Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Mustafa YAYLA
Köşe Yazarı
Mustafa YAYLA
 

YILDIZLAR ALTINDA

Cemre önce havaya, bugün de suya düştü. Kaldı toprak, ona da bir haftaya düşer. cemre sıcaklıktır. İnsan gönlüne düşen sevgi gibidir. Kışın bağrına düşünce kış ısınır. Hava , su, toprak bahara el sallar. Yüreğe düşen sevgi gibi. O sevgide, aşka dönüşünce cemreler muratlarına erer bahara erişirler. Dala yaprak, çiçek meyve. Tarlada tohum canlanır. İşte böyle bir günün gecesinde Kendimi yeni yapraklanmaya başlayan dut ağacının altına serdiğim, Annemden kalma bir metre eninde ki, rengarenk ebe kuşağı gibi renkleri olan, paladan dokunma kilime sırt üstü uzandım. Başımın altına iki kolumu yastık yaptım. Gözlerimi maviye sinmiş gecenin karanlıklarında gezdirdim. Deniz kenarındaki kumlar kadar çok, gece evlerde yanan mum ışıkları gibi ışıldayan yıldızların altında gözlerim dalıp gitti. Yıldızlar sanki parlamak için birbirleriyle yarışıyorlar, bana göz kırpıryorlardı. Hele, hele bazıları bir kopuyordu ki bulutlardan kaymaya başlıyor, uçuyor, gibi ufuklarda kaybolup gidiyordu. ufukta uçan göçmen kuşlar gibi, ufukların karanlıklarında yitip gidiyordu. Sarı ay tepeden uzaklaşıp yol alırken etrafında rengarenk halelerle yanarak başımın üzerine doğru geliyordu. Sanki beni kendine çekiyordu. Denizde yüzen bir gemi misali. Ay bir yanda, yıldızlar bir yanda, karşı ormanlarda uluyan köpek sesleri kulaklarımda uyuyup kaldım. Yorgun bir adama rastladım. Elimden tuttu beni kaldırdı yattığım kilimden. -Bu havalar çarpar evlat. dedi Hayretle tanımaya çalıştım. Sesi çok tanıdık geldi. Konuştukça hafızamda çağrışımlar yapıyor, sesin sahibini tanımaya çalışıyordum. -Evlat, Yıldızlar altında yatmak var ya insanı yorar. Hele düşen yıldızlara bakarken gözlerin kayar. Hele şu sarı ay aklını alır başından. Vazgeç bu sevdadan. bırak yıldız parlasın, ay sarı sarı yol alsın. Sen evine dedi. Öyle bir rüzgar esti ki birden bire, her şey karmakarışık oldu. Elimden tutan adam uçup gitti rüzgarın şiddetinden. Yıldızlara doğru uçuyordu. Beni kandırdın be adam diye geçirdim içimden. Benim yıldızlara bakmamı istemeyen adam kendisi yıldızlara doğru uçuyordu. O yıldızlara uçarken bir yıldız füze gibi hızlı hızlı ufuklara doğru akıyordu. Ay yavaş yavaş olanlardan habersiz sarı sarı yürürken gece derinleşiyor, Bana öğüt veren sesin sahibinin cehresi hafızamda ete kemiğe tanıdığım kişiliğe bürünüyordu. Hayat işte hiç bir zaman son bulmuyor ki. Bu dünyadan göçenlerde bir gün beliriyor hafızalarda. Yaşıyor ve tekrar ırayıp gidiyor. Ölmek diye bir şey yok aslında. Sadece zaman ve mekanlar değişiyor. Bazen yıldızlar altında uyuya kalsak da.. M.Yayla-Görele
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2024 - Salı

YILDIZLAR ALTINDA

Cemre önce havaya, bugün de suya düştü. Kaldı toprak, ona da bir haftaya düşer. cemre sıcaklıktır. İnsan gönlüne düşen sevgi gibidir. Kışın bağrına düşünce kış ısınır. Hava , su, toprak bahara el sallar. Yüreğe düşen sevgi gibi. O sevgide, aşka dönüşünce cemreler muratlarına erer bahara erişirler. Dala yaprak, çiçek meyve. Tarlada tohum canlanır. İşte böyle bir günün gecesinde Kendimi yeni yapraklanmaya başlayan dut ağacının altına serdiğim, Annemden kalma bir metre eninde ki, rengarenk ebe kuşağı gibi renkleri olan, paladan dokunma kilime sırt üstü uzandım. Başımın altına iki kolumu yastık yaptım. Gözlerimi maviye sinmiş gecenin karanlıklarında gezdirdim. Deniz kenarındaki kumlar kadar çok, gece evlerde yanan mum ışıkları gibi ışıldayan yıldızların altında gözlerim dalıp gitti. Yıldızlar sanki parlamak için birbirleriyle yarışıyorlar, bana göz kırpıryorlardı. Hele, hele bazıları bir kopuyordu ki bulutlardan kaymaya başlıyor, uçuyor, gibi ufuklarda kaybolup gidiyordu. ufukta uçan göçmen kuşlar gibi, ufukların karanlıklarında yitip gidiyordu. Sarı ay tepeden uzaklaşıp yol alırken etrafında rengarenk halelerle yanarak başımın üzerine doğru geliyordu. Sanki beni kendine çekiyordu. Denizde yüzen bir gemi misali. Ay bir yanda, yıldızlar bir yanda, karşı ormanlarda uluyan köpek sesleri kulaklarımda uyuyup kaldım. Yorgun bir adama rastladım. Elimden tuttu beni kaldırdı yattığım kilimden.
-Bu havalar çarpar evlat. dedi
Hayretle tanımaya çalıştım. Sesi çok tanıdık geldi. Konuştukça hafızamda çağrışımlar yapıyor, sesin sahibini tanımaya çalışıyordum.
-Evlat, Yıldızlar altında yatmak var ya insanı yorar. Hele düşen yıldızlara bakarken gözlerin kayar. Hele şu sarı ay aklını alır başından. Vazgeç bu sevdadan. bırak yıldız parlasın, ay sarı sarı yol alsın. Sen evine dedi.
Öyle bir rüzgar esti ki birden bire, her şey karmakarışık oldu. Elimden tutan adam uçup gitti rüzgarın şiddetinden. Yıldızlara doğru uçuyordu. Beni kandırdın be adam diye geçirdim içimden. Benim yıldızlara bakmamı istemeyen adam kendisi yıldızlara doğru uçuyordu. O yıldızlara uçarken bir yıldız füze gibi hızlı hızlı ufuklara doğru akıyordu. Ay yavaş yavaş olanlardan habersiz sarı sarı yürürken gece derinleşiyor, Bana öğüt veren sesin sahibinin cehresi hafızamda ete kemiğe tanıdığım kişiliğe bürünüyordu. Hayat işte hiç bir zaman son bulmuyor ki. Bu dünyadan göçenlerde bir gün beliriyor hafızalarda. Yaşıyor ve tekrar ırayıp gidiyor. Ölmek diye bir şey yok aslında. Sadece zaman ve mekanlar değişiyor. Bazen yıldızlar altında uyuya kalsak da..
M.Yayla-Görele
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

06
Ağustos
04
Ağustos
31
Temmuz
29
Temmuz
28
Temmuz
28
Temmuz
23
Temmuz
21
Temmuz
19
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş