İnsan yüreği çeşit çeşittir derlerdi inanmazdım. Kimisi
kuş yüreği, tırnak kadar, kiminin ki harar kadar. Ufacık yürekler ölçer tartar, harar yürekler ne olursa olsun deyip iplere un serer. Ufacık yürekler hastayla hasta, çocukla çocuk olur. Ölenle ölür. Harar kadar yüreği olanlar için ''vur patlasın, çal oynasın'' Modundadır dünya. Dünya yansa bir bağ sapları yanmaz. Acıma duyguları domura uğramıştır. Varsa yoksa kendileri vardır. Bilen, sesleri yüksektir, yaşama tarzlarına ulaşmak hayaldir kendi açılarından. Dalgacı maymun iştahlıdırlar. Ama kuş yürekli insanlar duygusaldır. Paylaşmayı severler. Kimsenin hakkına hukukuna saldırmazlar. Uykularında derinlere inip sabahlayamazlar. Düşüncelerinin gel gitlerinde bir koca çınar misalı içinden çürüseler de, belli etmeden yaşamanın hazzını duyarak yaşamaya çalışırlar. Bu iki tip yürekli insanları tanımak yetenek istese de bakan değil, Baktığında görebilen insanlar tarafından hemen sezilir. Harar yürekli insanları topluma kazandırmak, entegre etmek için büyük uğraşılara gerek de yoktur. Onlara yaşamın yüceliklerinden, güzelliklerinden, keşitler sunup onların göremediği dünyayı gözlerinin önüne serersek. gittikleri yoldan döneceklerine, Toplumun yapı taşlarından olacaklarına inancım sonsuzdur. Tek düze hayatlar, sevmesini bilmeyen hayatlar, zaman bataklığında patlamaya hazır mayınlar kadar tehlikelidir. Refah herkese eşit dağıtırsa, Hayatlar ne güzel olur. Beş bin lirayla yaşayan bir emekli ile, atmış bin lira ile yaşayan emekli arasında ne vardır. atmış bin lira alan hiç demez ki adil değildir olmaz. olamaz.!! Hemde her şeyi bilen insandır. Gören, duyan, adaleti savunan. Kedinin aslanı boğduğu bu dünya düzeninde, Yem olmadan yaşamak umuduyla sevgili dostlar. Sömürüyü, adaletsizlik saymayanların adaletsizliğidir bu. Kuş yürekler görür, en güzelini yaşamayı hak eder. Öyleyse kuş yürekliler haydin yüreğimizden aldığımız güçle uçalım...!!! Kartallara yem olmadan. M. Yayla-Görele