Çözdü kayığı iskeleden, Motora kalın sicimiyle bir asıldı. Motor sarsıldı. Sahilde yankılandı motor sesi. Ufacık eksoz borusundan ne siyah ne gri, ikisi ortası bir duman yükselirken mavi bulutlara. Sallanarak yalpalayarak umutla yekenin kolundan tuttu. Ardında mavi sularda köpük köpük dalgalar bırakarak ufuklara doğru gidiyordu. çok geçmedi ufaldı ufaldı gözden kayboldu kayıkçı. kimselerin olmadığı derin sularda balık avlamak onun en güzel heveslerindendi. Balıklarla konuşur avlandıkça avlanası gelirdi. saatlerce mavi sularda sallanır sallanırdı. Öğleye doğru bir poyraz çıkardı denizin orta yerinde.Deniz dalga dalga köpüklenirdi. Sarhoş olurdu kayık poyrazda. avlanan balıklarla balıkçı bu kez rotayı sahile çevirirdi. Suları yara yara, ardında ufukları bırakarak .bir kaç saat yolculuktan sonra belirmeye başlardı kayık .Görünür olurdu.Yaklaştıkca büyür,büyüdükçe iskeleye yaklaşırdı.Motorun bir yerine dokunur motoru durdurur,kürekleriyle oynayarak,iskelede gezinen adama ince atardı.İnceyi kapan adam.Kayığı babaya volta ederdi. İskelenin usturmaçaları kaşırdı kayığın bordalarını kanatırcasına. Bir kaç kasa gümüş renkli balıkla çıkardı kayıkçı iskeleye. Gururla suda buruşmuş parmakları kasada yürürdü balık pazarına doğru. Sanki balıkları sudandı. Aynadandı derisi parıl parıl. Suyu sudan ayıran o adam balıkların pulu gibi parlayarak giyip gitti kasabada. çünkü balık soran çok, alan yoktu....M.Yayla-Görele