Gelin bu akşam ''az gidelim,uz gidelim'',
kırk beş yıl geriye gidelim.Ben yazayım kalemimim yazdığı kadar,sizlerde okuyun.Kiminiz çıplak gözle,kiminiz de burun üzerine yerleştirdiğiniz yakın gözlükleriyle. Bıyıkları yeni çıkmış kara ince sırım gibi bir çocuğum o yıllar.Kah su yolunda,kah inek peşinde,kah oyunda.Evhamlı annemin devamlı radarında takipteyim.O her şeyimizi kotaran kadın evimizin direğiydi uzun boyu,soluk benizli,Gencecik olsa da romatizmaları ile uğraşsa da bizleri hiç ihmal etmezdi.Kolay değildi anne olmak o yıllarda.Yokluk yıllarında,
Saça mısır unundan ekmek yamar,Ocakta kara ateşte çay demler,Çitten topladığı sebzelerden lezzetli ne güzel yemekler yapardı.Korkuları vardı annemin.Hastalıktan çok korkar,hemen kasaba doktoruna koşardı.Okurdu,yazardı annem.Babam gurbette iken saatlerce ders çalışan öğrenci edasıyla çizgili kağıda el yazısı ile sofranın üzerine eğilir yazar yazardı.Ağrıdan eğilmiş işaret parmağı ile baş parmağı arasındaki tükenmez kalem kağıda anlatır,kağıt ezberlerdi.Ben o mektupları hiç okumadım.Hep namahrem saydım.Postaya atıp gelirdim.Eski iki katli bir binanın altında bahçesini denizin dövdüğü postane ne kadar candan,ne kadar sevecen memurlardan oluşmuştu.Zarfın sağ üst köşesine pul yapışır,Mühürlenirdi.Ufacık bakır renkli parayı memur kasaya atar ,bana da postaneden çıkıp gelecek mektubu beklemek düşerdi.Ben işte böyle yaşarken okul yollarında yorulmaz koşar ağaçlarla,kuşlarla,karıncalarla iç içe yaşamanın tadını alırdık.Çamur olmak hayatımızın bir parçasıydı.hele ben çok şapalaktım.Tertemiz yolda bile çamura batarken,çamura batanlar benden temiz eve dönerlerdi.Ama çamur hiç iz bırakmazdı.Hele bizim yolun çamuru, ,kuruyunca bir çitelerdim iz kalmazdı.Ütü zaten yoktu.Pantolonlarınızın kırışıklıkları gitsin diye odalarımıza serdiğimiz eski bezlerden dokuma rengarenk kilimlerin altına koyardık.O pala kilimler ne güzeldi rengarenk.Düz bir harmanda açmış bahar çimenlerine basmaktan farksız gelirdi bana.O kilimler de yok artık.Annemle yitip gitmişler.Gurbete giden,sıladan gelen mektuplar misali sırlar aleminde kuş olup uçmuşlar.Yıl biterken ocak ayı girerken Korkarım hep.Çünkü biz hep ocak aylarında uğurladık dönülmez yollara sevdiklerimizi.Hiç bitsin istemiyorum yıl bitsin.İnşallah yorulmadınız gözleriniz,gözlüklerinizin camı buğulanmamıştır.Yaşam ırmağında akarken haftaya bir şelaleden daha düşeceğiz.Biraz daha yaralanarak yolumuza devam edeceğiz.Varacağımız denizin uzak olması dileklerimle sizleri sevgiyle selamlar,saygılar sunarım.Gündüz dostlarım, yemeyip yedirdiklerim kaybolsa da iyi ki sizler varsınız....M.Yayla-Görele