Nihat Öztürk
Köşe Yazarı
Nihat Öztürk
 

KEMENÇE ARASI

Kemençe bizim milli çalgımız. Horan da milli oyunumuz. Olmazsa olmazlarımız bunlar. Havasız susuz yaşarız da kemençesiz ve horansız yaşayamayız.             Dünya bizi bunlarla tanıyor.             Bu topraklar kemençenin bölgeye dağıldığı yerler olarak bilinir.             Düğünümüz bayramımız kemençesiz, horansız olmaz. Yayla şenliklerimiz, etkinliklerimiz kemençe ve horanla bütünleşir.             Geçmişte mısır kazma imeceleri de kemençeyle yapılırdı.             Temmuz ayı içinde Kemençe ve Horan Günleri etkinliğini hayata geçireceğiz. Bu şenlik üç gün sürecek. Kemençeye ve horana doyacağız.             Kurban bayramında da kemençe ve horan ağırlıklı bir etkinlik yapıldı. Çok da beğenildi. Bu tür etkinliklerin özellikle yaz döneminde daha sık yapılmasını istiyoruz.             Ancak ilçemizde yapılan etkinlikleri kemençeyle sınırlandırmak çok da doğru olmuyor. Kemençenin arasına başka bir şeyler de serpiştirmek gerek!             Kemençecinin birisi iniyor sahneden diğeri çıkıyor. Bir iki tane yöresel türküden sonra başlıyoruz horana. Bir önceki horanda oynayanların teri soğumadan yeni bir horanda buluyor kendini. Genelde bu döngü devam ediyor.             Bizim kemençe dışında türkü söyleyen, sanat müziği okuyan sanatçılarımız var.             Şiir yazan şairlerimiz var. Saz çalıp söyleyen insanlarımız var.             Kemençenin arasına bunları serpiştirerek o sanatçıların da halkla buluşmasını sağlayabiliriz. Onları da sahneye çıkarabiliriz. Onların da sanatlarını icra etmelerinin önünü açabiliriz. Yöremizin yetiştirdiği farklı müzik türlerini icra eden sanatçılarımızı görmemezlikten gelmeyi doğru bulmuyoruz.             Bu tip etkinlerde şiir mi okunur demeyiniz. Milli bayramlarda şiir okumak neyse bu şenliklerde şiir okumak da aynı şeydir.             Görele’mizin ünü ülke sınırlarını aşan şairleri var. Bunları anmadan, birer ikişer şiirini okumadan geçmek onlara saygısızlık olur.             Onların izinde yürüyen, onlardan aldığı bayrağı taşıyan gençlerimiz var. Oları cesaretlendirmek gerekiyor.             Elbette bu şenlikler bir şiir dinletisi değildir. Ama kemençeciden kemençeciye geçerken arada Ahmet Kaçar’dan iki şiir okunsa fena mı olur.             Fethi Karamahmutoğlu, Ali Haydar Karahacıoğlu, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Lami Ergül gibi hayatta olmayan Göreleli şairlerin şiirleri okunabilir.             Genç arkadaşlar şiirlerini kendileri okuyabilir.             Görele üzerine yazılmış şiirler var. Onlar okunabilir.             Bu bir kemençe arasıdır. Sonra yine kemençeye ve horana devam edilebilir.             Şiir deyip geçmeyiniz. Kemençe sanatçılarının söylediği türkülerin bestelenmemiş hali aslında şiirdir. Türküler şarkılar önce şiir olur sonra ezgiye dönüşür.             Bin yıllık kültürümüz türkülerimiz var. Her söylendiğinde yüreğimizin bam teline dokunan ezgilerimiz var. Bu türküleri söyleyen sanatçılarımız var.             Bunları bu tür etkinliklerde sahnelerde göremiyoruz. Onlar çağrılmıyor… Onları da programa alsak bir renklilik olmaz mı? Bir farklılık olmaz mı?             Biz onların önünü açmazsak kendilerini nasıl ifade, sanatlarını nasıl icra edecekler?             Türk sanat müziği klasikleri arasına girmiş, güftesini Göreleli şairlerin yazdığı şarkılarımız var. Onları çok güzel okuyan sanatçılarımız var.             Onları sahnelerde göremezsek, onları seyirciyle buluşturamazsak onlar kendilerini nasıl gösterecek. Nasıl biz de varız diyecekler?             Onların sahnesi çok uzun olmasın ama mutlaka sahneye çıksınlar.             Onlar da alkışı hak ediyorlar müzik sanatçıları olarak, şairler olarak.             Tertip komiteleri bunları da görsünler ve programda yer versinler. Görele yapar bunu.
Ekleme Tarihi: 30 June 2024 - Sunday

KEMENÇE ARASI

Kemençe bizim milli çalgımız. Horan da milli oyunumuz. Olmazsa olmazlarımız bunlar. Havasız susuz yaşarız da kemençesiz ve horansız yaşayamayız.

