Yıllar akıp giderken, hayat treni katar katar raylarda kayarken, her mekana uğrar. Her garda yolcularını alır, yolcularını indirir, bir düdük sesiyle hareketlenir. Tüte, üte ilerlerken kıvrım, kıvrım virajlardan aşar. O raylarda kayarken ufacık pencereden koltuğuna kurulmuş benim gözümden ağaçlar,evler, kuşlar sanki geri geri uçarlar. Her an değişen manzaraların içinden geçerken tren ansızın durur. Tahta bavul elinde uzun paltolu bir adam iner vagondan. Hiç inmek istemese de, inmek zorunda olduğunu yüzünü ekşitmesinden sezdim. Uzun siyah paltosunun yakasını kaldırdı, Boyun atkısını düzeltti. tahta bavulu elinde çok eskimiş yıllardan geldiği izlenimi veriyordu. Başında kahve rengi fötr şapkası, çokta güzel tamamlıyordu kıyafetini. Kalkıp kolundan tutup içeri çekesim geldi. Kimdi, nereden gelip nereye gidiyordu soracaktım. Tam kalktım akordiyona benzeyen kapı kapanı verdi. Vagondan çıkan adamın yanında oturan adam bana
-Gelir misin. dedi
Tren yavaş yavaş hızlanırken raylardan kayan trenin raylara sürtünmesini ara sıra sarsılmasını ayaklarımın altında hissederek, tutunarak yanına oturdum.
Adam beni söyle bir süzdükten sonra
-O inen adam varya bana bir hikayesini anlattı
Aval aval gözlerine baktım.
-O elinde ki bavul varya dedi
-Onda anılarını biriktirmiş.
-Neden bu istasyonda indi. Dedim
Baktı gözlerime
-Bu istasyonda inen herkesin anıları burada depolanır.
Anlamsız anlamsız bakarken adam yine gözlerimin içine bakıp
-Her hayat böyledir dostum dedi. sonra da devam etti
-Bir gün hep o istasyonda ineceğiz
Yavaştan uyandım
Adam
-Ama bizim yolculuğumuz devam ediyor bak tren ne kadar güzel gidiyor, dedi
Gerçekten de tren o kadar güzel gidiyordu ki, Bir manzaradan diğerine bir giriyor, bir başka diyardan bir başka diyara ulaşıyordu. Adama eğildim
-Bak tren güzel gidiyor da bir raydan çıksa
Şöyle baktı bana
-Hayır konuş
-Birden tren durdu. Adam sanki treni ben durmuşum gibi sert, sert baktı bana
-Hayat dedim. Hayat treniyse bu, nerede ne zaman duracağı belli olmaz dedim.
Başını salladı.
-Ben bu istasyonda ineceğim dostum, sana hayırlı yolculuklar dedi
Tren yine hareketlendi. Vagonda tek ben kaldım. Raylar çığlık atıyor, tren kayar gibi gidiyordu. Uyuya kalmışım. Nerede ineceğimi unutup trenle dönüp durdum. Nerede ineceği, hangi ilin hangi garında ineceğimi bilmeden savrula, savrula trenle gideceğim istasyonu aradım. Elimde tahta bavulum olmasa da elimde siyah oltu taşından işlemeli bir hatıra tespihim vardı. Parmaklarımda gezdirdim durdum. Otuz üç tanesinde otuz üç vagonlu trendeymiş gibi nerede ineceğimi bilmeden, raylarda kaydım durdum. İnsan bu yalnız yaşanmıyor. Bazen hatıralar insana bir arkadaş, bir sevgili olup, karşına oturup konuşuyor. Hayat treni hala kayıyor raylarda. Yaşıyorum! yapa yalnız hatıralarla...!!! M. Yayla-Görele