Bir varmış, bir yokmuş. köyün birinde bir oyuncakçı amca yaşarmış. Oyuncak yapmakta üstüne yokmuş. Ufacık çakısı, ufacık tezgahında tahtaları yontar, tahtalardan oyuncaklar yapar, haftada bir kasaba pazarına gider çocuklara dağıtırmış. Ama bir şartı varmış. yaptığı oyuncakları dağıtacağı çocukları kendi seçer, Hangi oyuncağı hangi çocuğa vereceğini kendisi karar verirmiş. Oyuncakları dağıttığında hiç bir çocuk memnun olmazmış. Araba isteyene uçurtma, uçurma isteyene araba verirmiş. Hiçbir çocukta ona itiraz etmez, haklarına düşen oyuncakla oynar dururlarmış. Bu böyle yıllarca devam etmiş. Bir gün kasabaya bir başka oyuncakçı daha gelmiş. Bu oyuncakçı oyuncaklarını kasabanın en güzel kaldırımında sergiler, çocuklara oyuncaklarını kendilerinin seçmesini istermiş. Üstelik oyuncaklardan o da parada almazmış. Kasabada iki oyuncakçı olunca, Kasabada ki çocuklar kendi isteklerine göre oyuncak dağıtan oyuncakçı amcayı çok sevseler de, arkasından onun oyuncakları hiç alımlı değil deyip eleştirirlermiş. Bir gün kasaba pazarında iki oyuncakçı karşılıklı pazar açmışlar. Kasabanın çocukları istedikleri gibi oyuncak seçme özgürlüğü olan oyuncakçıya hiç bakmadan, Oyuncakçı tarafından kendilerine heba görülen oyuncakları kapışmışlar. Hep özlem duysalar da, sevdikleri oyuncaklarla değil, İstek duymadıkları oyuncaklarla oynamış durmuşlar. Kasabadan yolu geçen bilge bir adam bu duruma bir anlam verememiş. Karar vermiş çocuklarla konuşmaya. Ve çocukları toplamış yanına.
-Çocuklar demiş. Bu karşı ki oyuncakçı size istediğiniz oyuncakları veriyor, siz gidip Kendi istemediğiniz oyuncağı, size verenden neden alıyorsunuz.?
Çocuklardan biri atılmış öne çıkmış
-Amca. O amcanın oyuncaklarının bir köşesinde altından bir çivi saklıymış. Bilge hayretle
-Altın çivi mi.
Çocuklar evet demişler
Hepsi birden oyuncaklarda ki altın çiviyi bilgeye göstermişler
Bilge adam evirip çevirmiş eline aldığı oyuncakları, ve altın çivi dedikleri çiviyi yoklamış ve çocuklara şöyle demiş
-Çocuklar ben kuyumcu değilim. Ama Hem oyuncak bedava, hem köşesine bir altın çivi.
-Olmaz çocuklar demiş. O çivide bir sır vardır.
-Birde Bedava oyuncak satan oyuncakçılardan oyuncak almayın. Umutlarınızı çalarlar. Yarında sizi kendilerine kul köle yaparlar demiş.
-Ha bu oyuncakçı, ha diğeri boş verin oyuncaklarınızı kendiniz yapın elleri olan her insan oyuncakçıdır çocuklar demiş.
O günden sonra o kasaba da bütün çocuklar kendi oyuncaklarını kendileri yapmışlar. ve kendilerinden emin. Başları dik , alınları açık kasabada en güzel oyunlar oynayıp. yaptıkları oyuncaklarını yarıştırmışlar. Kimseler tarafından da kandırılmamışlar. Onlar ermiş muradına, bizler çıkalım kerevetine. Az gittim, Uz gittim o kasabayı bulamadım...!!!!! M.Yayla-Görele