            Dünya bizi bunlarla tanıyor.

            Bu topraklar kemençenin bölgeye dağıldığı yerler olarak bilinir.

            Düğünümüz bayramımız kemençesiz, horansız olmaz. Yayla şenliklerimiz, etkinliklerimiz kemençe ve horanla bütünleşir.

            Geçmişte mısır kazma imeceleri de kemençeyle yapılırdı.

            Temmuz ayı içinde Kemençe ve Horan Günleri etkinliğini hayata geçireceğiz. Bu şenlik üç gün sürecek. Kemençeye ve horana doyacağız.

            Kurban bayramında da kemençe ve horan ağırlıklı bir etkinlik yapıldı. Çok da beğenildi. Bu tür etkinliklerin özellikle yaz döneminde daha sık yapılmasını istiyoruz.

            Ancak ilçemizde yapılan etkinlikleri kemençeyle sınırlandırmak çok da doğru olmuyor. Kemençenin arasına başka bir şeyler de serpiştirmek gerek!

            Kemençecinin birisi iniyor sahneden diğeri çıkıyor. Bir iki tane yöresel türküden sonra başlıyoruz horana. Bir önceki horanda oynayanların teri soğumadan yeni bir horanda buluyor kendini. Genelde bu döngü devam ediyor.

            Bizim kemençe dışında türkü söyleyen, sanat müziği okuyan sanatçılarımız var.

            Şiir yazan şairlerimiz var. Saz çalıp söyleyen insanlarımız var.

            Kemençenin arasına bunları serpiştirerek o sanatçıların da halkla buluşmasını sağlayabiliriz. Onları da sahneye çıkarabiliriz. Onların da sanatlarını icra etmelerinin önünü açabiliriz. Yöremizin yetiştirdiği farklı müzik türlerini icra eden sanatçılarımızı görmemezlikten gelmeyi doğru bulmuyoruz.

            Bu tip etkinlerde şiir mi okunur demeyiniz. Milli bayramlarda şiir okumak neyse bu şenliklerde şiir okumak da aynı şeydir.

            Görele’mizin ünü ülke sınırlarını aşan şairleri var. Bunları anmadan, birer ikişer şiirini okumadan geçmek onlara saygısızlık olur.

            Onların izinde yürüyen, onlardan aldığı bayrağı taşıyan gençlerimiz var. Oları cesaretlendirmek gerekiyor.

            Elbette bu şenlikler bir şiir dinletisi değildir. Ama kemençeciden kemençeciye geçerken arada Ahmet Kaçar’dan iki şiir okunsa fena mı olur.

            Fethi Karamahmutoğlu, Ali Haydar Karahacıoğlu, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Lami Ergül gibi hayatta olmayan Göreleli şairlerin şiirleri okunabilir.

            Genç arkadaşlar şiirlerini kendileri okuyabilir.

            Görele üzerine yazılmış şiirler var. Onlar okunabilir.

            Bu bir kemençe arasıdır. Sonra yine kemençeye ve horana devam edilebilir.

            Şiir deyip geçmeyiniz. Kemençe sanatçılarının söylediği türkülerin bestelenmemiş hali aslında şiirdir. Türküler şarkılar önce şiir olur sonra ezgiye dönüşür.

            Bin yıllık kültürümüz türkülerimiz var. Her söylendiğinde yüreğimizin bam teline dokunan ezgilerimiz var. Bu türküleri söyleyen sanatçılarımız var.

            Bunları bu tür etkinliklerde sahnelerde göremiyoruz. Onlar çağrılmıyor… Onları da programa alsak bir renklilik olmaz mı? Bir farklılık olmaz mı?

            Biz onların önünü açmazsak kendilerini nasıl ifade, sanatlarını nasıl icra edecekler?

            Türk sanat müziği klasikleri arasına girmiş, güftesini Göreleli şairlerin yazdığı şarkılarımız var. Onları çok güzel okuyan sanatçılarımız var.

            Onları sahnelerde göremezsek, onları seyirciyle buluşturamazsak onlar kendilerini nasıl gösterecek. Nasıl biz de varız diyecekler?

            Onların sahnesi çok uzun olmasın ama mutlaka sahneye çıksınlar.

            Onlar da alkışı hak ediyorlar müzik sanatçıları olarak, şairler olarak.

            Tertip komiteleri bunları da görsünler ve programda yer versinler. Görele yapar bunu.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.