Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Mustafa YAYLA
Köşe Yazarı
Mustafa YAYLA
 

KUNDURA TAMİRCİSİ

Ben çocukken kasabada bir kaç tane ayakkabı tamircisi vardı. Hem ayakkabı yaparlar, hemde yırtılan altı delinen ayakkabıların altlarını değiştirirler,eğilen tabanlarını yenilerlerdi. Ben ilk önce Babamın dükkanının bitişiğindeki Naim amcayı tanıdım. Okul çantamı babamın dükkanında yüksek duvarda çakılı çiviye asar, Naim amcanın ufacık dükkanına gider, çocukluğun verdiği merakla onu izlerdim. Naim amca orta boylu boyuna göre oldukça kilolu, sevecen bir adamdı. Beni görünce sevinir, -Geldin mi kara kaşlı çocuk derdi. Ben onun bana iltifatı ile sevinir onu tepeden tırnağa süzerdim. Göbeğinin üzerinde deriden bir koruyucu vardı. boğazından asmıştı. Deri hep falcata keşikleriyle yaşlı ağaçların kabukları gibiydi. nasırlı bir el ancak o kadar derin çizgilere sahip olurdu. Masasının üzerinde bir misket kadar bal mumunu ince sicime sürer, Eline aldığı ince uçlu tığ ile deriyi deler, eğri iğnesini deldiği delikten geçirirdi. İğnesi çifti. dikişinde ara olmasın diye birinin girdiği delikten diğer deliğe girmeden iki mumlu sicimi tüm gücü ile çekerdi. Derin derin solur sanki yorgunluğunu dışa vururdu. Ayakkabının altı delinmiş ise kalın köseleyi suda ıslar, Yumuşatır sonrada kucağına yerleştirdiği örse ayakkabıyı sokar. Köseleyi ayakkabının altına bir santimlik ince kibrit çöpü benzeri ağaç çiviyle çakardı. Sonra falcatasını ufacık masadıyla eyeler, ustalıkla köseleyi sırım gibi keserdi. Saatlerce seyrederdim Naim amcayı. Elinde eskimiş ayakkabı şekillendikçe yorgunluğu gider, -Nasıl oldu zeytin gözlü delikanlı derdi. Usulca yanından kalkar, çantamı astığım çividen alır, Babamın elime verdiği filede iki ekmeği çantama yoldaş eder, ağır ağır evin yolunu tutardım. Naim amca kafamın içinde ayakkabıların altına çaktığı ağaç çivilere vurduğu ağzı kesere, eğri, tabanı kalın bozuk bir liraya benzeyen çekicinin sesi kulaklarımda çınlaya çınlaya yürürdüm. Bugün bir eski ayakkabı gördüm çöplükte. Hiç eskimemişti. Boyası bile hala parlaktı. Ne söküğü ,ne de altı delinmişti. Naim Amca'yı hatırladım işte o an. Yıllar öncesindeki Suratını bile anımsayamadığım Naim amcanın çileli yaşantısı geldi aklıma. Üretmeden tüketmenin israfın acısı saplandı yüreğime. Ne vardı o güzel ayakkabıları çöpe atıp, yokluğa imza atmaya. Eskiden hiç bu kadar çöp olmazdı hatırladığım. Belediyenin iki üç tane sokakları süpüren, elinde iki kollu arabası, bir çalı süpürgesi, bir küreği olan sigara kösmüğü toplayan, ekmek paralarını bu yolla kazanan emekçi temizlik işçileri vardı. Şimdi çöplükler hazine. Nereden nereye. Bu değirmenin suyu nereden. Çözemedim. Çözen varsa kulağıma fısıldasın. Ayranımız yok içmeye.,Gül şerbeti koyarız kadehten bardağımıza...!!!! M.Yayla-Görele
Ekleme Tarihi: 03 Haziran 2023 - Cumartesi

KUNDURA TAMİRCİSİ

Ben çocukken kasabada bir kaç tane ayakkabı tamircisi vardı. Hem ayakkabı yaparlar, hemde yırtılan altı delinen ayakkabıların altlarını değiştirirler,eğilen tabanlarını yenilerlerdi. Ben ilk önce Babamın dükkanının bitişiğindeki Naim amcayı tanıdım. Okul çantamı babamın dükkanında yüksek duvarda çakılı çiviye asar, Naim amcanın ufacık dükkanına gider, çocukluğun verdiği merakla onu izlerdim. Naim amca orta boylu boyuna göre oldukça kilolu, sevecen bir adamdı. Beni görünce sevinir,
-Geldin mi kara kaşlı çocuk derdi. Ben onun bana iltifatı ile sevinir onu tepeden tırnağa süzerdim. Göbeğinin üzerinde deriden bir koruyucu vardı. boğazından asmıştı. Deri hep falcata keşikleriyle yaşlı ağaçların kabukları gibiydi. nasırlı bir el ancak o kadar derin çizgilere sahip olurdu. Masasının üzerinde bir misket kadar bal mumunu ince sicime sürer, Eline aldığı ince uçlu tığ ile deriyi deler, eğri iğnesini deldiği delikten geçirirdi. İğnesi çifti. dikişinde ara olmasın diye birinin girdiği delikten diğer deliğe girmeden iki mumlu sicimi tüm gücü ile çekerdi. Derin derin solur sanki yorgunluğunu dışa vururdu. Ayakkabının altı delinmiş ise kalın köseleyi suda ıslar, Yumuşatır sonrada kucağına yerleştirdiği örse ayakkabıyı sokar. Köseleyi ayakkabının altına bir santimlik ince kibrit çöpü benzeri ağaç çiviyle çakardı. Sonra falcatasını ufacık masadıyla eyeler, ustalıkla köseleyi sırım gibi keserdi. Saatlerce seyrederdim Naim amcayı. Elinde eskimiş ayakkabı şekillendikçe yorgunluğu gider,
-Nasıl oldu zeytin gözlü delikanlı derdi. Usulca yanından kalkar, çantamı astığım çividen alır, Babamın elime verdiği filede iki ekmeği çantama yoldaş eder, ağır ağır evin yolunu tutardım. Naim amca kafamın içinde ayakkabıların altına çaktığı ağaç çivilere vurduğu ağzı kesere, eğri, tabanı kalın bozuk bir liraya benzeyen çekicinin sesi kulaklarımda çınlaya çınlaya yürürdüm.
Bugün bir eski ayakkabı gördüm çöplükte. Hiç eskimemişti. Boyası bile hala parlaktı. Ne söküğü ,ne de altı delinmişti. Naim Amca'yı hatırladım işte o an. Yıllar öncesindeki Suratını bile anımsayamadığım Naim amcanın çileli yaşantısı geldi aklıma. Üretmeden tüketmenin israfın acısı saplandı yüreğime. Ne vardı o güzel ayakkabıları çöpe atıp, yokluğa imza atmaya. Eskiden hiç bu kadar çöp olmazdı hatırladığım. Belediyenin iki üç tane sokakları süpüren, elinde iki kollu arabası, bir çalı süpürgesi, bir küreği olan sigara kösmüğü toplayan, ekmek paralarını bu yolla kazanan emekçi temizlik işçileri vardı. Şimdi çöplükler hazine. Nereden nereye. Bu değirmenin suyu nereden. Çözemedim. Çözen varsa kulağıma fısıldasın. Ayranımız yok içmeye.,Gül şerbeti koyarız kadehten bardağımıza...!!!! M.Yayla-Görele
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

06
Ağustos
04
Ağustos
31
Temmuz
29
Temmuz
28
Temmuz
28
Temmuz
23
Temmuz
21
Temmuz
19
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş