Kışın yaza evrildiği günlerde düşüyor kar, bir kaç yıldır sahillere. Zemheri bitip, gücük ayı ile kar döşeniyor her yere. İncecikten ağır, ağır dökülü veriyor bulutlardan lapa, lapa. Ama o eski yıllarda ki kadar sevimli olmuyor. Sanki gökten kar değil, bembeyaz kar taneleri düşmüyor, içimizi yakan, bizleri tir, tir titreten soğuktan, etrafı toz duman eden tipiden başka, bir şey hissetmiyoruz. Hele birde kar sessiziliğinde ki akşamların geceye evrildiği zamanlar hiç. çekilmiyor. Hele birde yürekte katmerlenmiş acılar, yitip giden canların travmaları varsa, kar sessizliği ürperten, ölüm sessizliğini solutuyor canlara. Anasını, babasını yitirmiş bir çocuk. Her şeyini yitirmiş bir baba, Ailesinin tüm fertlerini enkazların altında bırakan bir anne ağlarken nasıl olur da yağan kardan zevk alına bilir. Vücudunun bir yanı kopup gitmiş insanlar, nasıl neşe ile bahara göz kırpa bilir. Evi varken evsiz kalmış, Çocukları varken çocuksuz kalmış, İşi varken issiz kalmış, Yaşarken ansızın kocaman, binaların altında ölümün karanlığında kaybolup gitmiş insanların dramını yaşarken baharın tılsımlı havasını kimler soluya bilir. Binalar yapılır, yollar yapılır, ölen canlar geri gelmeyecekse nasıl ısınır bu kar altında canlar. Yıkılan binalar yığın yığın. Ölüm yığın yığın. Ne yazık hala gülen varsa bahara, hep bakar körüz demektir. Lütfen görmek için bakalım. Görmeden bakıyorsak sadece bu başa gelen musibete, daha çok kat edecek zamanımız var demektir medeniyete. Hala para nın gücüyle başaracağımızı sanıyor, parayla başaracağımızı sanalar yanılıyor, Paranın geri getiremeyeceği canların hakkını nasıl ödeyeceğiz. Enkaz altında tonlarca ağırlığın altında can verenlerin acılarının bedelini hangi adaletle ödeyeceğiz. Yaşamak bir haktır. Bu hakkı yitip giden canlara nasıl iade edeceğiz. Karlar yağar, Karlar erir
bahar gelir yaz gelir. Fakat giden canlar bu acılar bitmez. Kar sessizliğinden ürküyorum. Ölüm sessizliğine ne de çok benziyor. Göz bebeklerim eriyor,bitiyor. Yumuyorum gözlerimi, yıkılan enkazlarda ki canlarla ölüme bir pencere açıyorum. Ellerimi uzatıyorum ellerimi itiyorlar. Utanıyorum. Ağlıyorum,ağlıyorum. Yaşamamak bu olmamalı diyorum. Bahara ulaşmak istemiyorum. Yaşamak bu olmamalı deyip binlerce yitik canla bende bilinmeyen diyarlara gidiyorum. Beyaz, beyaz kar yağsa da sessiz, sessiz, bu sessiz haykırışlarla ölümün karanlığında karabasanlarla boğuşuyorum. Elveda hayatlar, Bir hayat alabilir mi dünya dolusu para denen kirli vasıtalar. Her şeyi satın alırsın haklısın para. Kusura bvakma bvir can değil bir göz bebeği alamazsın...! M.Yayla-Görele