Daha dün gibiydi.Bir delik testi gibi su vermişlerdi omuzlarıma, Her gün bir damla damlayacak demişti tılsımlı bir ses. Pek ağırda değildi omuzlarımda. Atmış üç yaşıma Yaşıma damla damla damladı.Bazen ateşten,bazen serin,bazen volkanlar kadar akışkan lav lav, bazen bahar yeli kadar hafif, şafak yeli kadar umutlu damladı. Kendinin unutturdu bazen. Yoksa suyumu bitmişti. Usulca aldım omuzlarımdan. Tam içine bakacaktım kulpu çıktı.Düştü testi kırıldı. İçinde su da kalmamıştı hani on damla ya var ya yoktu. Sakallı bir dede geldi uzaklardan
-Üzülme dedi
-Testiler geliyor yeni testiler su dolu testiler Kervan ha kavuştu kavuşacak dedi
Gözlerim doldu
-Dedim yaşım ağırlaştı
-Olsun dedi yeni testiler var ya Daha güzel damlayacak,çorak topraklara çorak gönüllere bereket olarak damlayacak. O Damlalar var ya ırmak olacak.
Uyandım...Ve düşündüm.
Sordum kendime
-Gün dönümü nedir diye
Biliyordum uzun gecelerin damla damla kısalacağını artık. Gün artık karanlık geceden damla damla çalacak her karanlık damlayı nura kavuşturacaktı. Nuru berekete. Karanlık kuyunun sonu gelecekti bu gece, kova kuyunun dibine değecek O enderin yerinden ışık çekecekti güne. Ömrüm bereketlenecek bir yıl daha büyümenin hüznüyle bahara doğru yol alacaktım. Dedem derdi ki; ''Evlat kış gün dönümlerinden sonra başlar.'' Varsın olsun her kışın sonunda rahmet, rahmetin sonunda bahar vardır. Mutlu ve güzel yıllara doğru damla damla yaklaşırken, Gün taşıyalım karanlık gecelerden kısa günlere. Haydin uyanın bahar el sallıyor dostlar. Bir elde siz sallayın. M.Yayla-GÖRELE