Aşırı fiyat artışından canı yanan hemen herkes farklı bir siyasi arayış içinde. Mevcut yönetimin bu ekonomik krizi aşamayacağını; enflasyonu düşüremeyeceğini, kur artışını önleyemeyeceğini, piyasaları rahatlatamayacağını düşünüyor.
Hiçbir rakam kriz öncesine dönmeyecek. Fiyatların bugünkü rakamlarda kalacağının da garantisi yok. Her gün her şeyin fiyatı yukarı yönde bir grafik çiziyor.
Yönetim krizi aşacak bir formül açıklayamıyor. Sadece bize güvenin ve sabredin diyor, o kadar. Şunu şöyle yaparak bu ekonomik krizi aşarız diye bir açıklama duymuyoruz.
Sabır ve güven, toplumsal iyimserlik ülke ekonomileri için çok önemli bir etkendir; felaket tellalığından iyidir ancak ekonomik krizlerden çıkışın bilimsem yöntemleri vardır. Yönetim bu yöntemleri uygularken halkın da bu uygulamalara güven duyması sonuca varmayı kolaylaştırır. Yalnız başına sabır ve güven tavsiye etmekle krizden çıkılmıyor
İnsanlar artık bu yönetime güvenmiyor.
Enflasyon düşecek diye verdikleri tarih geldiğinde bırakınız düşmeyi daha da artıyor.
Belli marketler fiyatları düşürmezse biz yapacağımızı biliyoruz tehditleri hafif kalıyor. Kimseye bir şey yapılmıyor.
Ülkede böylesine akıl almaz ekonomik bir karmaşa yaşanırken muhalefetin etkin ve topluma umut verecek bir atılım yapamayışı oldukça düşündürücü.
Farklı bir siyasi arayışa gider toplum bu arayış sonucunda muhalefetin çevresinde toplanamıyor. Muhalefetin seçmen gücü beklenen ölçüde kendini gösteremiyor. İnsanlarla konuştuğunuzda yeni bir siyasi arayış içinde olduklarını görmenize rağmen bu çaresizliğe muhalefetin çare olacağını ifade etmiyorlar.
Ciddi anlamda bir kararsızlık var ülke insanında!
Muhalefet bu kriz ortamından elbette yararlanmak isteyecektir. Muhalefetin gündeminde ekonomik kriz birinci sırada ancak toplumsal güce dönüşmede olması gereken etkinliğe henüz erişememiş.
Ana muhalefet partisi ve diğerleri bugün bile sadece tespit yapıyorlar. Enflasyon yüksek, fiyatlar pahallı, döviz kuru almış başını gidiyor, enerji piyasasında gecelik zamlar vatandaşın cebini yakıyor, bu yönetimle bu krizden çıkamayız gibi söylemleri aşamadılar.
Bunları vatandaş görüyor zaten, domatesin tane ile karpuzun dilimle satıldığı bu ülkenin halkına pahallık var demek bir anlam ifade etmiyor.
Bunları dinleyen insanlar; kardeşim bana çözüm için ne düşündüğünü anlat diyor.
İnandır beni, ikna et beni diyor.
Ne yapacaksın, nasıl yapacaksın?
Ülkeyi yönetmeye aday olan muhalefet partilerinin mutlaka bu ekonomik krizden çıkış için bir programları vardır. Bize bu programları anlat diyor. Anlat ki yönetime seni getireyim.
Ve halkın da desteğiyle ülkemiz krizden çıksın, insanların refah seviyesi yükselsin.
Bu karamsarlık dağılsın ve halkın yüzü gülsün.
Emeklilere verilen bayram ikramiyesi aslında muhalefetin programıydı. Halkta öyle bir karşılık buldu ki ilk duyduklarında kaynak var mı diyenler kendileri vermek zorunda kaldılar, azlığı çokluğu, hiç artış yapılmayışı tartışılsa da…
Bunun gibi toplumda karşılık bulacak etkin muhalefet yapılmasının tam zamanıdır. Seçimlere bir yıl kaldı. Muhalefet geç kalır ve toplumsal beklentilere cevap veremezse bu defa muhalefete tepki oylarıyla seçimin galibi belirlenmiş olur.
Genelde tepki çoğunlukla iktidara karşı gündeme gelir. Ama burası Türkiye, biz gerekirse muhalefete de tepki gösteririz izlenimi ediniyoruz yeni bir siyasi arayış içinde olan bağrı yanık milletimizde.
Her yönetimde iktidar vardır ancak demokrasilerde muhalefet vardır. Bugün insanlarımız iktidardan değil muhalefetten çözüm bekliyor. Allah'ın işi işte!