Giresun'da Can Akengin Kültür Merkezi'nin girişinde neden engelli rampası yok?
Burada yapılan kültürel ve sanatsal etkinlikleri akülü ya da manüel tekerlekli sandalyeler kullanan engelliler izlemesin diye mi girişine engelli rampası yapılmamış?
Anlaşılır gibi değil! Engellilerin ayak altında dolaşmasını istemiyor musun yoksa?
Engelli arkadaşların bu tür toplumsal ve sosyal faaliyetlere katılmasını kolaylaştırmak gerekirken tam tersi bir yapım gerçeğiyle karşılaşıyor bu şehrin engellileri.
Salona girmek isteyenleri sırtınızda mı taşıyacaksınız?
Ya da; sizin burada ne işiniz var mı diyeceksiniz!
Bu şehirde engelli olmak bu kadar mı günah size göre?
Yönetiminin kimde olduğunu bilmiyorum ama bugüne kadar ihmal edilmiş bu sorunun artık çözülmesi gerekiyor. Gözden kaçmış diyerek biraz hafifletmek istediğimiz bu gerçeğin ilgili kurum tarafından bir an önce olması gerektiği gibi hayata geçirilmesini bekliyoruz.
Belki, tarihi yapının mimari dokusuna zarar verir düşüncesiyle yapım geciktirilmiş olsa da bunun mutlaka bir çözümü vardır. Mesela, sadece etkinliklerin yapıldığı anlarda kullanılacak tahta veya saçtan yapılmış seyyar rampalarla bu sorun aşılabilir. Yeter ki yapılmak istenilsin.
Şunu kabul etmek durumundayız; bu hayatta engelli olmak nasıl bir yaşam gerçeği ise toplumda engelli bireylerle birlikte yaşamak ta bir ülke gerçeğidir. Öyleyse ülkemizde bu gerçeğe göre yapılaşma ve sosyal alanların bu gerçeğe uygun olarak düzenlemesi zorunluluğumuz vardır. Hele böyle kültürel ve sanatsal faaliyetlerin yapıldığı salon ve alanlar için bu kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Dahası, artık kurum ve kuruluşların binalarının girişinde tekerlekli sandalye bulundurma zorunluluğu olmalıdır. Gerektiğinde o kuruma gelen engelli baston kullanma yerine o tekerlekli sandalye ile kurum içinde dolaşabilmelidir.
Ülke olarak bu alanda bir hayli mesafe aldığımızı söyleyebiliriz. Eski kamu binalarının girişine rampa ve bazılarına asansör yapılarak engelli bireylerin bu kurumlara girişleri kolaylaştırılmıştır. Yeni yapılarda engelli kullanımı göz önünde bulundurulmaktadır. Ancak hâlâ bazı birimlerde bu sorun devam etmektedir.
Bazı rampaların oldukça dik yapılmış olması da ayrı bir sorun olarak kaydedilmelidir. Bu rampalar standart dışı olup sadece göstermeliktir.
Geçen hafta Bolu Dağı'nda bir tesiste gördüklerim yüreğimi acıttı. İki katlı tesisin alt katında çay üst katında yemek veriyorlar. Üst kata merdivenle çıkılıyor. Bir araba durdu ve personele, arabada bir engellinin olduğu ve alt kata yemek verip verilmediği soruldu.
Personel, verilebileceğini söyledi ama orta yaşlı bir kadın engelliyi o arabadan masaların olduğu yere iki kişi adeta sürükleyerek getirdiler. Aslında her şeyi o tesisisin bulunduracağı bir tekerlekli sandalye halledebiliyordu.
Sağlıklı insanlar için iki adımlık yol, iki basamak merdiven diye tanımlanan yükseklik bir engelli için Kaf Dağı kadar erişilemez bir anlam ifade etmektedir. Bunu Can Akengin'in girişinde yaşayarak gözlemledik.
O salonda yapılacak bir etkinliğe engelli bir arkadaşımız sırf rampası yok katılamadı ve çok üzüldü. Hiç bir engelli sandalyesiyle birlikte taşınmak istemiyor. Siz rampaları yapın onlar tekerlekli sandalyelerini kullanarak her yere erişebiliyorlar artık.
Böyle durumlarda hep Süleyman Demirel'i hatırlarım. Demokrasilerde çareler tükenmez derdi. Bugünün Türkiye'sinde yapılamayan bir şey ve aşılamayacak bir engel yoktur. Yeter ki yönetilicilerimiz gerekli duyarlılığı ve ciddiyeti göstersinler.
Bu sadece bir örnekti, özetin özeti; gerekli görülen her yere olması gereken eğimde engelli rampalarının yapılması artık bir zorunluluktur. Bunların hatırlatılması değil görülmesi gerekir. Asıl incelik buradadır.
Gerekenin yapılacağına inanıyoruz.