Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Nihat Öztürk
Köşe Yazarı
Nihat Öztürk
 

ZAMLAR EKONOMİNİN GEREĞİ

Özal’ın başbakan olduğu yıllardı. Ekonomik anlamda makas değiştirmiş serbest piyasa ve liberal ekonomiye geçmiştik. Daha öncesinde meşhur 24 Ocak Kararları alınmış, piyasada her mal ve ürüne zam gelmişti. 24 Ocak Kararları da Özal’ın eseriydi. O yılın 12 Eylül’ünde ise askeri darbe oldu. Nitekim bu darbenin 24 Ocak ekonomik kararlarının uygulanması için yapılığını söyleyenler bile olmuştu ilerleyen yıllarda. Darbeden sonra tekrar seçimler yapılmış ve Özal başbakan olarak seçilmişti. İşte o yıllardı… Zamlar devam ediyordu. Bugün olduğu gibi akşam yatıyor sabah zamlarla uyanıyorduk. Adını da liberal ekonomi ve serbest piyasa ekonomisi koymuşlardı. Bugün bile bazı mal ve hizmetlerde yüzde 18 olarak ödediğimiz KDV o yıllarda girmişti hayatımıza. Yüzde 2 gibi masum bir oranla başlamıştı. Akşam yatıp sabah zamlarla uyandığımız o yıllarda yine bir seçim yapılmış, zamlara rağmen yine Özal kazanmıştı. Seçim sonuçları açıklanıp yeni hükümet kurulur kurulmaz bugün olduğu gibi zamlar birbiri ardına gelmeye başlamıştı. Öyle bir ortamda gazetecin birisi Özal’a zamları sormuştu. Başbakan Turgut Özal, zamların ekonomik bir gereklilik olduğunu söylemişti. Ekonomi öyle gerektirdiği için zamlar yapılmak zorundaydı. Allah’ı var, hiçbir zaman “Ben ekonomistim” demedi rahmetli. Özal’ın bu açıklaması üzerine gazeteci: Maden zamlar ekonominin bir gereği olarak yapılıyorsa, neden seçimden önce zam yapmadınız diye sorunca o tarihe geçen cevabı vermişti dönemin başbakanı. “Seçimden önce zam yapacak kadar enayi değilim” Ne kadar bugüne benziyormuş o günkü Türkiye! Seçimden önce zam yapacak kadar enayi değilim sözü böyle girdi siyasi hayatımıza. Elbette seçimden önce mal ve hizmetlere zam yaparak seçmeni ürkütmüyor akıllı siyasetçi, ancak seçimden sonra zam yapacağını bile bile o siyasetçiye oy veriyor bu ülkenin seçmenleri. Durum maalesef böyle ve bu kadar açık! Gerçekten de zamlar ekonomilerin bir gereği olarak yapılır. Ama hangi ekonomilerin? Kendisini sadece halkından topladığı vergilerle döndürebilen ekonomilerin gerekliliğidir zamlar. Üretemeden ve özellikle dış alımlarla ülkesinin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan ekonomiler için kaçınılmazdır zamlar. Özellikle döviz fiyatlarının yükselmesine bağlı olarak girdi fiyatlarının da yükselmesine neden olan ekonomilerin zorunluluğudur zamlar. Bu yönetime oy veren vermeyen herkes seçimlerden sonra bu zamların geleceğini biliyordu. Belki ne oranda olacağını bilmiyordu ancak herkes bu zam yağmurunu sükûnetle bekliyordu. Beklenen de oldu. Dövizin yükseleceğini, altın fiyatların artacağını, akaryakıta zam geleceğini herkes biliyordu. Temel gıda maddeleri başta olmak üzere iğneden ipliğe zam yapılacağını herkes bekliyordu. Buna rağmen aynı yönetime oy verdiler bile bile ve isteye isteye! Seçimden önce zam yapacak kadar enayi olmayan idarecilerimiz zamları seçimden sonraya bıraktılar. Şimdi de istedikleri gibi zam yapıyorlar. Ve inşallah enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz diyorlar. Aylardır bunu söylüyorlar. Düşürün a beyim, lütfen düşürün de görelim! Madem yapabilecekseniz, neden yapmıyorsunuz, neyi bekliyorsunuz! Sihirli bir formülünüz var da uygulamıyorsanız bunun vebalini çekersiniz. Bize sorarsanız öyle bir formülünüz falan da yok!
Ekleme Tarihi: 20 Haziran 2023 - Salı

