Kış fırtınalarında, soğuk kışların ayazlarında kaçtığımız, Bakmaktan korktuğumuz deniz, bugünlerde sığınacak, içine dalıp sarılacak, umut ötesi bir hal aldıysa düşünmek gerekmez mi? Uzun kısır geceler kısalıp, günler uzayınca, dallara ürünler asılınca, toprak tohumla filizlenip başak,başak çoğaldıkça, yaşam sevincinin tadını almanın zevkine tam vardığınızda vadilerde filizlenen bir bardak yeşil çayın verdiği huzurla yaşıyorum diye bilmekten daha güzel ne olabilir? Zaman değişiyor, Ürünler biraz geç olgunlaşıyor, Hayat eski yokluk dönemlerine geriliyor. Her bolluğun bir kıtlığı, her kıtlığında bir bolluğu olacağı gibi. Refah yaşarken yokluğa düşmek neyse, yokluktan refaha çıkmakta aynı şey değildir. Benim çocukluğum da ''yılan bile toprağı tartarak yer'' derlerdi. Yılan toprağı çok yerse toprak mı bitecekti.? Aşırılık her zaman felaket getirir. Arabanın gazına fazla basarsan fazla süratten savrulursun. Kaza riskin artar. Fazla ve yersiz tüketirsen gelecek nesillere yaşam hakkı vermezsin. Çok iyi demirci ustası olsan da, çok güzel aletler yapsan da, yaptığın alet olamazsın. sadece üretimin bir aracı olursun. Denizler ne kadar büyük her büyük denizde her zaman çok balık olmuyor, Kayığın ne kadar büyük olursa olsun, balık tutmak için tüm araçlara sahip olsan da yoksa balık tutamazsın. Demek araç olsa da aracı amacında kullanacak ürün yoksa araçlar çürümeye mahkumdur. Bu bir hakimin kararı değildir. Bu yaşam kanunudur. Hakimin verdiği karar bir gün bozulur af çıkarda, Yok edilen doğa bir daha var olmaz. Bence amaç yaşarken aşırıya kaçmadan, acıtmadan, yarınlara da bırakarak gelecek nesillere de yaşam denen tılsımlı güzelliği bırakabilmektir. İşte bu nedir bilir misiniz, öldüğünüzde bile yaşamaktır. Gelin kırmayalım, dökmeyelim. Bu büyük sınavı yarınlar adına vermek için bira frene basalım. Frene basanlarımız çok var. yoklukla yarışanlar çöpten toplayıp yiyenler çok var. Bulamayan çok çok var. Ama bu alemde yaşamayan görmemişlerde çok var. Bu yokluğun içinde intikam alırcasına üstünlüğünü dışa vuran çok cahil var. Yoksulluk ve zenginlik iki komşudur aynı mahallede, bir bakarsınız bir gün şaşırır
Size konuk olur. Fakir zenginliği kaldırır da zengin fakirliği kaldıramaz. Hayat kıvamında yaşanmalı, ne tuzu çok, ne şekeri çok olmalı orta kıvamına alıştırmalı insan kendini ki umutlar yarına da kalsın. Hepinize sevgi ve saygılarımla. Güzel yarınlara. Sizlere bir nasihat kimseleri küçümsemeyin. İmkansızlığından yararlanıp ümitlerini kırmayın. Gecelerini cehenneme çevirmeyin. Yarınları bizler değil gerçekler kurar. Yalanların gözü kördür, bir gün mutlaka bir duvara toslar. Yakında uzun deyip dert yandığımız günlerde yavaş yavaş kısalacak feri gidecek. Geceler başlayacak karanlık olsa da Velhasıl; Böyle gelmiş böyle gider. Bizlere de kaderde de ne varsa o düşer...!!! M.Yayla-Görele