Her şey değişti, toza dumana karıştı mazi. Unutulmasın diye yazmadan edemiyorum. Aklımı maziyle bozdum. yoksa kafayı mı yedim. Nasıl kabul ederseniz edin ben eskileri bir masal tadında anlatmaya devam edeceğim. Ben yaşarken sen yokken çocuklar ufacık dükkanlar, bu ufacık dükkanların duvarında çerçeveli arkası kağıttan aynalı,aynanın hemen önünde şimdiki dişçi koltuklarına benzeyen koltuklar, koltukların etrafında fır dönen bembeyaz önlük giyinmiş berber amcalar vardı. Şimdiki zamane saç kesme makinalerı yoktu o zamanlar. Elle manuel çalışan saç kesen makinelar berber amcaların elinde krom renkli kollarını sıkarlar saçlarımız traş yaparlardı. Bazen kesmez saçlarımızı dibinden koparmasa da saçlarımız derisinden yüzülürmüş gibi olurdu.O zamanlar da üç çeşit saç traşı vardı. Gariban çocukların başını üç numaraya vururlardı kabak derdik, Birde her tarafı üç numaraya vururlar bıngıldak bölgesinden anlınıza kadar üç parmak ince saç bırakırlardı. alınla kafanın başladığı yeri dümdüz makasla keserlerdi. bu traşa alapuruz derlerdi. Bir de Makasla yapılan ense traşı vardı. Berber elinde makasla adeta dans ederdi. Kulaklarınızn arkasını düzeldirken ritmik makas hareketleri sanki bir senfoni havasında olurdu. Ense sıfır makine ile temizlenirdi. Ayna kırık dalgalı gösterse de Kendi yüzümüzü berberden berbere o dalgalı aynalarda görürdük. Yeni bir traşa kadar kendimize uzakta ellerimizle tutacak kadar yakında olurduk. Ali amcam hep kabak yaptırırdı başını. Kafası yusyuvarlak olurdu. Ben hiç kabak traş yaptırmadım başımı hep alapuruz yaptırırdım. Her traştan sonra Annem
-Perçemini yerim deyip perçemimi okşardı. Benim kafam yamuk yumuk olduğundan percem kafamdaki yamukluğun görülmesini engellerdi. Sinan'da alapuruz olurdu. Ona da çok yakışırdı o saç biçimi. Saçımızı hep Ali ihsan Amcaya kestirirdik. Köylümüz olurdu. Yanında rahmetli Hadi amca vardı. Berber traş o yıllarda bir ekoldü. Düğünlerde damat düğün meydanında traş olurdu. Tahta iskemleye oturur saç sakal traşı olurdu.Berber köseleye usturayı bir çalardı ki ustura kıldan ince olurdu. Sakal köpüklenirdi yuvarlak sabun sakal fırçasıyla, sinek kaydı traş başlayınca tabancalar patlar yer gök inlerdi silah sesinden. Şimdiki traşlar hava çiva. traşın bile o zamanlarda bir adabı bir fiyakası vardı. Her şey değişti ayak uyduramıyoruz. Traşlar bile değişti zamane . Kimi uzattı, kimi ortadan taradı Hüsamettin modeli. Asker traşları hep üç numara olurdu eskiden. Bit bitti üç numara traşlarda bitti. Ama yinede boş bırakmamalı bazen saçlar pırıl pırıl olsa da bitleniyor. Sosyete uyuzu olur da, Sosyete saç biti olmaz mı. Tasalanmayın sosyete biti artarsa kabak yaptınmı başı, gabak başta bit abranmaz. Üzülmeyin.Babaannem derdi ki. ''Kesilen saç daha gür büyür. Berberin oğlu kasabın oğlunu yener'' derdi. Uğur BİLGİ hoşuna gitti mi.? Horozlu yuvarlak aynayı da sen yaz ...! M.Yayla-Görele