Yürümeyi çok severim. Yürümek bana en sadık arkadaştır. Ayaklarım yürümeme engel olmasa da ayakkabılarım dayanmıyor bu kadar fazla yürümeme. iki üç ayda eskiyor. Eskiyen ayakkabılarım giyilemeyecek kadar eski, Bakılmayacak kadar çirkin olsalar da ben onları sever, geçmişimde bana yollarda arkadaşlık ettikleri için, ayaklarımı taştan dikenden korudukları için minnet duyarım. Güzel bir ayakkabıyı giyinmekten ne kadar hoşlanırsam. Eskimiş bir ayakkabımla tekrar buluşmaktan da en az yeni ayakkabılardan aldığım hazzı alırım. Bugün günlerden pazar. Evin altında bulunan eskileri sakladığımız kilerde yıllanmış bir ayakkabıma rastladım. Oldukça eski bağları düğümlü,Siyah boyasına sanki kar beyazı küfler yerleşmişti. Derisi toprak misali küfleri yaşatmak için can veriyordu küflere. Göz göze geldik eski ayakkabılarımla. Gözlerim gibi o da bir çift yorgun, Sanki bana yıllar önce çektirdiklerimden sitem eder gibi bakıyordu. Belki yirmi yıllıktı. Onu Ruslardan almıştım. Sarp sınır kapısı açıldığı o yıllarda Ruslar akın etmişler,neleri var neleri yok otobüslere doldurup satmaya getirmişlerdi. Tabaklar, küpler, aklınıza ne gelirse her şey. Bende o ayakkabıları onlardan almıştım. Oldukça basitti. Ucu ince altı lastik giyimi kolaydı. Karşısına geçtim. Bana
-Otur dedi
Ayakkabı konuşur mu demeyin
Onunla yaşadıysanız konuşur. oturdum
-Hani dedi benimle camlara çıkardın. Cam taşırdın inşaatlara. Ağır camları yorulunca üzerime koyardın. bir iki soluk alır tekrar merdivenlerden çıkardın. Ufacık çekicin, elmasın, ufacık cam çivilerin vardı. Camları takar,sonra macunlamak için cambaz gibi pencerelerde oynardın. Pencerelere ışık takardın. Bazen keserdi seni cam. O zaman sana çok acırdım.
-Sus artık, susar mısın deyip uzaklaştım yanından. Arkamdan hala homurtularla konuşuyordu. homurtularını duymamak için yine ayaklarımda bir başka ayakkabılarla tabana kuvvet yürüdüm. Nereye gideceğimi bilmeden. Hatıralarım bana o kadar sadık ki; ayakkabılarımla yaşadıklarım bile bir pazar günü dile gelip bana yaşadıklarımı anlata biliyor. Her şey hatıradır. Bazen hiç ummadığınız yerde dile gelir. Duyma yetinizi yitirmedinizse size hatıralarını anlatır. Sizlerde deneyin. Bakın ne güzel geçmişten hikayeler dinleyeceksiniz dününüzü beraber yaşadıklarınızdan. Bir eskinizi alıp sarılın. Anlatacakları hatıralardan mutlu olacaksınız. Çünkü sizi Özlem dolu geçmişinize götürecektir. Onlar eski, küf koksalar da koklamaya, hatırlamaya değer...! M.Yayla-Görele