Ne üzüntüm olurdu ne de
Umutsuz umutlarım.
Dallara konardım bağırtısız...
Öylece kendi halinde
Sessiz,
Uslu bir kuş olurdum...
Hepimizin birleştiği tek ortak noktamız... Vazgeçemeyeceğimiz tek şey... Özgürlüğümüz…
Lakin hiçbir zaman tam anlamıyla özgür hissedemeyiz kendimizi. Özgürlük savaşında bizi bağlayan, kısıtlayan hep bir şeyler vardır... Yapmak istediğimiz şeylere, bulunmak istediğimiz yerde bulunmaya ve hayallerimizi özgürce gerçekleştirmek engellenir hep…
Bazen uzaklara dalar Zülfi Livaneli şarkısında dediği gibi “Okulda defterime, sırama, ağaçlara, yazarım adını”, “Ey Özgürlük”…
İnsan kendini cendereye sokulmuş gibi hisseder ya bazen hani?... Alıp başını o a çok uzaklara, herkesten uzaklara gitmek ister. Kimsenin ona ulaşamayacağı, kimsenin bilmediği bir yere. Özgürce gitmek ister işte. Neresi olduğu pek önemli değildir.
Penceresinin önüne konan bir kuşa, ya da gökyüzüne özgürce kanat açmış oradan oraya uçup neşeli çığlıklar atan kuşlara hayranlıkla bakıp da; “Keşke bir kuş olsam...." diye hayıflanır bazen…
Neden insanlığımızdan şikayetçiyiz.. İnsan kendinde olmayana haset edermiş ya hani?. Biz insanlar bile bile mi alırız acaba onların elinden özgürlüklerini... Kendimize dahil etmek için, bencilce "koruma" " sevme" adı altında " bizim" olmalarını istediğimiz için belki… Biz insanlığımızla yeteri kadar özgür olamadığımız için mi el kadar kuşlara özeniyoruz? Özgürlükse... özgürlük evet... ama nereye kadar? Peki kuşlar niye uçar? düşündünüz mü? Aslın da, Kuşlar kadar özgürüz hepimiz… Ne daha fazla, ne daha eksik…Ne kuşlar dünyaya ‘kuş beyinli’ gelmeyi seçiyor, ne de biz, kanatsız doğup uçamamayı… Kuşlar da, biz de, bedenlerimizin oluşturduğu kafeslerin içine hapsolmuş, doğamızın buyruklarına boyun eğerek yaşıyoruz… Kuşların ak kanatlarında, annelerin gözyaşlarında barınan... silahların ve savaşların gölgesinden çıkararak insanı dağ doruklarına ulaştıran özgürlük... ey özgürlük...
Anasayfa
Yazarlar
Serdar Kara
Yazı Detayı
Bu yazı 133+ kez okundu.
“Ey Özgürlük”…
Ne üzüntüm olurdu ne de
Umutsuz umutlarım.
Dallara konardım bağırtısız...
Öylece kendi halinde
Sessiz,
Uslu bir kuş olurdum...
Hepimizin birleştiği tek ortak noktamız... Vazgeçemeyeceğimiz tek şey... Özgürlüğümüz…
Lakin hiçbir zaman tam anlamıyla özgür hissedemeyiz kendimizi. Özgürlük savaşında bizi bağlayan, kısıtlayan hep bir şeyler vardır... Yapmak istediğimiz şeylere, bulunmak istediğimiz yerde bulunmaya ve hayallerimizi özgürce gerçekleştirmek engellenir hep…
Bazen uzaklara dalar Zülfi Livaneli şarkısında dediği gibi “Okulda defterime, sırama, ağaçlara, yazarım adını”, “Ey Özgürlük”…
İnsan kendini cendereye sokulmuş gibi hisseder ya bazen hani?... Alıp başını o a çok uzaklara, herkesten uzaklara gitmek ister. Kimsenin ona ulaşamayacağı, kimsenin bilmediği bir yere. Özgürce gitmek ister işte. Neresi olduğu pek önemli değildir.
Penceresinin önüne konan bir kuşa, ya da gökyüzüne özgürce kanat açmış oradan oraya uçup neşeli çığlıklar atan kuşlara hayranlıkla bakıp da; “Keşke bir kuş olsam...." diye hayıflanır bazen…
Neden insanlığımızdan şikayetçiyiz.. İnsan kendinde olmayana haset edermiş ya hani?. Biz insanlar bile bile mi alırız acaba onların elinden özgürlüklerini... Kendimize dahil etmek için, bencilce "koruma" " sevme" adı altında " bizim" olmalarını istediğimiz için belki… Biz insanlığımızla yeteri kadar özgür olamadığımız için mi el kadar kuşlara özeniyoruz? Özgürlükse... özgürlük evet... ama nereye kadar? Peki kuşlar niye uçar? düşündünüz mü? Aslın da, Kuşlar kadar özgürüz hepimiz… Ne daha fazla, ne daha eksik…Ne kuşlar dünyaya ‘kuş beyinli’ gelmeyi seçiyor, ne de biz, kanatsız doğup uçamamayı… Kuşlar da, biz de, bedenlerimizin oluşturduğu kafeslerin içine hapsolmuş, doğamızın buyruklarına boyun eğerek yaşıyoruz… Kuşların ak kanatlarında, annelerin gözyaşlarında barınan... silahların ve savaşların gölgesinden çıkararak insanı dağ doruklarına ulaştıran özgürlük... ey özgürlük...
Ekleme
Tarihi: 17 Ocak 2023 - Salı
“Ey Özgürlük”…
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.