Büyük kent olmasından; Görele'nin, Giresun'un çok eskilerde Trabzon'a bağlı olmasından olacak Göreleliler Trabzon'a çok gider. Doktora, gezmeye, alışverişe... Görele'den gidenler Moloz'da iner. Oradan gider nereye gidecekse, diyelim Meydan'a, Valiliğe, Boztepe'ye... Öğretmen Okuluna, hastaneye, Numune'ye...
Sağlıkköyü İlkokulu ikinci sınıf öğrencisiyim. 1961,1962 olmalı. Bir yorgunluk çöktü üstüme. Elim ayağım düştü. Adım atamıyorum, gücüm yok. Babam doktora, Trabzon'a götürdü. O yılların Görele-Trabzon yolu. Sürekli dönemeçler, araba homurtuları, göz gözü görmeyen toz... Yoruz'dan yukarıya döne döne, kimilerde geri geri gelerek yeniden dönmeye çalışılan tırmanışı anımsıyorum düşle gerçek arası. Doktoru anımsamıyorum. Ağzımı açtıran doktoru. Meydan'ı, ağaçları, Atatürk'ü... anımsıyorum. Trabzon'a ilk gidişim...
Annemle gittim, anacığımla 1967'de. Hebüllü'de anamın babasından kalma bir parça yeri vardı. Yüksek gerilim geçmişti yerin üzerinden. Etibank para ödüyordu. Babam neden gitmedi bilmiyorum. Anacığımla ben gittim. Yanılmıyorsam Etibank Trabzon Şubesi Maraş caddesindeydi. Caddenin alt yanında da kuyumcular çarşısı vardı. Parayı aldıktan sonra oraya girmiş, yürüye yürüye annemle Moloz'a inmiş, Hasbi Palas'ın yanından kalkan araçla Görele'ye gelmiştik.
Göreleliler gelin takılarını, gelin çamaşırlarını da çoğunca Trabzon'dan alır. Biz de Öyle yaptık. Lise ikiden Üçe doğrudan geçmiştim. O yaz söz kestik eşim olacak Rafet Kaçar'la. Düğün lise bitince olacaktı. Yüzük, bilezik dışında Rafet'e "üç dolam altın kordon" alacaktık. O yıllarda en gözde takıydı üç dolam kordon...
Rafet, babam, ben. Trabzon'a gittik kordon için. Moloz'dan yukarıya yürüye yürüye, geze geze Kunduracılar'a çıktık. Kuyumcular çarşısı dışında bu cadde baştan başa kuyumcuları da barındırıyordu. Babamın gözünün tuttuğu bir kuyumcuya girdik. Yaşlı biriydi içerdeki. Güven verici, "ciddi" bir yüzü vardı. Sezer Kuyumcu... Kordonu aldı babam. Rafet'in beğendiğini. Bir buçuk yıl sonra yeniden geldik Sezer'e. Kordonu satmak için. Ben Trabzon'da Fatih Eğitim Enstitüsünde okuyordum. İki kardeşim de öğrenciydi. Babam paraya sıkışınca Rafet Günay'ın önerisiyle satılmıştı alındığı yere kordon... Babam, verdiğimiz parayı alsak, daha bir şey istemem, diyordu ama ödediğimizden çoğunu vermişti Sezer Kuyumcu, kordonu tarttıktan sonra. Öyle bir sevindi ki babam...
Trabzon'un köklü, önemli, bölgeye kapılarını açan sağlık kuruluşu Numune Hastanesiydi. Göreleliler sayrı düştüklerinde kapağı Trabzon'a, Numune'ye atardı. Ben çocukken Mehmet Amcam, ilkokuldayken güneş çarpmasından neredeyse ölecek babam Numunece sağlığına kavuşmuştu. Ben de fiziğe girdim 29 gün numunede, küçük bir de "ameliyat" oldum...
Eğitim Enstitüsüne başlarken "tam teşekküllü hastaneden rapor" gerekiyordu. Öğrenci arkadaşlarla bir haftada tamamlamıştık Trabzon Numunece raporu.
Trabzon Doğum Hastanesinde 1974'te Özgür Yetkin, 1978'de de Çağdaş Günay oğullarımız doğdu... Onlarca, yüzlerce kez kesişir yolumuz Trabzon'la...
Öğrenciyken de sonraki yıllarda da maçlara gittim Trabzon'da Hüseyin Avni Aker'de. Beşiktaş maçlarına. Beşiktaş'ı destekleyemedim bağırarak. Trabzon'un ortasındayım.
Nasıl bağıracağım. İçimden sevinirdim gol atabilsek...
Avni Aker'in yanında "amatörler için ayaktopu alanı" var. Onun yanında da spor salonu. Bu salonda Görele Lisesi Halk Oyunu Topluluğu, bölge birinciliği için yarıştı benim sorumluluğumda. Trabzon'da, bu salonda üç kez Trabzon Halk Oyunları Yarışmalarında seçici kurul üyeliği yaptım...
Trabzon'u tanıtmak için torunum Rabia Su Günay'ı götürdüm bu güzel, olanaklı, gezilesi kente. Moloz'dan yürüyerek Meydan'a çıktık. Meydan Park'ta oturduk. Dondurma yedik. 150 yıllık geçmişi olan Lezzet'e girdik. Döner yedik. Dolmuşa bindik, Atatürk Köşkü'ne çıktık. Rabia fotoğraflar çekti. Boztepe'ye çıktık. Ders çalıştığım yeri gösterdim torunum Rabiasu'ya. Kente baktık, ta karşılara Karadenize...
Meydan'a geldik dolmuşla. Yürüyerek limana indik. Buraları anlattım Rabiasu'ya. KTÜ'ye geçtik dolmuşla. Fakülteler arasındaki anayolda yürüdük Rabiasu'yla. Havaalanı'nı gösterdim Rabia'ya. Forum'a geçtik. Giysi aldı Rabia. Meydan'a döndük. Maraş caddesinde yürüdük. Kitapçılara girdik. İşbankası Satış yerine uğradık. Kitap seçti Rabia... Burayı tanısın, buraya alışsın istedim...
Ganıta'ya indik.... Oradan Moloz'a. Moloz'da hale uğradık. Akşam olmak Üzereydi.
Trabzon'a gelişimde köfte yediğim küçücük işyerine girdik. Buradaki köfte tadını tatsın istedim Rabiasu... Yıllar önce Trabzon'da Rafet'le, Özgür'le. Çağdaş'la gezdiğimiz yerleri şimdi Torunum Rabiasu'yla geziyordum. Çocuk, eş mutluluğundan torun mutluluğuna...