Benim kasabam ufacık Olsa da, Benim kasabam dünyalar kadar da büyüktür. Ne büyük insanlar yetiştirmiştir, edebiyat alanında şairler, ressamlar,siyaset alanında bakanlar, Ülkemin kurucu değerlerini yetiştirmiş ve tarihin altın sayfasında yerlerini almışlardır. Bu değerleri yazmaya kalksam yazamam.Çünkü o değerleri anlatacak,tartacak bilgi dağarcığım yoktur. O büyük insanları yazmak için bilmek lazım. İlim yapmak lazım. Mesela; Ben bir Hasan Ali Yücel'i, Sevgilisine ''Karadutum, Çatal karam çingenem''diyen Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nu nasıl yazarım. Onları yazmaya kalksam kalemim
yazmaz,bilgim yetmez. Ama Kendileriyle tanışık olduğum. Bir baba kadar üzerimizde emeği olan kasaba doktorumuz Erdem amcamızı yazmaya kalksam kalemim yazar. Bilgim yeter. Çünkü onu tanıdım. onunla yaşadım. Kasabamızın doktoruydu Erdem amca. Zayıf incecik bir Görele efendisiydi. Yürürken karıncayı incitmez, hep aynı yoldan gider gelirdi muayenesine. Zarif, kibar babacan bir adamdı. Hastalandığımızda apar topar ona koşardık bir kasaba halkı olarak. O hepimize bakar,reçete yazar, Anlasa da kuşkulandığı hastaları Trabzon'a sevk ederdi. Tahlil yapmazdı. Çünkü benim çocukluk yıllarında tahlil lükstü. Hastasını dinler, Ağzına boğazına bakar, tansiyonunu ölçer. Gözlerini içine bakar teşhisini koyardı. Hiç yanılmazdı teşhisinde. Nereye gitsen onun söylediğini söylerdi. Kimseden para almazdı. Para verseniz dürer büker cebinize atar ilaçlarını al derdi. Akşamları evine gelince de bitmezdi mesaisi, Sabaha kadar köylerden gelen acil hastalara bakardı. Gecenin bir saatinde o derin uykusundayken erinmeden kalkar evinin alt katında hastalara bakardı. Böyle bir insandı o Erdem amca. Gecenin o saatinde tatlı uykusundan kalkar kimseden bir karşılık beklemezdi. Onu kasabanın sokaklarında görünce herkese güven gelirdi. Erdem amca var ya derdik hastalıktan korkulmaz. O o kadar hastaya derman olurken bir gün böyle bir ocak ayının ikisinde hastalandı. Kasaba ayağa kalktı. Dediler Erdem amca Yoğun bakımda. Kasaba akın etti Trabzon'a Erdem'ine dermen olmaya. O bize derman olsa da, biz o Kasabanın meleğine derman olamadık. Ve onu kaybettik. Onu kaybetmek demek bir kasabayı yitirmeye değerdi sanki. Heybetli bir kalabalıkla uğurladık onu. ağaçlar,kuşlar onu tanıyan herkes göz yaşı döktü. ama boşuna.Bir daha dönmedi Erdem amca. Ölüm yıl dönümünde aziz hatırası önünde minnet ve şükranla eğilirken. Ona rahmetler diliyorum. İyi ki tanımışım diyerek övünüyorum. Ufacık kasabada çok hakkın var Erdem amca, ne olur hakkını helal et. O gece uykularının en derin en tatlı yerinde hangimiz çalmadı kapını. hiç yok demedin ki. Seni çok özledim. Sadece ben değil seni tanıyan herkesin seni çok özlediğine şahitlik ederim. Ruhun şad olsun. Cennetinden bize de yer ayır olur mu Erdem amca....!!!! M.Yayla-Görele