer ve güzel

cümlelerle süslerdik. Ya şimdi; Tek kalıp cümlelerle ‘dostlar bizi pazarda görsün’ misali cep telefonun tek

tuşuna basmak yeterli oluyor. Aslında örnekleri çoğaltmamak elde değil ama biz sizi fazla sıkmamak

açısından yazımıza son verir, hadi bu bayramda , bayram kartlarımız postaya verelim. Sende katıl, katkı koy

bu adete sende sahip çık. Her ne kadar gözden uzak olan gönülden de ırak olur dense de bir mektup bir kart

iki cümle birleştirir bizleri göz olur görür gönül gözünden…Aslında hepimiz ailecek bayramları

sevdiklerimiz ile birlikte geçirmek için beklerdik, ya şimdi… Eski bayramlar, "tatil" oldu. Eskiden, bayram

sabahı olduğunda 7'den 70'e herkesi tatlı bir heyecan sarar, özellikle çocuklar yeni elbiselerini ve yeni

ayakkabılarını giydiklerinde mutluluklarına diyecek yoktu doğrusu. Önce anne ve babalarının ellerini öpen

çocuklar, sırasıyla dede, nine, abla ve ağabeylerinin de ellerini öptükten sonra sıra, elinde bir torbayla yakın

komşularını ziyaret ederek ellerini öpmek ve bayram çerezlerini istemeye gelirdi. Hoş istemeseler de

ellerindeki torbanın ne manaya geldiği bilinir ve çerezleri verilirdi. Toplanan bu çerezler daha sonraki

günlerde keyifle yenmek içindi. Daha sonra, yakınlık sırasına göre, amca, dayı, hala, teyze gibi akrabalar

ziyaret edilir ve elleri öpülürdü. Şimdi diyeceksiniz ki bugünkü bayramlarla eski bayramlar arasındaki fark

nerede? O günlerde çocuklar büyüklerinin ellerini öptüklerinde ödüllendirilirlerdi. Şimdilerde bu adet giderek

kalkmaktadır. Çocuk büyüğünün elini öptüğünde bir beklenti içine girmektedir. Ne hikmetse büyükler bu

beklentiyi ya görmezlikten gelmektedir veya anlayamamaktadır. Giderek unutulmakta olan bu ödüllendirme

bayram harçlığıdır. Küçük bir ayrıntı gibi görünen bu ödüllendirme aslında çocukların dünyasındaki ikinci

bayramdır.

Alın size tanığı olduğum bayram kaçamakları:

*Aynı ilde yaşadığımız arkadaşlarımız ve akrabalarımızın çoğunu bayramlarda evde bulamadık birçoğunun da bayramın ilk gününde; alışveriş merkezlerine veya sinemaya gittiklerini öğrendik,

*Telefonla bayramlaşmayı uygun görmediğimden dolayı; gitmek istediklerim tarafından çok ekildiğimiz oldu,

* ilk gün evden ayrılma şu saat sizdeyiz diye telefonda tembih etmemize rağmen; komşularından araya, araya zor bulur olduk artık…

 

 

Bu duygu ve düşüncelerle şehit ailelerimiz ve gazilerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın Mübarek Ramazan Bayramını en içten dileklerimle kutlar; ülkemize huzur ve bereket getirmesini

temenni ederim. Sevgi ve saygılarımla.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş