Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Mustafa YAYLA
Köşe Yazarı
Mustafa YAYLA
 

KUŞ UYKUSU

Gözleri vardır biz insanlarında her yaratık gibi. Belli bir yerden sonra görmez. Yaşadığı anı görüntüleyen bir kamera gibidir. Geçmişi de görmez. Geçmişi hafızamızda canlandıran nedir peki? Sonbaharın kışa doğru evrildiği şu günlerde eski kışlar düştü aklıma benim. Giyindim siyah çizmelerimi çıktım yollara.Ne olur ne olmaz deyip sıkı sıkı da giyindim. Bugün hava çok güzel olsa da, gideceğim yıllarda belkide diz boyu karlar karşılar beni deyip her türlü tedbirimi aldım yola çıkarken. ''Az gittim, uz gittim.Dere tepe düz gittim.'' Derken bir bayırın başında ufacık bir köye vardım. Beni uzun boylu, Elleri büyük, parmakları darı kocanı gibi bereketli bir kadın karşıladı. Göz göze gelince sanki gözlerimiz arasına çiçeklerden bir yol döşendi. Çiçeklerde ki renkler sanki bu dünyada gördüğüm çiçek renklerinden değildi. Lapa lapa kar yağıyordu çiçeklerin o gizemli renklerine.O güzel renkli ,üzerinde beyaz beyaz kar tutmuş bir dal çiçeği koparıp bana uzattı. -Al bu senin olsun. Mısır koçanına benzeyen parmaklarının soğukluğunu hissettim bana uzattığı çiçeğin sapında. anladı elimin üşüdüğünü -Çok mu soğuk derken sesi çok eskilerden kulağıma aşina geldi. Dudaklarım aralandı istemsiz. Ateşten kışın karına alevden bir kelime düştü. Yağan kar durdu.Çiçeklerin üzerine yapışmış beyaz karlar eridi. O kelimenin sıcaklığında elimden tuttu beni ufacık evine doğru götürdü.Kapıyı açtı.Kapının eşiğini gördüğümde çocukluğum takıldı ayaklarıma düşü verdim eşiğin önündeki sahanlığa. Dizime kırmızı kan çiçekleri düştü. Tuttu beni kaldırdı Mısır kocanı parmaklarıyla ovdu dizimi. Bu kez ben vermiştim kırmızı kan çiçeklerini ona. Apar topar koştu terekten içinde mavi mavi parlayan bir su getirdi. Sürdü yarama. Yanarken kan sızan yaram -Geçer şimdi diyerek gönlümü aldı. Apar topar ocağı tutuşturdu.Bir iki kızıl ağaç yarmaçasını sürdü ufacık alevlerin harına. Çok geçmedi alevler bayrak gibi dalgalanmaya başladı. İçimden ne güzel yaktı ateşi birden diye geçirdim. Ben böyle çabuk ateş yakan birini tanımıştım. Hemen übrüğe güğümden su doldurdu, übrüğü yarmaçaların arasında kalmış saç ayağının üstüne yerleştirdi. su kaynadı hemen bir çay demledi Annem. Demliksiz. Kocaman bir bardağa übrüğün memesinden çayı buğulanarak, dönerek su bardağına akıttı. Bardak yandı. Ateşten kırmızı çiçek açtı sanki. Karşılıklı içtik çayımızı. Biri girdi kapıdan kapkara bıyıklı Babam. Çayın deminde uyumuşum. Uyandığımda ne annem vardı,ne dışarıda kar. Benim bu kuş uykularım yok mu. Çıldırtacak beni. Bir bardak daha içseydik ya Annemle, Babamla o ufacık evin ocak başında. Yinede olsun, her şey zaten bir anlık tat değil mi. Buna da şükür buluşdumya yaşarken bu akşam annemle, Babamla kuş uykularımda...! M.Yayla-Görele
Ekleme Tarihi: 07 Aralık 2022 - Çarşamba

