Geçtiğimiz kurban bayramında tatilini Bodrum'da geçirmek için 75 bin aracın ilçeye giriş yaptığı haberi Internet ortamında en çok karşımıza çıkan haber oldu.
Haber olmasından çok, bu paylaşımı kendini Bodrum'da tatil yapanların yerine koyanların yapması ilginçti. O araçlardan birisiyle tatile gitmiş kadar mutluydular.
Empati diye tanımlanan, kendini başkalarının yerine koyma durumu bu olmalı!
Bu paylaşımları yılbaşı gecesi Uludağ'da otellerde yer kalmadı şeklinde de görebiliyoruz. Yine insanların bir bölümü kendilerini Uludağ'da lüks bir otelde yılbaşı gecesi geçiriyormuş gibi mutluluk duyuyorlar ve kendilerini onların yerine koyarak empati yapıyorlar. Empatiyi bundan daha iyi anlatan bir örnek olamaz.
Yine bir grup empati sever insanımız kendileri sıradan bir lokantada bir çorba içemezken ülkemizde yeme-içme yerleri tıklım tıklım dolu diyerek o mekanlarda yiyip içenlerden daha çok keyif alıyorlar.
Empati yapıyorlar.
Kirada oturup ve aynı anda bu ülkede kiraların çok pahallı olduğunu söyleyen insanlar lüks konutların kapış kapış satıldığına kendileri bunları alıyorlarmış gibi sevinç gösteriyorlar.
Kendilerini empati yaparak onların yerine koyuyorlar.
Bir yerden bir yere gitmek için toplu taşıma araçlarını kullananlar bu ülkede son model arabaların alıcı bulmasından kendileri böyle bir araba almış kadar mutlu oluyorlar. Sanırsınız ki o arabalara kendileri sahip olmuşlar!
Empati bu olmalı!
Çalışacak düzenli bir işi olmayanların asgari ücret artışına ve memur maaşlarının yükseltilmesine onlardan çok mutlu olmaları da bir empati olmalı. Kendilerini onların yerine koyarak mutluluk duymaları ancak böyle açıklanabilir.
Örnekleri çoğaltmak elbette mümkün ancak bu birkaç örnek bile empatiyi anlatmaya yetiyor olmalı. Başkalarının mutluluğuyla mutlu olmak!
Yıllardır ülkemizi yöneten bu iktidarı seversiniz veya sevmezsiniz, oy verirsiniz veya vermezsiniz, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz onu bilemeyiz ancak bir konuda çok başarılı olduklarını kabul etmek durumundasınız.
O da ülke insanına empati yapmayı öğretti.
Kendini karşısındaki insanın yerine koymayı öğretti insanlarımıza.
Eski Türkiye'nin insanları benim niye yok, ben neden Bodrum'a tatile gidemiyorum, ben neden Uludağ'da yılbaşı geçiremiyorum, ben neden araba alamıyorum, ben neden ev sahibi olamıyorum diye sorgularken yeni Türkiye'nin insanları bunlara sahip kişilerin yerine kendilerini koyarak mutlu olabiliyorlar.
Bunu sağlamak az iş mi?
Bu iktidar hamdolsun bunu yaptı. Artık başkalarının yerine kendimizi koyabiliyoruz.
Empati yapabiliyoruz.
Şu ülkenin kalkınmışlığına, zenginliğine bakar mısınız diyebiliyoruz.
İnsanların parası var ki tatile gidiyorlar, araba alıyorlar, yiyorlar içiyorlar, lüks evlere sahip olabiliyorlar. Bundan büyük varlık mı olur diyebiliyoruz.
Benim neden yok deme yerine onların var ya diyoruz artık. Altı üstü empati yapıyoruz. Hep olumsuz şeylerde empati yapacak değiliz ya!
Hem böyle daha mutluyuz, sorgulamaya gerek var mı?
Siyasi tarihimize geçmiş laflar vardır. Bunlardan birisi de:”Hiçbir şey olmamışsa bile bir şeyler olmuştur” sözüdür. Yakın tarihte söylendiği için hepimiz anımsarız bu sözü.
Baştan insanlara biraz garip gibi geldiyse de sonradan anladık ne denilmek istendiğini.
Ülkemizi 25 yıldır yönetenler hiçbir şey yapmadıysalar da halkımıza empati yapmayı öğrettiler. Bir mutluluk yolu açtılar. Yaşamdan keyif almayı öğrettiler. Başkalarının varlıklarıyla varlıklıymış gibi yaşamdan zevk almayı öğrettiler. Teşekkürler yönetim!