Annem gençken zayıftı.Ama elleri iri parmakları kalındı. Kalın parmakları arasında ufacık iğne,iğnenin ardında siyah iple eski önlüklerimizin geçen yıldan kalan söküklerini dikerken onu seyretmek çok hoşuma giderdi. Arada kızar,
-Bu ceplerden ne istediniz deyip İğneyi hırla sanki eline sokacak olurdu.O söylenirken sıralara takılan önlük ceplerimiz sökülür,Hatta kenarlarından ince siyah kumaş yırtılırdı.Önlükten sonra sıra pantolonlara gelirdi.Gevşeyen lastiklerini değiştirmek için bu kez lastiğin ucuna çengelli iğne takar Uçkurun boşluğundan lastiği geçirir ayarlar ne düğüm atardı. Beyaz yakalıkların iliğini yine iğne ile sağlamlaştırır Eski olsalar da tertemiz divanın üzerine koyardı. Sabahleyin kalkar, Önce ineğin yalını verir, ineği sağar,Taze sütü gaz ocağında pişirir bize kahvaltımızı hazırlardı. Okulun ilk günü annem bir başka olurdu.Biz kahvaltımızı yaparken çeşmeye koşardı. Bakır güğüm eve geldiğinde buram buram terlemiş gibi olur,boncuk boncuk su fışkırırdı bakırdan. Tamir ettiği okul kıyafetlerizi giydirir, Sağ ellerimizi güğümde ki suyun içine sokardı. Elimiz suyun içinden çıkınca
-Zihniniz sular gibi berrak olsun derdi.
Ve okul yoluna düşerdik.Mahallenin çocukları hep birden patika yollardan saatlerce yürür kasabadaki Hasan Ali yücel ilk okuluna gelirdik. Okul müdürü Orta boylu Biraz kilolu, Okulun merdivenin orta basamağında konuşmaya başlardı. Kravatı,elbisesi,Hele pantolonun ütüsü bıçak gibi, Ağzından dökülen cümleler çivi gibi çakılıyordu hafızamıza.Ne güzel şeyler söylüyordu.Gür sesi hala kulaklarımda çınlayan Muhammet Köse Baş öğretmenimi saygıyla anıyorum.Allah rahmet eylesin. Üzerinden elli yıl geçse de hayali hala canlı göz bebeklerimde şimdi.Çok istesem de kağıda dökememenin hüznünü yaşıyorum. Okul çıkışı babama koşardık. Kitapçı Nebioğlun'dan okul kitaplarımızı alırdık.Kaplama kağıdı ile kitaplarımızı defterlerimizi kaplardık.Üzelerine etiket yapıştırır Ne kitabı ise ismini yazardık. Sırt çantalarımız yoktu.Bezden dikme heybelere benzeyen çantalarımızı boynumuza asardık. Ayaklarımızda derbey lastik.İç astarı kırmızı olurdu ayaklarımızı yağmurlu havalarda kırmızıya boyardı. Çocuklar şimdi çok şanslısınız.Okullar şimdi daha güzel. Ama bizim kuşak kadar mutlu musunuz? Sizler hep mükemmele odaklandınız. Ama bizler olduğu ile yetinirdik. Hayırlı öğretim yılı dilerken sizlere,Size bir amca öğüdü vereyim. Kağıtlar kaleme hamaldır. Kalem akıla. Siz siz olun kaleminizi aklınızın mantığınızın bilimin ışığından başka bir alanda kullanmayın. Kaleminizden ilim damlasın.Kaleminizden damlayan cümleyi asla karalamayın. Kalemlerinizden altın damlasın. Kömür yazmasın. Canlarım benim....M.Yayla-Görele