KUŞ UYKUSU

Gözleri vardır biz insanlarında her yaratık gibi. Belli bir yerden sonra görmez. Yaşadığı anı görüntüleyen bir kamera gibidir. Geçmişi de görmez. Geçmişi hafızamızda canlandıran nedir peki? Sonbaharın kışa doğru evrildiği şu günlerde eski kışlar düştü aklıma benim. Giyindim siyah çizmelerimi çıktım yollara.Ne olur ne olmaz deyip sıkı sıkı da giyindim. Bugün hava çok güzel olsa da, gideceğim yıllarda belkide diz boyu karlar karşılar beni deyip her türlü tedbirimi aldım yola çıkarken. ''Az gittim, uz gittim.Dere tepe düz gittim.'' Derken bir bayırın başında ufacık bir köye vardım. Beni uzun boylu, Elleri büyük, parmakları darı kocanı gibi bereketli bir kadın karşıladı. Göz göze gelince sanki gözlerimiz arasına çiçeklerden bir yol döşendi. Çiçeklerde ki renkler sanki bu dünyada gördüğüm çiçek renklerinden değildi. Lapa lapa kar yağıyordu çiçeklerin o gizemli renklerine.O güzel renkli ,üzerinde beyaz beyaz kar tutmuş bir dal çiçeği koparıp bana uzattı.

-Al bu senin olsun.

Mısır koçanına benzeyen parmaklarının soğukluğunu hissettim bana uzattığı çiçeğin sapında. anladı elimin üşüdüğünü

-Çok mu soğuk derken sesi çok eskilerden kulağıma aşina geldi.

Dudaklarım aralandı istemsiz. Ateşten kışın karına alevden bir kelime düştü. Yağan kar durdu.Çiçeklerin üzerine yapışmış beyaz karlar eridi. O kelimenin sıcaklığında elimden tuttu beni ufacık evine doğru götürdü.Kapıyı açtı.Kapının eşiğini gördüğümde çocukluğum takıldı ayaklarıma düşü verdim eşiğin önündeki sahanlığa. Dizime kırmızı kan çiçekleri düştü. Tuttu beni kaldırdı Mısır kocanı parmaklarıyla ovdu dizimi. Bu kez ben vermiştim kırmızı kan çiçeklerini ona. Apar topar koştu terekten içinde mavi mavi parlayan bir su getirdi. Sürdü yarama. Yanarken kan sızan yaram

-Geçer şimdi diyerek gönlümü aldı. Apar topar ocağı tutuşturdu.Bir iki kızıl ağaç yarmaçasını sürdü ufacık alevlerin harına. Çok geçmedi alevler bayrak gibi dalgalanmaya başladı. İçimden ne güzel yaktı ateşi birden diye geçirdim. Ben böyle çabuk ateş yakan birini tanımıştım. Hemen übrüğe güğümden su doldurdu, übrüğü yarmaçaların arasında kalmış saç ayağının üstüne yerleştirdi. su kaynadı hemen bir çay demledi Annem. Demliksiz. Kocaman bir bardağa übrüğün memesinden çayı buğulanarak, dönerek su bardağına akıttı. Bardak yandı. Ateşten kırmızı çiçek açtı sanki. Karşılıklı içtik çayımızı. Biri girdi kapıdan kapkara bıyıklı Babam. Çayın deminde uyumuşum. Uyandığımda ne annem vardı,ne dışarıda kar. Benim bu kuş uykularım yok mu. Çıldırtacak beni. Bir bardak daha içseydik ya Annemle, Babamla o ufacık evin ocak başında. Yinede olsun, her şey zaten bir anlık tat değil mi. Buna da şükür buluşdumya yaşarken bu akşam annemle, Babamla kuş uykularımda...! M.Yayla-Görele

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

06
Ağustos
04
Ağustos
31
Temmuz
29
Temmuz
28
Temmuz
28
Temmuz
23
Temmuz
21
Temmuz
19
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş