24 Temmuz gazeteciler ve basın bayramı olarak kutlanıyormuş! Çünkü 2. meşrutiyetin ilan edilmesinden sonra çıkan gazeteler, sansür memurlarına verilmeden basılmaya başlanmış ve 24 Temmuz sansürün kaldırılması olarak tarihe geçmiş!
Dünden bugüne basın, toplumsal yaşamın en önemli unsurlarından biridir. Daima gelişen ve zenginleşen yapısıyla insanımızın temel ihtiyacı, milletimizin ortak sesidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi, “… Milletimizin müşterek sesidir. Bir milleti irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, hulasa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.” Dolayısıyla basın, ülke olarak gelişmemizin, kalkınmamızın, güçlenmemizin ve hedeflerimize ulaşmanın en önemli kurumlarından biridir. Çünkü basın, ülkemizde olup biten her şeyi kamuoyumuzun gündemine taşıyarak toplumsal aydınlanmamıza ve demokrasimizin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yine her türlü gündemi, ülkemizin hedefleri doğrultusunda, milletimizin duygu, beklenti ve ihtiyaçlarını uluslararası alana taşıma noktasında, çok büyük bir sorumluluk üstlenmekte ve 7/24 bu sorumluluğu yerine getirmektedir. İnanıyorum ki, basınımız, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da üzerine düşen görevi eksiksiz yerine getirecektir. Bu topraklarda olup biteni, doğru ve tarafsız bir şekilde gündeme taşıyarak, şehrimizin ve ülkemizin kalkınmasına, güçlenmesine ve markalaşmasına katkı vermeye devam edecektir. Bu yolda emek veren tüm basın çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Hayırlı hizmetlerde bulunarak ebediyete irtihal edenleri rahmetle anıyoruz.
1946-da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti kurulduğunda “gazeteciler için de bir gün belirleyelim” düşüncesi ortaya atılmıştır. Önceleri ilk gazetenin basıldığı gün “basın bayramı” olarak düşünülmüştür.
Yayınlanan ilk gazete kimilerine göre 1831-de “Takvim-i Vakayi”dir. İlk Türkçe gazete olmasına rağmen, resmi gazete olduğu için ilk gazete kabul etmeyen görüştekiler de 1861-de “Tercüman-ı Hakikat”in çıkışını ilk gazete basılışı olarak ileri sürmüşlerdir.
Bu uzlaşmazlık nedeniyle konuda bir görüş birliği olmamış, bunun üzerine Fatih Rıfkı Atay, “Akşam” gazetesinde 24 Temmuz tarihini ortaya atmış ve 24 Temmuz tarihi “Gazeteciler ve Basın Bayramı” olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Ancak; Dünya alem, bedenli ve bedensiz tüm kainat varlıkları bizlerle kafa bulmadan, bizlere arka tarafları ile gülmeden önce lütfen bu bayramı hemen sessiz sedasız kaldıralım derim.
Çünkü; basının satıldığı, kalemlerin kiralandığı, yazarların tehdit ve şantajla esir alındığı veya kovulduğu, gazetecilerin ve onların baş yönetmenlerinin, devlet büyüklerimizin antrikot, biftek, pirzola sevdiğini baş haber yaptığı, bir cümle alem ortasında bayram, seyran olmaz.
Devlet büyüğümüz denilerek, birinci hanım (first leydi) olarak protokollerde ün ve nam saldıran eşlerinin ve dahası yedi sülalelerinin hayat hikayelerini de destanlaştıran, kitaplaştıran günümüz genel gazetecilik anlayışından ne köy olur, ne de kasaba!
Bu duygu ve düşüncelerle zaman ve mekan gözetmeksizin her zaman her yerde ve zor şartlarda görevlerini fedakârlıkla sürdürmeye çalışan Mesleğin onuruna sahip çıkarak, halkın doğru ve tarafsız haber alma hakkını savunan Doğru bilgiyi hızlı ve tarafsız bir şekilde halka ulaştıran, mesleğinin ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olan ve bütün zorluklara rağmen canını dişine takarak fedakârca mesleğini icra eden Başta ilçemizde ve ilimizde görev yapan tüm basın emekçilerimizin 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı kutluyor, Görevlerini yaparken hayatını kaybeden basın çalışanlarına - Allah'tan rahmet diliyoruz