Ağacı kesti, yarmaçaları dırmaçla yük yaptı, girindi yüke, yokuş yukarı soluk,soluğa evin kapısına ulaştı. Yükü kapıya atıverdi. Saç ayağının altına yarmaçaları çattı. Çırayı kibritle tutuşturdu. Yarmaçaların arasına kızıl alevli, kara dumanlı yanan çırayı yerleştirdi. Harlandı ocak başı. Saç ayagının üzerine dışı kapkara is karalı kazanı koydu. İçini su ile doldurdu. Su kaynar kaynamaz, topladığı karapancarı burka, burka kazana attı. Yeşil koktu ateşte. Terege koştu, bir tas yarma aldı
Civide asılı torbadan, döktü kaynayan kazana, şakır, şakır göbek atıp, sakızı şişirip, şişirip patlatır gibi pancar kazanda oynadı. Yarmaçalar kora dönüşürken kazanda pancar olgunlaştı rengi soldu. Bir ağaç kaşığı yağ attı içine, sonra bir parça kokmuş yağ ilave etti. Kokmuş yağ eridikçe kazanda buram, buram koku sardı etrafı. Kazanı indirdi saç ayağından. Ekmek sacını koydu közün üstüne. Kara yağlı pacura ile yağladı. Teknede yoğurduğu mısır hamurunu yapıştırdı saca. Eşünle evirdi, çevirdi. Köze tuttu çektirdi. Sofra bezini serdi aşganaya, yuvarlak sofrayı saldı. Derin sağana kepçeyle doldurdu pancarı. Ağaç kaşıklar şakırdadı.Kasık oyunu oynar gibi. Mısır ekmeği ile pancar ağızda eridi dilde tatlandı. Damakta lezzet bıraktı. Üprükte kaynayan suya çay attılar. Büyük bardaklarda içtiler. Şükrettiler. Uykuları geldi. Uyudular. Az gittiler, uz gittiler. Deliksiz uykularda sabah ettiler...!!!
M.Yayla-Görele