ZAMLAR EKONOMİNİN GEREĞİ

Özal’ın başbakan olduğu yıllardı. Ekonomik anlamda makas değiştirmiş serbest piyasa ve liberal ekonomiye geçmiştik.
Daha öncesinde meşhur 24 Ocak Kararları alınmış, piyasada her mal ve ürüne zam gelmişti. 24 Ocak Kararları da Özal’ın eseriydi. O yılın 12 Eylül’ünde ise askeri darbe oldu.
Nitekim bu darbenin 24 Ocak ekonomik kararlarının uygulanması için yapılığını söyleyenler bile olmuştu ilerleyen yıllarda.
Darbeden sonra tekrar seçimler yapılmış ve Özal başbakan olarak seçilmişti.
İşte o yıllardı… Zamlar devam ediyordu.
Bugün olduğu gibi akşam yatıyor sabah zamlarla uyanıyorduk.
Adını da liberal ekonomi ve serbest piyasa ekonomisi koymuşlardı.
Bugün bile bazı mal ve hizmetlerde yüzde 18 olarak ödediğimiz KDV o yıllarda girmişti hayatımıza. Yüzde 2 gibi masum bir oranla başlamıştı.
Akşam yatıp sabah zamlarla uyandığımız o yıllarda yine bir seçim yapılmış, zamlara rağmen yine Özal kazanmıştı.
Seçim sonuçları açıklanıp yeni hükümet kurulur kurulmaz bugün olduğu gibi zamlar birbiri ardına gelmeye başlamıştı.
Öyle bir ortamda gazetecin birisi Özal’a zamları sormuştu.
Başbakan Turgut Özal, zamların ekonomik bir gereklilik olduğunu söylemişti.
Ekonomi öyle gerektirdiği için zamlar yapılmak zorundaydı.
Allah’ı var, hiçbir zaman “Ben ekonomistim” demedi rahmetli.
Özal’ın bu açıklaması üzerine gazeteci: Maden zamlar ekonominin bir gereği olarak yapılıyorsa, neden seçimden önce zam yapmadınız diye sorunca o tarihe geçen cevabı vermişti dönemin başbakanı.
“Seçimden önce zam yapacak kadar enayi değilim”
Ne kadar bugüne benziyormuş o günkü Türkiye!
Seçimden önce zam yapacak kadar enayi değilim sözü böyle girdi siyasi hayatımıza.
Elbette seçimden önce mal ve hizmetlere zam yaparak seçmeni ürkütmüyor akıllı siyasetçi, ancak seçimden sonra zam yapacağını bile bile o siyasetçiye oy veriyor bu ülkenin seçmenleri. Durum maalesef böyle ve bu kadar açık!
Gerçekten de zamlar ekonomilerin bir gereği olarak yapılır. Ama hangi ekonomilerin?
Kendisini sadece halkından topladığı vergilerle döndürebilen ekonomilerin gerekliliğidir zamlar. Üretemeden ve özellikle dış alımlarla ülkesinin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan ekonomiler için kaçınılmazdır zamlar.
Özellikle döviz fiyatlarının yükselmesine bağlı olarak girdi fiyatlarının da yükselmesine neden olan ekonomilerin zorunluluğudur zamlar.
Bu yönetime oy veren vermeyen herkes seçimlerden sonra bu zamların geleceğini biliyordu. Belki ne oranda olacağını bilmiyordu ancak herkes bu zam yağmurunu sükûnetle bekliyordu. Beklenen de oldu.
Dövizin yükseleceğini, altın fiyatların artacağını, akaryakıta zam geleceğini herkes biliyordu. Temel gıda maddeleri başta olmak üzere iğneden ipliğe zam yapılacağını herkes bekliyordu. Buna rağmen aynı yönetime oy verdiler bile bile ve isteye isteye!
Seçimden önce zam yapacak kadar enayi olmayan idarecilerimiz zamları seçimden sonraya bıraktılar. Şimdi de istedikleri gibi zam yapıyorlar.
Ve inşallah enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz diyorlar.
Aylardır bunu söylüyorlar.
Düşürün a beyim, lütfen düşürün de görelim! Madem yapabilecekseniz, neden yapmıyorsunuz, neyi bekliyorsunuz! Sihirli bir formülünüz var da uygulamıyorsanız bunun vebalini çekersiniz.
Bize sorarsanız öyle bir formülünüz falan da yok!

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş