Benim bir çift gözün var. Zeytin karası. Bilmiyorum zeytini bundan mı çok seviyorum. Zeytinle ekmeğe bayılırım. Yanına bir de soğanı yumrukla patlatıp gözlerimden yaşlar akarken değmeyin benim zevkime,Dünyanın en güzel menüsüne değişmem bu ziyafeti. Gözlerimden yaş akarken vücudumdan su mu kaybederim bilmem öyle bir susarım ki. belki de zeytinde ki tuzdan. Mahalle çeşmesine koşar, ağzımı musluğa dayar bir tulumba gibi emerim çeşmenin suyunu. Zeytin,ekmek,bir baş soğan üstüne içtiğim su Uçurur beni sanki bir kuş olurum.Gökyüzüne doğru kanat çırpar,Mavi denizin üzerinde uçarım.Gözlerim ufuk çizgisinde keskinleşir,Ben ufuk çizgisine yaklaştıkça ufuk çizgisi benden uzaklaşır. Denizi aşamayacağımı anlayınca dönerim. Ufuk çizgisi ben ıradıkça karaya yaklaştıkça benden uzaklaşır. Gitsem de gelsem de ufuk çizgisine ulaşamam. Bu yolculuğun sonunda yine susar yine çeşmenin kapısına konar, Ağzımı musluğa dayar yine bir tulumba gibi çeşmenin suyunu içime doldururum. Yoğunluğum uçar gider, Gözlerim armut ağacına sarmış tevekte siyah kokulu üzümlere takılırdı. Bu kez zeytin gözlerim üzüme dönüşü vermişti. Sanki gözüm bana hem ışık verirken hemde rızık olmuştu. Alçak dallardan bir salkım kapkara üzümü koparırken gözlerimi oydum sandım. Gözlerim acısa da,ağzımın kıyısından suyunu akıta akıta yuttum bir ağızda. Nimet basmıştı eylülü. Ama kimsecikler farkında değildi. Hazıra alışmış bedenler, Neler tadıyordu neler. Bence benim zeytinim, soğanım ekmeğim üzerine içtiğim çeşmede ki suyumu değişir miyim saray yemeklerine. Saray yemeklerinde göz göremez, her yemeğin tadı baharatlarla değiştirilir. Yaşamak için gözle görmek dille tatmak damakla duymak gerekir. Velhasıl birde şimdi taze mısırı fırınlayıp,su değirmeninde öğütüp incecik tavada pişirip üzerine tereyağı ayranlısından, bir kaşık şeker mis gibi hömeç ne güzel olurdu. Sen hiç hömeç yedin mi? Tadını anlatabilir misin. Zeytinle ekmek yerken soğanın kokusu, hömeç yerken tereyağının kokusu çıkmaz ağzından. Nefesinde soğan, nefesinde tereyağı kokar günlerce. Dilin, damağın mısır kokar. yanarsın. Yangınlarını söndürmek için eylülde bir tas nardek içersen taze pekmezden yapılmış, belki abartmak gibi olmasın yüzyıl daha fazla yaşarsın....! M.Yayla-Görele
Anasayfa
Yazarlar
Mustafa YAYLA
Yazı Detayı
Bu yazı 421+ kez okundu.
GÖZLERİMLE DOYMAK
Benim bir çift gözün var. Zeytin karası. Bilmiyorum zeytini bundan mı çok seviyorum. Zeytinle ekmeğe bayılırım. Yanına bir de soğanı yumrukla patlatıp gözlerimden yaşlar akarken değmeyin benim zevkime,Dünyanın en güzel menüsüne değişmem bu ziyafeti. Gözlerimden yaş akarken vücudumdan su mu kaybederim bilmem öyle bir susarım ki. belki de zeytinde ki tuzdan. Mahalle çeşmesine koşar, ağzımı musluğa dayar bir tulumba gibi emerim çeşmenin suyunu. Zeytin,ekmek,bir baş soğan üstüne içtiğim su Uçurur beni sanki bir kuş olurum.Gökyüzüne doğru kanat çırpar,Mavi denizin üzerinde uçarım.Gözlerim ufuk çizgisinde keskinleşir,Ben ufuk çizgisine yaklaştıkça ufuk çizgisi benden uzaklaşır. Denizi aşamayacağımı anlayınca dönerim. Ufuk çizgisi ben ıradıkça karaya yaklaştıkça benden uzaklaşır. Gitsem de gelsem de ufuk çizgisine ulaşamam. Bu yolculuğun sonunda yine susar yine çeşmenin kapısına konar, Ağzımı musluğa dayar yine bir tulumba gibi çeşmenin suyunu içime doldururum. Yoğunluğum uçar gider, Gözlerim armut ağacına sarmış tevekte siyah kokulu üzümlere takılırdı. Bu kez zeytin gözlerim üzüme dönüşü vermişti. Sanki gözüm bana hem ışık verirken hemde rızık olmuştu. Alçak dallardan bir salkım kapkara üzümü koparırken gözlerimi oydum sandım. Gözlerim acısa da,ağzımın kıyısından suyunu akıta akıta yuttum bir ağızda. Nimet basmıştı eylülü. Ama kimsecikler farkında değildi. Hazıra alışmış bedenler, Neler tadıyordu neler. Bence benim zeytinim, soğanım ekmeğim üzerine içtiğim çeşmede ki suyumu değişir miyim saray yemeklerine. Saray yemeklerinde göz göremez, her yemeğin tadı baharatlarla değiştirilir. Yaşamak için gözle görmek dille tatmak damakla duymak gerekir. Velhasıl birde şimdi taze mısırı fırınlayıp,su değirmeninde öğütüp incecik tavada pişirip üzerine tereyağı ayranlısından, bir kaşık şeker mis gibi hömeç ne güzel olurdu. Sen hiç hömeç yedin mi? Tadını anlatabilir misin. Zeytinle ekmek yerken soğanın kokusu, hömeç yerken tereyağının kokusu çıkmaz ağzından. Nefesinde soğan, nefesinde tereyağı kokar günlerce. Dilin, damağın mısır kokar. yanarsın. Yangınlarını söndürmek için eylülde bir tas nardek içersen taze pekmezden yapılmış, belki abartmak gibi olmasın yüzyıl daha fazla yaşarsın....! M.Yayla-Görele
Ekleme
Tarihi: 07 Eylül 2023 - Perşembe
GÖZLERİMLE DOYMAK
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.