Bugün fındık toplarken bahçede,belkide inanmayacaksınız ama bir ayna buldum. Yere düşen fındıkları toparlarken toprağın bir iki santim derinine sinmiş sanki benimle saklambaç oynuyordu. Topraktan çıkarıp elime aldım. Arkasında horoz resmi el içi kadar yuvarlak kesilmiş bir ayna. Kırmızı kuyrukları kafasına kadar uzanan bu horozlu aynayı gördüğümde,Aliye'nin Sami'nin sattığı o horozlu aynalar geldi aklıma.O zamanlarda yuvarlak o aynalar modaydı delikanlıların cebinde.Şimdiki cep telefonları gibi olmazsa olmazıydı delikanlının.Yanına Kahve rengi plastik tarak Yarısına kadar kalın dişli bir diğer kısmı ince dişli tarak, Saç taramak modaydı bizim gençliğimizde.Kimi yana tarar,kimi Yukarı tarardı.Sonrada el içi kadar bugün bulduğum yuvarlak arkasında horoz resimli teneke muhafazalı aynaya bakarlardı. Bende kendimden geçmiş bir halde bahçede savaşırken suratıma bakmak için aynanın paslanmış horoz resmi olan kısmını avucumun içine aldım. Ayna olan kısmına baktım. Beni görmedi ayna. Kör olmuştu. demeyin sakın aynalar kör mü olur diye. Olmuştu işte. bana bakıyor bakıyor görmüyordu beni. Belki de bana beni göstermemek için direniyordu. Suratımı beğenmemişti, belki de tanımamıştı. Belkide yavaş,yavaş üstüme çöken ihtiyarlığımı gizliyordu benden. Ama o ne yaparsa yapsın ben onun kör olduğuna kanaat getirdim. Aynalarda kör olurmuş deyip kaldırdım attım.Çok uzağa düşmedi Bahçenin Önünden akan ufacık çayın içinde taşa çarptı. Yıllardan kalma kırılan cam sesi yankılandı kulaklarımda. Üzüldüm. Kör aynayı birde kırmıştım. Çaydan akan incecik berrak suda cam kırıkları parladı. Can acısıyla ışık saçmaya başlamıştı. Kim bilir belkide geçmişine ağlarken suya hasret suyun ışığında son defa dünyaya bakmıştı. Camdan suda ayna parlarken biraz seyrettim ağlamasını tam o sırada bir yusufçuk kondu aynayı attığım taşın üstüne Sanki ipek tülden işlenmişti yaradan. Olmayan renk yoktu üzerinde. Pırıl, pırıl renk cümbüşü içinde ki suda ki ayna kırıntılarında kendi güzelliğini görmüş olacak ki edalı edalı bir uçtu, bir kondu.bir uçtu kondu taşa, Bana nispet verircesine oynaşıp durdular. Beni de avare ettiler. Bir günde böyle geçti. Kör ayna beni de kör etti gözlerim bulandı. Uyuya kalmışım. Uyandığımda yusufçukla çayda ayna hala bir biriyle oynaşıyorladı. Bana kör olan ayna yusufçuka dünyanın güzelliklerini sunan sihirli aynası olmuştu..Yusufçuk sana da bu seyir yakışır .Sizlere iyi bakışmalar. Yusufçuk ile horozlu yuvarlak avuç ayası kadar kör ayna. M.Yayla-Görele