Güneşli sıcak günlerden sonra, gökyüzünde bulutlar alçalmaya,kararmaya başlarken, ılık bir deli rüzgar ağaçlarda yapraklarla kavga eden iki hasım gibi birbirine girer. Güzün yağmurdan önce ki bu kavgayı rüzgarlar kazanır. yaprakları katar önüne, güçsüz sarı yapraklar rüzgarın önünde döne döne ırayıp gider baharda konduğu dalından, bir daha geri dönmez. rüzgar kesildiğinde tanımadığı ağaçların dallarından kopan yapraklarla toprağın üzerine yatar. Çürür, küflenir sonunda toprağa dönüşür. Toprak bu her atığı kabul eder, sindirir, fermente eder, hayatı tekrar tekrar yaşatmak için güç verir dünya denen durağa. Annem yağmurdan önce yağmurdan kurtarmak için bin bir çile ile tenekeden leğende yıkadığı, kazanda kaynatıp çiğ pamuk gibi bembeyaz çamaşırlarına koşardı. Düşmesin diye tahta mandallarla çamaşır ipine tutturduğu çamaşırları sanki düşmandan kaçırır gibi toplardı. Güz yağmurlarına hiç güvenmezdi. Günlerce yağardı çünkü. Yağmur yağdıkça toprak tavlanır, kurumaya yüz tutmuş otlar yeşerir, dalında mandalinalar sulanmaya başlardı. Ayva sararır, elmalar dallarında düşerdi. Ayva, nar olgunlaşır, inekler ahırlarından dışarı çıkmazdı bir başka bahar başlamadan. Annem bir odun telaşına düşerdi. Her ihtiyaç emekle karşılanırdı. Şimdilerde olduğu gibi ver parayı al konforu gibi lüks yoktu. Para şeker, tuz, gaz, Sümer bank'tan basma almak için harcanırdı. Su çeşmeden, yumurta folluktan, süt ve ürünleri ahırdaki inekten karşılanırdı. Yaşam doğaldı. Şimdi yağmurlardan sonra o eski güzellikler olmasa da anılarıyla yaşamaktan güzel de bir şey yok. Şimdilerde yaşamak daha konforlu olsa da bir bedeli var. Pahalılık. Üretmez isen, her şeye parayla ulaşmak istersen bir zaman gelir yaşamak yitip gider. Her güzel şeyin bir bedeli olduğu gibi , pahalı hayat gecelerde kabus, gündüzlerde işkence olur.Yağmurun tadı, Ayvanın,narın mevsimi güz yaşanmaz olur. Zor bir kış gelirken herkese kolaylıklar dilerim. Yaşamak yağmurlardan sonra hep güzel olur demek gelse de içimden, Güz yağmurlarında ıslanmaktan, üşümekten,Hayattan tat alamamaktan korkuyorum.Tadı kaçmış dünyanın karabasanlarında,Gök gürlerken,Savaşan devletlerin birbirlerine attıkları bomba seslerini anımsarken,O güzel şimşekleri,peşinden kopan sarsıntıyla gürleyen bulutları savaşlara benzetip ızdırap duyuyorum. Ben şimdi Çocukluğumun o güzel savaştan yeni çıkmış günlerini ,o günler şimdilerden zor olsa da o günleri yaşamak istiyorum. Neden mi. Geçmişi unutmak geleceği alıp gider de ondan. İyi hafta sonları dilerken tüm dostlara, Birniyet tutalım mı güzel yarınlara...M.Yayla-Görele