Ürünler ve hizmet fiyatlarının buralara çıkabileceği, yabancı para birimlerinin bu kadar yükselebileceği hayal bile edilemezken gerçek oldu.
Bir dönem dillerinden düşürmedikleri bir söz vardı; Hayaldi gerçek oldu diyorlardı. Bugün bunu hiç söylemiyorlar, bırakınız hayalin gerçek olmasını, hayal edilemeyenler bile gerçek oldu hamdolsun!
Artık yazılarımızda ürün ve hizmetlere ait rakamlar yazamıyoruz. Yazılarımız gazete çıkana kadar ürün ve hizmetlerin fiyatı yükseliveriyor.
Akıl almaz ve izah edilemez bir yükseliş yaşanıyor fiyatlarda.
Yönetim ise sadece seyrediyor.
İnsanın aklına sanki bilerek bir şey yapmıyorlar gibi garip şeyler geliyor.
Bütün makaralar boşalmış, her şey kendi bildiğine akıp gidiyor.
Sanırsınız ki bir baraj yıkılmış, azgın sular önüne kattığı her şeyi süpürüp gidiyor.
Bir tedbir, bir çare, bir çözüm yok gibi. Ya ne yapacaklarını bilmiyorlar ya da biliyorlarsa yapmıyorlar. Yönetimi hiç bu kadar şaşkın görmemiştik.
Günün sözü: Ülkede enflasyon yok, disiplinsiz ve fiili bir fiyat artışı var.
Bütün yaptıkları bu! Ne demek istediklerini anlayan var mı?
Fiyat artışlarını önlemeye yönelik bir girişim var mı? Gören, hisseden söylesin lütfen.
Bütün bunlar olurken toplumsal refleksin bu boyutta sürmesi de apayrı bir konu.
İnsanlar şaşkınlıkla ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorlar.
Ekonomik krizler öyledir, ilk aylarda toplumsal bir etkilenme gözlenemez. Krizin toplum üzerindeki etkisi zamanla ortaya çıkar. Mesela, köylü şehre alış verişe gidemez olur.
Toplum şu anda için için homurdanma aşamasında. Hemen her siyasi görüşten insanlar derin ve ağır bir sorgulama içindeler. Herkes aynı soruya cevap arıyor?
Ne oldu da böylesine akıl almaz bir fiyat artışıyla yaşamak zorunda kaldık? Her gün cebimizde, cüzdanımızdan bir miktar parayı gözümüze baka baka alıyorlar.
Bu manzarayı dış güçler dediğiniz ne idüğü belirsiz bir kavramla açıklayamazsınız. Kaldı ki dış düşmanlara karşı askeri bir savunma mekanizmanız varsa ekonomik saldırılara karşı da bir koruma kalkanınızın olması gerekir.
Oturup ağlayacak değiliz. Dış güçlere sövmekle de olmuyor bu işler!
Yıllarca kahrolsun terör örgütü diye bağırdık ama kahrolmadılar.
Biz bu işi bu yönetimin halledeceğine inanmıyoruz. O kapasiteleri olsaydı zaten iş buralara gelmezdi. Sayın Bakanın dediği gibi, sistematik bir kurgu değilse bunların bu işin üstesinden geleceği yok!
Sistematik bir kurguysa eğer onu da bu halk bozacaktır. Bir süre sonra satın alacak gücü kalmayan insanlara neyi nasıl satacaksınız? Oraya doğru gittiğimizi görmek için halkın içinde olmak durumundasınız. Ankara'dan bakınca görünmeyebiliyor!
Hala satın alabiliyorlar, demek ki durum o kadar kötü değil demenin doğru olmadığını anladığınızda çok geç olacak.
Toplumsal refleksin bir tık yükselmesi her şeye iyi gelir diye düşünüyoruz.
Bazı hizmet ve ürünlerin satın alınmayışı yaşamsal anlamda bizi zora sokmayacaktır.
Başta tüketici dernekleri olmak üzere, toplumun bütün birimleri satın alma gücümüzü kullanabileceğimiz pasif toplumsal refleksleri hayata geçirmek gibi bir eylemin öncülüğünü yapabilirler. Hayati gereksinimlerin dışında tüketimi azaltarak sessiz bir duruş sergileyebiliriz.
Kaldı ki bu fiyat artışları devam ederse bu kendiliğinden olacaktır.
Mal ve hizmet alımlarına bir süreliğine ara vermek içerdiği toplumsal mesaj açısından önemlidir. Fiyatların yükselmesinin önünü kesecektir.
Eski Türkiye'de bunun örnekleri vardır. Bazen basit eylemler büyük sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Tüketicinin satın almamak gibi çok güçlü bir silahı vardır.
Şimdilik kullanmadığı bu gücü hiçbir zaman kullanmayacaktır da denilemez.