Ülkeyi yöneten siyasilerin söylemlerine bakarsanız düşecekmiş. Gerçi geçmişte verdikleri tarihlerde enflasyonda bir düşüş görülmedi ama bu defa gerçekten düşebilir.
Eğer yeni bir ekonomik kriz yaşanmazsa, yeni bir devalüasyon olmazsa enflasyon rakamsal anlamda düşecektir.
Hani, Bakan demişti ya; Türk Lirası bundan daha fazla düşmez, zaten düşeceği kadar düştü!... Enflasyon da çıkacağı kadar çıktı. Bundan daha fazla nereye çıkacak?
Çıkamayacağına göre düşüşe geçecektir.
Aslında her şey bir algı meselesi, rakamların ne söylediği hiç önemli değil. Sizin ne anladığınızdır önemli olan.
Enflasyon matematiksel olarak zaten düşmek zorunda! Süreç bunu gerektiriyor.
Kimse Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı enflasyon rakamlarına zaten inanmıyor. İnanılacak gibi de değil zaten. Piyasa gerçekleri hiç de resmi rakamların söylediği gibi değil. Ürün ve hizmetlerin parasal karşılığı her gün artıyor.
Peki, o zaman enflasyon nasıl düşecek?
Bu oransal bir hesap meselesi!
Her şeyin fiyatı ekonomik kriz öncesine göre en az üç kat arttı. Türk Lirası yüzde 150 değer kaybetti. Bu bir zirvedir.
Hadi resmi rakamlar üzerinden yürüyelim. Bu üç kat artışı yüzde 80 le açıklıyorlar.
Artık günümüzde fiyat artış oranı bu kadar dik bir grafikle yükselmiyor.
Her şeye zam gelmeye devam ediyor ancak artış oranı yatay bir çizgiye yakın seyrediyor. 100 TL olan ürün veya hizmetin bedeli 105 TL olunca artış ve dolayısıyla enflasyon yüzde 5 oluyor.
Oysa bugün 100 TL olan ürün ya da hizmetin bedeli ekonomik krizden önce 30 TL idi.
Enflasyon düşecek ama o ürünün bedeli 30 TL'ye düşmeyecek.
ABD Doları 7 TL'ye düşmeyecek. Mazot 6.5 TL olmayacak bir daha.
Bir kilo çay 30 TL'ye inmeyecek.
18 TL olan ABD Doları 18.60 olduğunda artış yüzde 1 bile olmayacak
Mazot 30 TL'den 31 TL'ye çıkınca artış yine yüzde 1 in altında olacak.
Ve ülkeyi yöneten siyasiler enflasyonu düşürdük diye bas bas bağıracaklar.
Hesabı ve oranlamayı bu yöntemle yapacaklar.
Ekonomik kriz öncesi rakamları unutun diyecekler. Onlara bir daha dönülmeyecek.
Onlar için; Gerçekti hayal oldu diyeceksiniz.
Enflasyonu rakamsal anlamda düşük göstermenin belki bin türlü yolu vardır. Şimdi bin birinci yolu deniyorlar. Bu da tutmazsa bin ikinci bir yöntem daha icat edeceklerdir.
Bu kadar yüksek enflasyon ve fiyat artışına rağmen hala kimseyi enflasyona ezdirmedik diyorlarsa; enflasyondan ezilmenin ne demek olduğunu sorgulamak gerekir.
Onlar enflasyondan ne anlıyorlar halkımız ne anlıyor?
Onlar ezilmişliği nasıl tanımlıyorlar, halkımız nasıl tanımlıyor? Onlara göre enflasyon nedir, halka göre nedir?
İşte algı dediğimiz de tam olarak budur!
Enflasyonun rakamsal olarak değerlendirilmesi neden bu kadar önemli?
Başta memurlar ve emekliler olmak üzere çalışanların aylık ücretleri bu rakamsal değerler üzerinden değerlendiriliyor.
Asgari ücret ve bazı artışlarda bu rakamlar üzerinden artışlar yapılıyor. Toplu iş sözleşmeleri enflasyon rakamlarına bakılarak imzalanıyor.
Önümüzde yapılacak seçimler nedeniyle döviz ve buna bağlı fiyat artışları baskılanmıyorsa gelecek aylarda enflasyonda doğal düşüşler yaşayabiliriz.
Seçimden sonrası için bugünden bir öngörüde bulunmak asla mümkün değil. Bir seçim ekonomisi uygulanırsa bunun faturası seçim sonrası oldukça ağır olacaktır.
O zaman bırakın enflasyonda doğal düşüşü, bugünleri bile arar oluruz.
Ekonomi bilimine inanmayanların bu sonuçlara şaşırmasını beklemiyoruz.