Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Mustafa YAYLA
Köşe Yazarı
Mustafa YAYLA
 

YAĞMUR

Günler uzun olup, havalar da kararsız olunca dört mevsim bir güne sığıyor. Aniden bir kapkara bulut, sanki akşam oluyor. Peşinden bardaktan boşalırcasına oklava kalınlığında yağmur taşlarda baloncuklar gibi patlayarak akıyor. Kalın ve şiddetli sağanaklar hep kısa sürer. Ve yağmur diner. Sahte yağmur geceleri yine gündüzlere dönüşür. Kara bulutlar yitip giderken, maviliklerin içinden camdan güneş parlar, yine haziran başlar. Bu yıl dut yok. Dutlar yanmış. Pekmez yapmak zor iş bu yıl. Üç günde bir, dibine tenteler serip döktüğümüz dut bu yıl yokluğu yaşıyor. Sanki suçlu gibi aval, aval bakıyor dallarından. Koskoca benimle yaşıt ağaç ağlıyor gibi. Dibine yaslanıp olsun desem de anlamıyor. Bir kaç metre ötesindeki çoban ateşlerini, bakır pekmez tavalarını arıyor. Dut ağaçları, incir ağaçlarıyla kucak, kucağa yaşar bizim evin ufacık bahçesinde. İkisi de çiçeksizdir. Belki de bu nedenle bir birlerine eşlik ederler. Çiçekten boğulan, erik ve kiraz ağaçlarına kim bilir hangi gözle bakarlar. Çiçeksizliklerini, çiçeğe olan özlemlerini hiç hissettirmezler. Baldan tatlı olurlar. Eriğin ekşiliğine, kirazın damak buran tadına inat ballanırlar da ballanırlar. Yapraklarının dibinden ufacık kuşlar gibi ta gözlerimin içine bakarlar. İşte böyle bir günde, Babalar günü. Babalara, Annelere bir gün yeter mi.? Benim çocukluğum da babalar günü yoktu. Ağır hayat koşullarında yaşam kavgası vardı. Annelerimiz, Babalarımız dut ile incir ağacından farksızdılar. Belki çiçekleri yoktu ama yaşama olan saygıları ömre bedeldi. Bizlere karşı sevgi çiçeklerini hep gizlerlerdi. Çünkü bir büyüğün yanında çocuğunu sevmek ayıptı. Yine karardı hava yağmur yine yağacak gibi. Güneşin feri yavaştan gidiyor. Uzun bir haziran günü daha geceyi yutacak kadar kararlı uzayıp gidiyor. Bağından boşanmış deli taylar gibi. Bilmiyor ki; Üç dört gün sonra kesecekler önünü. Dur diyecek ilahi adalet. Yeter. Buraya kadar deyip dakika, dakika günler, gecelere evrilecek. Büyük akan ırmaklardan korkmam. Ama damlayan sudan korkarım. Büyük yıkımlar iz bıraksa da unutulur. Ama damlalar taşları oyar. Dakika, dakika kısalışlar günü kırpar. Geceleri dipsiz kuyular yapar. Bu yolculuk başlayacak yirmi bir haziranda. Gün dönecek dostlar. Zaten hep dönmekte değil miyiz. Bir gün, bir gece derken, Karlar yağar saçlarımıza, gençliğimiz döner ihtiyarlığa. Bu yazım olsun hediye Bütün babalara, Babaları sevgiyle saran analara ve geleceğin bahtiyar çocuklarına. Rica ediyorum yağmur yağacak gibi kalmayın sokakta. Bizi bekliyor çorba da olsa bereketten soframızda. İyi haftalar hepinize. Ekmek koksun, şeker tatlansın, haydin yeni baştan umutlarla....M.Yayla-Görele      
Ekleme Tarihi: 18 Haziran 2023 - Pazar

YAĞMUR

Günler uzun olup, havalar da kararsız olunca dört mevsim bir güne sığıyor. Aniden bir kapkara bulut, sanki akşam oluyor. Peşinden bardaktan boşalırcasına oklava kalınlığında yağmur taşlarda baloncuklar gibi patlayarak akıyor. Kalın ve şiddetli sağanaklar hep kısa sürer. Ve yağmur diner. Sahte yağmur geceleri yine gündüzlere dönüşür. Kara bulutlar yitip giderken, maviliklerin içinden camdan güneş parlar, yine haziran başlar. Bu yıl dut yok. Dutlar yanmış. Pekmez yapmak zor iş bu yıl. Üç günde bir, dibine tenteler serip döktüğümüz dut bu yıl yokluğu yaşıyor. Sanki suçlu gibi aval, aval bakıyor dallarından. Koskoca benimle yaşıt ağaç ağlıyor gibi. Dibine yaslanıp olsun desem de anlamıyor. Bir kaç metre ötesindeki çoban ateşlerini, bakır pekmez tavalarını arıyor. Dut ağaçları, incir ağaçlarıyla kucak, kucağa yaşar bizim evin ufacık bahçesinde. İkisi de çiçeksizdir. Belki de bu nedenle bir birlerine eşlik ederler. Çiçekten boğulan, erik ve kiraz ağaçlarına kim bilir hangi gözle bakarlar. Çiçeksizliklerini, çiçeğe olan özlemlerini hiç hissettirmezler. Baldan tatlı olurlar. Eriğin ekşiliğine, kirazın damak buran tadına inat ballanırlar da ballanırlar. Yapraklarının dibinden ufacık kuşlar gibi ta gözlerimin içine bakarlar. İşte böyle bir günde, Babalar günü. Babalara, Annelere bir gün yeter mi.? Benim çocukluğum da babalar günü yoktu. Ağır hayat koşullarında yaşam kavgası vardı. Annelerimiz, Babalarımız dut ile incir ağacından farksızdılar. Belki çiçekleri yoktu ama yaşama olan saygıları ömre bedeldi. Bizlere karşı sevgi çiçeklerini hep gizlerlerdi. Çünkü bir büyüğün yanında çocuğunu sevmek ayıptı. Yine karardı hava yağmur yine yağacak gibi. Güneşin feri yavaştan gidiyor. Uzun bir haziran günü daha geceyi yutacak kadar kararlı uzayıp gidiyor. Bağından boşanmış deli taylar gibi. Bilmiyor ki; Üç dört gün sonra kesecekler önünü. Dur diyecek ilahi adalet. Yeter. Buraya kadar deyip dakika, dakika günler, gecelere evrilecek. Büyük akan ırmaklardan korkmam. Ama damlayan sudan korkarım. Büyük yıkımlar iz bıraksa da unutulur. Ama damlalar taşları oyar. Dakika, dakika kısalışlar günü kırpar. Geceleri dipsiz kuyular yapar. Bu yolculuk başlayacak yirmi bir haziranda. Gün dönecek dostlar. Zaten hep dönmekte değil miyiz. Bir gün, bir gece derken, Karlar yağar saçlarımıza, gençliğimiz döner ihtiyarlığa. Bu yazım olsun hediye Bütün babalara, Babaları sevgiyle saran analara ve geleceğin bahtiyar çocuklarına. Rica ediyorum yağmur yağacak gibi kalmayın sokakta. Bizi bekliyor çorba da olsa bereketten soframızda. İyi haftalar hepinize. Ekmek koksun, şeker tatlansın, haydin yeni baştan umutlarla....M.Yayla-Görele
 
 
 
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

06
Ağustos
04
Ağustos
31
Temmuz
29
Temmuz
28
Temmuz
28
Temmuz
23
Temmuz
21
Temmuz
19
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş